16 Şubat 2014 14:18

Ömer Batın GÜL
Tuzla

Bugün sermaye, toplumun kültürünü, siyasetini, sanatını, eğitimini kısacası halkı derin bir uykuya yatırıp sömürmek için kullanabildiği her alanı kullanmaktadır. Ben burada bunlardan sadece birini, sermayenin eğitimi kendi çıkarları için nasıl kullandığını yani özel okulları ve içinde yaşanılan sorunları yazacağım.

Ben Tuzla’da bulunan Piri Reis Üniversitesi’nde öğrenim görmekteyim. Denizcilik sektöründe söz sahibi olan sermayedarların kurduğu okulumuzda birçoğumuz büyük paralar ödeyerek öğrenim görüyoruz. Buna rağmen büyük sıkıntılar yaşıyoruz.

%100 BİZE FAZLA

İlk olarak hazırlık bölümünden söz edebiliriz mesela. 2 yıl öğrenim görecek olanlarla 4 yıl öğrenim görecek olanlar aynı sınıfta yer alıyor ve %100 İngilizce’ye tabi tutuluyorlar. Oysa onlara sadece %30 İngilizce yeterli. Birçoğu % 100 İngilizce öğrenimine ayak uyduramıyor ve önlerinde 2 seçenek kalıyor: Ya okulu bırakırlar ya da yine büyük paralar ödeyip 1 sene daha burada öğrenim görebilirler. Bu bizlere bilinçli olarak mı dayatılıyor bilemiyoruz ama bundan birilerinin çıkar sağladığına kesinlikle eminiz.

Okul Tuzla’da olduğu için Avrupa yakasından ya da Anadolu yakasının bize uzak kısımlarından gelen arkadaşlara hiçbir şekilde ulaşımda yardım sağlanmıyor. Öğretmenleri okula ulaştıran bir servis varken tüm taleplerimize karşın biz öğrencileri getiren bir servis konmuyor. Kümes hayvanı gibi her sabah yüzlerce kişi içine doluştuğumuz otobüslerde bizi görüp yine birkaç derse yok yazılacağımızın akıllarına gelmesi onları mutlu ediyor sanırım. Bu şekilde bizlerden tekrar tekrar para alabilirler, bizleri tekrar tekrar bir meta gibi kullanabilirler.

HANGİ ARA KÜTÜPHANEYE GİDECEĞİZ

Selami Gencay 2 yıllık bir bölümde öğrenim görüyor. Bölümü için %30 İngilizce yeterli ama 4 yıllıklar gibi % 100 İngilizce bilmesi isteniyor. Sınavları geçemediği takdirde kalmasından endişe ediyor.

Samet Gümüş sınıfta ısıtma sisteminin çalışmadığından dem vuruyor. ‘Yeni kampüste tüm makineler son model’ diyerek reklam yapmışlar ama okulda ısıtma sistemi çalışmıyor. Kış günü ceketleriyle titreye titreye ders işliyorlar.

İbrahim Uğur, kütüphane kullanımı sırasında yaşadıklarından bahsediyor. Üniversite öğrencileri olarak araştırmak, sorgulamak, öğrenmek istiyorlar lakin okulun çok övündüğü kütüphanedeki son model bilgisayarlar kullandırılmıyor. Kütüphaneler hafta içi okul kapandıktan 1 saat sonra kapanıyor, üstelik hafta sonu açık değil. Öğrenciler kütüphaneyi kullanmak istediği zaman derse girmeyip yok yazılmak zorunda kalıyor çünkü okul süresi dışında sadece 1 saat açık kütüphaneleri.

SESSİZ KALMAYACAĞIZ!

Sorunlar böyle boy boy sıralanırken biz de ilk önce tüm okuldaki öğrencileri temsil eden ÖTK ile konuşalım dedik. Taleplerimizi dile getirdik, sorunları uzun uzun anlattık, tartıştık, onlar da bize taleplerimizi ileteceklerini söylediler. Tabi ki herkesin içinden söylediği gibi geri dönen olmadı. Zaten bizim taleplerimizi dinleyeceklerini, haklarımız için mücadele edeceklerini onlardan beklemek bizim için boş bir beklenti olurdu. Okulda bu sorunları bizlerle beraber  yaşayan yüzlerce öğrenci var. En büyük hakkımız olan ücretsiz eğitim hakkımızın elimizden alınması, fabrikadan okula kadar her yerde iliğimize kadar sömürülmemiz, tüm haklarımızın birer birer gasp edilmesi yetmiyormuş gibi bir de bizim bunlara sessiz kalmamız isteniyor. Sessiz kalmayacağız.


 50 SAATİ ŞİMDİDEN HARCADIM

Her gün Kadıköy’den otobüsle okula gelmek zorunda kalan Mete Güreli dertli. Kendilerine tanınan 150 saatlik devamsızlık hakkının 50 saatini sadece sabah ilk saate geç kalarak harcamış. Böyle giderse sınıfta kalacak. Okula geç kalması otobüs şoförünün çayını ne kadar hızlı içtiğine veya kırmızı ışığın kaç saniye sürdüğüne bağlı. Okul yönetiminden parasını kendilerinin vereceği bir servis istiyorlar fakat  bu taleplerine cevap dahi vermemiş okul yönetimi.
Devamsızlık yüzünden sınıfta kalıp tekrar para ödemek istemiyor Mete.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et