25 Şubat 2014 06:00

Ukrayna’da siyasetin fiyatı ve maddi finansmanı

Ukrayna’nın içinden geçtiği siyasi krizi ve rejim bunalımını ele aldığımız dosya serimizin bugünkü 3. bölümünde darbenin maddi finansmanına mercek tutuyoruz. Ukrayna’da Kiev merkezli tam 3 aydır süren gösteriler 2004’teki 'Turuncu Devrim'e her yönüyle benziyor. İ

Ukrayna’da siyasetin fiyatı ve maddi finansmanı
Paylaş

UKRAYNA’DA NELER OLUYOR? 3

SUNU: Ukrayna’nın içinden geçtiği siyasi krizi ve rejim bunalımını ele aldığımız dosya serimizin bugünkü 3. bölümünde darbenin maddi finansmanına mercek tutuyoruz. Ukrayna’da Kiev merkezli tam 3 aydır süren gösteriler 2004’teki “Turuncu Devrim”e her yönüyle benziyor. İktidarı ve devlet başkanını sivil-faşist bir darbe ile deviren ve Kiev’de başlayıp ülkenin pek çok noktasına yayılan olaylarda ABD ve bir kısım Batı-Avrupa devleti baştan beri taraf oldular. Ülkeyi Rusya’dan, BDT’den ve Sovyet mirasından tamamen koparma hedefiyle tertiplenen Turuncu Darbe’de olduğu gibi bu sefer de “Maydan”; ülkenin genelinde cirit atan ABD bağlantılı örgütler aracılığıyla finanse edildi ve belirli ülkelerin diplomatik temsilcilikleri tarafından desteklendi. 

Okay DEPREM

Ukrayna’yı dışarıdan gözlemleyen sade bir vatandaş, hem turuncu soslu sivil darbe sırasında hem de son 3 ay boyunca ülkede yaşananları, gerçekten bir halk hareketi ‘devrim’ olarak algılayabilir. Dahası, kimi aklı selimler ve Ukrayna koşullarından sahiden de bihaber niceleri de şu anda ülkede yaşanmakta olan sivil-faşist darbe sürecini Türkiye’deki Gezi Halk Kalkışması ve hatta daha da ileri giderek Arap Baharı adı verilen ve pek çok Arap ülkesinde mevcut iktidarları deviren kitlesel protesto ve eylem dalgası ile mukayese etmeye kalkıştılar. Ne var ki, kazın ayağı hiç de öyle değildi ve bu süreçlerin birbirleriyle uzaktan yakında alakası yoktu. Ukrayna’yı gerçekten de objektif bir gözle takip edebilme imkânına sahip olanlar ile devletin ve halkın yapısını, kimyasını gayet iyi bilenler, bu tür okumalara ve yorumlamalara adeta gülüp geçtiler çünkü buradaki dinamikler ve hedefler tamamen farklıydı.

GENİŞLETİLMİŞ BİR “TURUNCU DEVRİM” TEKRARI
Artık sağır sultan biliyor ki, üzerinden 9 seneden fazla zaman geçen ve ülkeyi Sovyet mirasından ve Rusya ile BDT’den (Bağımsız Devletler Topluluğu) tamamen kopartıp Avrupa’nın gönüllü ekonomik sömürge alanı ve  ABD ve NATO’nun da Batı Avrasya’da en ileri ve gönüllü karakolu yapma nihai hedefiyle hareket eden “Turuncu Devrimciler” başından sonuna kadar tartışmasız olarak, o sıralarda ülkede faaliyet göstermekte olan her türlü Amerikan vakıf, dernek ve organizasyonları eliyle finanse edildi ve palazlandırıldı. Dahası yine başından beri, ülkenin başkentindeki belirli ülkelerin büyükelçileri (başta elbette ki ABD’nin Ukrayna – Kiev Büyükelçisi geliyor) de her türlü illegal diplomatik faaliyette öncü rolü oynayıp bu durumu tetiklemiş ve süreci hızlandırmışlardı. Ortaya çıkan belge ve kanıtlar gösterdi ki ABD ve CIA o sırada sadece toplamda 40 milyon dolar kadar para harcadı. Yani bu cüzi bütçe ile mevcut, yasal olarak seçilmiş cumhurbaşkanını devirtip yerine kendi emir kulu olacak ve jeo-politik olarak ileri karakol görevini görecek bir iktidar kurdurtmuştu.

BU ÜLKEDE HER ŞEYİ SATIN ALABİLİRSİNİZ…
Gelelim tekrar 2013 sonu ve 2014 başındaki 2. sivil-faşist darbe sürecine... Yapılan tarafsız, gerçek araştırmalar ve yazılıp-çizilenler işaret ediyor ki, ABD’nin CIA ve kendine doğrudan veya dolaylı olarak bağlı türlü türlü örgüt ve kurumlar eliyle, şu anki iktidarı deviren sivil faşist çetelere, her türlü terörist ve radikallere harcadığı paraların toplamı 100 milyon doları buldu şimdiden. Örneğin, daha önceki gün itibariyle “Rusya – 24” televizyon kanalı, Kiev – Borispol Havalimanı’na gelen paket paket dolarları, her çeşit lojistik ve stratejik ABD “yardım” malzemelerini ve bunların gümrükten geçirilme işlemlerinin video görüntülerini yayınlayarak ifşa etti. Yoksa aklı, vicdanı olan herkesin sorması gereken ve soracağı soru şudur: Politizasyon ve eylemlilik noktasında dünyanın en pasif halklarından ve ülkelerinden birisi olan ve uzun yıllardır hiçbir şekilde yaprak kımıldamayan Ukrayna’da ne oldu da, bir anda önce on binler sonra da yüz binler Kiev’in ana meydanına aktı?!.. Başta günübirlik düzenli gösteri ve protestolar tertiplemeye, ardından da meydanın ortasına devasa çadırlarını kurmaya ve gece gündüz binler halinde nöbet tutmaya başladılar?!..
Ve ardından da başkentin ortasını devasa barikatlarla süsleyip, binlerce insanı gece gündüz, eksi 10-15 hatta 20’lerde kar – kış demeden her türlü yiyecek-giyecek, erzak ve levazımı ile tam teşekküllü lojistik malzeme ile donatmaya başlayabildiler?!!.. Ve en nihayetinde ortaya çıkan hafif ateşli silahlar, tonlarca barut, havai fişek, yüz binlerce kurşun ve yüzlerce tüfek ve tabancanın kaynağı neredeydi; ne şekilde ve nasıl finanse edilebildi tüm bunlar?!..

ABD VE CIA YİNE DÜĞMEYE BASTI
Tüm bu devasa bütçeli ve organize eylemler bütününü Ukrayna gibi son derece fakir bir ülkenin kendi iç dinamikleriyle veya tek başına Avrupa ve Kanada’daki Ukrayna diasporasının finanse etme şansı ihtimali ve olanağı bulunmuyor. İşin aslı şu ki; gösterilere ve ardından terörizm ve radikalllerin eylemlerine iştirak edenlerin azımsanmayacak bir kısmına, sadece meydanda durmaları için günlük ve düzenli olarak en az 300 Ukrayna Grivnası (75 TL), barikatlarda çarpışmaları ve savaşmaları için de 100 dolardan aşağı olmayan ücretler ödendi. Kısacası CIA ve her türlü Amerikan ve kısmen Batı Avrupa bağlantılı “sivil toplum” görünümlü ve gayri resmi/örtük yapılanmalar tekrardan sahneye çıkmak suretiyle 3 aylık dönemde sivil-faşist darbe ile neticelenen sürece 100 milyon dolar kadar bir yatırım yaptılar. Bu satırların ve yazının yazarı dâhil sayısız insan, Ukrayna’nın çoğu yerinde bizzat kendi tanıdıkları ve çevresi üzerinden; insanların ülkenin yoksul ve ufak yerlerinden kısa veya uzun süreli olarak Kiev’e “para kazanmaya” gittiklerine tanıktır. Kısacası kanunun, hukukun hiçbir zaman doğru dürüst çalışmadığı, işlemediği günümüz Ukraynası’nda; moral değerlerini kaybetmiş geniş yığınları her şekilde satın alabilirsiniz ve satılığa da çıkarabilirsiniz. Bundan dolayı da Ukrayna’daki çakma devrimin maliyeti sadece ve sadece 100 milyon dolar tuttu.    

BÜYÜKELÇİLER VE DIŞİŞLERİ BAKANLARI GÖREV BAŞINDA!..
Aralık ve Ocak ayları boyunca Kiev’in merkezi meydanına kurulan dev sahneye, ABD’nin Kiev büyükelçisi ve yine pek çok büyükelçi ile yabancı temsilci defalarca çıkarak ve meydanda gözükmek suretiyle, gösterilerin ve protestocuların arkalarında olduklarını pek çok kez dile getirmişlerdi. Meydanda olaylar iyice şiddetlenip büyüyünce; Polonya, Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkeleri muhaliflere yardım yapmaya başladılar. Geçenlerde bir Rus televizyon kanalı, şu anki muhalefetin üç başının Amerikalı diplomatik yetkililer ile yaptıkları görüşmelerde verdikleri samimi pozları nakletti. Hatta Amerikalı üst düzey yetkililerin, olası iktidar değişikliği durumunda başa kimin, kimlerin geçmesi gerektiğine dair yazışma ve telefon haberleşmelerini de basına dağıttı söz konusu Rusya kanalı. Zaten her şey bir yana, Yanukoviç’in geri adım atıp Rusya’nın bile kendisini defterden silmesine neden olabilecek intihar hamlesini yaptığı en sonki anlaşmada da görüldüğü gibi Alman, Fransız ve Polonya devletleri; dışişleri bakanları düzeyinde baştan beri olaylarda taraflardı ve burunlarını da hiç çıkartmadılar adeta. Düne kadar çok muhtemeldir ki Ukrayna hakkında özel olarak elle tutulur bir bilgisi dahi olmayan Amerikan Başkanı Barak Obama da, ülkesinin emperyal misyonu gereği beklenen açıklamalarını yaptı. Devlet başkanı ve mevcut hükümeti suçlayıcı ifadelerini; teröristler ve radikal unsurları iyiden iyiye cesaretlendiren ve “arkanızdayız” mealine gelen demeçlerini esirgemedi…  

YARIN: Sivil faşistlerin ve darbecilerin nihai plan ve hedefleri

ÖNCEKİ HABER

Venezuela\'da darbenin sonucu korkunç olur

SONRAKİ HABER

Hayalet seçmen bulundu!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa