26 Şubat 2014 21:21

Berfin ÖZER 
Paşa Karaca AÖL
Hatay


Şimdiye kadar ana dili hakkıyla ilgili yüzlerce tartışma yapıldı. Önce yasaklandı ve sonra hediyeymiş gibi sunulup minnet beklendi. Ama ne sunmak, yasaklamalarla, engellerle dolu. Binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan bir halkı dilinden mahrum bırakmaya çalıştılar. Dil engellenince kültür de tehli-keye girdi. Bütün bu olaylar çok farklı bir olayın oluşmasına sebep oldu. Ana dilinden mahrum bir nesil yetişti.

Özellikle 90’lı yıllardaki ağır baskı ortamında dil gizlenmek zorunda kaldı. Ana dillerini konuşan insanlar ağır şiddete maruz kaldı, işkence gördü. Türkçe bilmeyen aileleriyle ana dillerinde konuşan insanlar şiddet gördü. Arabada Kürtçe müzik dinlenirken polis çevirmesi görüp kasetler kırıldı. Kürtçe şarkı söylemek isteyen insanlar sürgünde öldü. İstediler ki biz kültürümüzden kopalım, istediler ki bize öğretilen Türküm yeminlerine sarılıp ana dilimizi unutalım. Bütün bu baskı ortamından sonra kırdan kente göç etmiş dolayısıyla kendi kültüründen uzaktaki bazı aileler çocuklarına kültürlerini öğretemedi. Bu da bizi tuhaf bir konumda bıraktı. Dilimizi, kültürümüzü öğrensek bile okula başlar başlamaz bunlar da hızlıca yok edilmeye başlandı.

BEN ANA DİLİMİ BİLMİYORUM

Daha bir şeylerin farkında bile değilken Türküm diye başlayan yeminler ettik. Okumayı, yazmayı Türkçe öğrendik. Şiirlerimiz hep Türkçe oldu. Sonra bir de İngilizce vardı. Kendi dilimiz yasakken emperyalizmin dilini öğrenmeye zorlandık. Bu topraklara Orta Asya’dan gelenler anlatıldı hep, peki hep burada yaşayanlar ne oldu diye soramadık, onlar yokmuş gibi davrandılar. Farkına varmaya başlayınca kültürümüzü, dilimizi bir şekilde ailemizden, kurslardan öğrenmeye çalıştık ya da hiç öğrenemedik. Ana dilimizde yazılan kitap-ların, şiirlerin Türkçe çevirisini okuduk. Kendi dilimizde yazamadık. Bunca yıl bunlardan mahrum kaldıktan sonra çıkıp: ‘Haklarınızı veriyoruz’ dediler!

Önce seçmeli ders oldu Kürtçe ama bazı okullar bu dersi seçmedi, seçenlerdeyse öğretmen eksikliği  nedeniyle bu ders işlenmedi. Daha sonra da özel okullarda ana dilde eğitim verilmesine izin veren bir yasa çıktı. Kendi dilimizi parayla öğretmeye çalışıyorlar şimdi de. Ve buna da hakların iadesi dediler. Ne denir ki buna. 21 Şubat Dünya Anadil Günü ve ben ana dilimi bilmiyorum.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et