Demirtaş, ‘Bu iktidarla yürümek imkansız’
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “bu iktidarla artık yürümenin imkansız olduğunu” söyledi. Başbakan Erdoğan’ın bu saatten sonra “hiçbir şey olmamış” gibi seçimlere gidemeyeceğini belirten Demirtaş; “Bu iktidarla yürümek imkansız. Bir geçici, geçiş hükümeti tartışmaları olabilir. Bir erken seçim tartışması olabilir" dedi
Sultan Özer
Ankara
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “bu iktidarla artık yürümenin imkansız olduğunu” söyledi. Başbakan Erdoğan’ın bu saatten sonra “hiçbir şey olmamış” gibi seçimlere gidemeyeceğini belirten Demirtaş; “Bu iktidarla yürümek imkansız. Bir geçici, geçiş hükümeti tartışmaları olabilir. Bir erken seçim tartışması olabilir. Fakat bunu parlamentonun kendi içinde tartışıp netleştirmesi lazım. Hiçbir şey olmamış gibi yürünemez. Ya Başbakan istifa eder, erken seçim kararı alınır ve Meclis kapanır, ya da bu şekilde ‘hiçbir şey olmamış gibi gidiyoruz’ derse gerilimin artmasına neden olur. Başbakanın yeni bir pozisyon alması lazım” diye konuştu.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Meclis’te grup toplantısı sonrası bir grup gazeteci ile bir araya geldi. Roboski’deki çatışmadan, telefon dinlemelere ve Başbakan ile oğlu arasındaki telefon görüşmelerinde ortaya çıkan yüksek meblağlı paraya, sürecin bundan sonra nasıl yürüyeceğine ve hükümetin geleceğine, seçim çalışmalarına ilişkin soruları yanıtlayan Demirtaş, “hükümetin istifa etmesi ya da erken seçim” dedi. Demirtaş’ın sorulara yanıtları şöyle:
Başbakan ile oğlu arasındaki telefon görüşmesini siz de dinlediniz. Anamuhalefet istifaya davet etti. Siz ne diyorsunuz?
Ben de grupta söyledim. Bu iktidarla yürümek imkansız. Bir geçiş veya bir geçici hükümet tartışmaları da olabilir. Erken seçim kararıyla birlikte istifa da olabilir.
Bunu parlamentonun kendi içinde tartışıp netleştirmesi lazım. Hiç bir şey olmamış gibi artık yürünemez, yeni bir formül olması lazım. Ya başbakan istifa eder erken seçim kararı alınır, Meclis öyle kapanır ya da hiç bir şey olmamış gibi ‘seçime gidiyoruz’ derse bu, tansiyonun, gerilimin artmasına neden olur. Başbakanın artık yeni bir pozisyon alması lazım. ‘Ben bu komploya karşı direnirim, bu bir montajdır deyip kitleleri ajite etmeye çalışırsa kendi etrafında toplayacağı kitle kadar karşısında da büyük bir öfkeli kitle görebilir. Bu zararı başbakanın vermemesi lazım. Yani istifayı mı seçiyor erken seçim kararı alıp geçiş hükümeti mi oluşturuyor bunların tartışılması lazım ama bu haliyle yürümeyeceğini biz söylüyoruz.
Başbakan kendisi söyledi, darbe tehdidi ortadan kalkmıştır. İş oradan çıkmışsa geriye hırsızlık, yolsuzluk meseleleri kaldı. Artık bunların tartışılması lazım.
Seçime kadar ne öngörüyorsunuz?
Başbakan başından beri akıllıca bir siyaset izlemiyor. Gerçekten 17 Aralık sabahı mı öğrendi her şeyi. Ama o saatten itibaren gösterdiği refleksler başbakana, ülkenin kaderini belirleyecek kişiye yakışan refleksler değil. Hata üstüne hata yapıyor. Bu hatalar gerilimi besliyor, toplumda kamplaşmayı, kutuplaşmayı derinleştiriyor. Artık başbakana ve etrafındakilere zarar vermenin ötesinde Türkiye’nin her yerine zarar verecek bir noktaya gelindi.
Başbakan bu tutumunu ısrarla sürdürür kendi etrafındaki kişiler hariç herkesi aptal yerine koymaya devam ederse bu öfke başka şeylere vesile olabilir. Başbakanın bunu iyi hesap etmesi ve ülkeyi kaotik bir ortama sürüklemeden gereğini yapması lazım.
Bir Ukrayna gibi olur mu? Gezi de böyle başladı..
Bu ülkelerin hiçbirinde bir gün öncesine kadar bunların olacağını kimse tahmin etmiyordu. Türkiye’de de bu potansiyel her zaman var. Sokakların öfkesinin çok kabardığını biliyoruz. Bu öfkeyi başbakan sürekli besliyor. Kullandığı üslupla halen kendisi dışındaki herkesi küçük, hor gören bir tavır sergiliyor. O zaman AKP’lilerin dışındaki herkes hedef haline geliyor toplum bunu algılıyor. Doğal bir refleks geliştiriyor toplum. Bu öfke de sokağa taşabiliyor
Siz nerede olursunuz?
Halkın yanında oluruz, halk neredeyse orada oluruz.
Siz ne yapacaksınız?
Yarın (Çarşamba günü) BDP olarak olağanüstü MYK toplantısı yapacağız Diyarbakır’da. HDP de İstanbul’da MYK’sını toplayacak. Oralardan çıkacak kararlar doğrultusunda seçim kampanyasıyla eş zamanlı bütün bunları nasıl ele alacağımızı kararlaştıracağız.
Roboski’de sınırda gerginliği var?
Bu Uludere Roboski, Gülyazı bölgesinde aslında sürecin başında da sıkıntı vardı. Geri çekilme sürecinde asker orayı bırakmadı. Orası askeri açıdan stratejik olarak görülüyor herhalde ve ateşkes olduğundan beri sürekli bir askeri inşaat yığınağı var; ‘güvenlik yolu’ yapıyorlar. Bu yol sadece oradaki askeri birliğin değil yeni askeri birliklerin de oraya taşınacağını gösteriyor.
PKK’lilerde oraya çok yakın bir noktada. Dolayısıyla orada bir süredir tedirginlik vardı, taciz ateşleri oluyordu. Ama son bir haftadır karşılıklı atış yapılıyor. Hatta yaralılar, ölüler olduğu söyleniyor. Halk da sınırı ticareti olarak kullanıyor. Artık sınır ticareti de bitmiş olacak. Bir de askerler konuşlanınca çatışma riski olacak. Halk ona da tepki gösteriyor.
Valilik ve oradaki GülyazıAlay Komutanı ‘bu bizim işimiz değil, merkezi bir karar’ diyor. Bu yapılacak diyorlar. Gerilim artıyor.
Sürecin başından beri ilk defa orada karşılıklı bir çatışma yaşandı. İlk defa ateşkes bu şekilde fiilen bozulmuş oldu. Talebimiz bu çalışmanın durdurulması yönünde. Bu şekilde sadece süreç değil, ateşkesin kendisi de riske giriyor. Durduracaklarına dair bir mesaj almış değiliz. Arkadaşlar bakanlıklar üzerinden müdahale etmeye çalışıyor. Ama henüz bakanlarla görüşemedik. Ankara henüz net bir cevap vermiş değil. Birkaç saat durduruyorlar halk çıkınca yeniden başlatıyorlar.
Orada kalıcı askeri binalar yapılıyor. Üst noktalara yazın asker giderdi şimdi kışın da kalacak şekilde kalıcı binalar yapılıyor.
İktidar 30 Mart sonrasına mı hazırlanıyor?
Her yerde karakol inşaatları devam ettiği için, görünen o ki hükümet şu obsiyonu her zaman güçlü bir şekilde tutuyor: Her an süreç bitebilir, her an ateşkes bozulabilir. Dolayısıyla, ‘ savaş hazırlıklarına devam etmek gerekir’ diyor ve bunu her yerde uyguluyor. Hükümetin ateşkesi, süreci koruma kaygısı yok bu gelişmelerden anladığımız kadarıyla.
KCK’den ateşkesin fiilen bozulduğu açıklaması var mı?
Ateşkesin fiilen bozulacağına dair açıklamayı KCK, Abdullah Öcalan ile görüşmeden açıklayamaz.
Seçimden önce görüşme olacak mı?
Seçim öncesi Abdullah Öcalan ile görüşme bekliyoruz, mutlaka olması gerekir. Tarihi belli olmadı daha.
Newroz’da yeni bir mesaj bekleniyor mu?Ne tür çalışmalar var?
Kestirmek zor. Son iki görüşme çok gerilimli, tansiyonu çok yüksek geçmişti. Yapılacak son görüşme biraz sürecin kaderini, akıbetini netleştirecek gibi. Nevroz’dan önce bir görüşme olursa da ona dönük bir mesajı olacak. Mektup şeklinde mi sözlü bir mesaj mı olur onu henüz öğrenmiş değiliz.
BDP ve HDP iktidara yürüyen bir alternatif
Türkiye siyaseti yeniden şekilleniyor. BDP HDP bileşeni seçimlerin ardından yeni bir yol haritası çıkartacak ve artık iktidara yürüyen bir alternatif hareket olarak kendimizi konumlandıracağız. Yeni muhalif odaklar oluşacak.
Seçimden sonra aynı Başbakan’sa halka dönüp soracağız, ‘biz bu adamla neyi konuşalım’ diye. Biz başbakanın artık seçilemeyeceğini düşünüyoruz. Türkiye toplumu aptal değil ve gerçekleri görüyor. Etrafında bir güç yığabilir ama bu kadar ciddi iddialarla seçime giren bir Başbakan güçlü çıkabiliyorsa muhalefetin kendisini sorgulaması lazım.
Bence toplum artık çok politize olmuş, çok hassas. Anadolu’nun en ücra köyünden tutun da Hakkari’ye kadar herkes bu konuyu konuşuluyor. İktidar saklamaya çalıştıkça özgüven eksikliği hissediliyor. Topluma güvenen böyle mi yapar. ‘Böyle bir para yok’ diyebildi mi? ‘Konuşmaların içeriği tamamen yanlıştır’ diyebildi mi? Öyle bir para var bu paraların hepsini açıklayacağız diyebildi mi? Toplum bunu algılıyor.