26 Şubat 2014 22:36

Sanem GÜRSÖZ
Utku ÖZVERİ
İstanbul Üniversitesi

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken pireler berber iken, ben okul yollarında sek sek oynarken ülkenin bir yerlerinde hocalar, akademisyenler bir sınıf dolusu öğrenciye bir şeyler anlatırlarmış. Neo-klasik iktisat denen düşünce akımıyla akıllarını karıştırırlarmış. Fakat öğrenciler bunu yeterli bulmaz, bunların hayattaki karşılığını göremezlermiş. Anlatılanların dışındakileri de sorgulamak, öğrenmek isterlermiş. Gel zaman git zaman onların kendilerini hayata hazırladıkları bu okullarda onlara doğru gelmeyen konular hakkında tartışmak, bilgi alışverişi yapmak pek de mümkün değilmiş. Onlarda bu tartışma yoksunluğundan, kalıplaşmış düzenden, herkese empoze edilen ideallerden sıyrılma çabasıyla ülkenin bir yerlerinde delicesine dolanmaya başlamışlar.

BAŞLAMIŞLAR DERTLEŞMEYE...

Amaçları varmış. Dayatılan ezberci sistem içinde öğrenmenin belli sınırlara alınması, kendilerini geliştirememeleri ve yeni bir şeyler üretmeye kalktıklarında ellerine cız diye vuran koca koca adamlar canlarına tak etmiş. Düşünmüşler taşınmışlar, sorup soruşturmuşlar acaba ne yapabiliriz diye. Başlamışlar dertleşmeye...

Bir öğrenci demiş ki:

- Bana göre kentlerde yaşam alanlarının olmaması, var olan alanların sessiz sedasız ortadan kaldırılarak ülkenin güzelliklerinin yok edilmesi, bununla birlikte yeşil alanların betona dönüştürülmesi ve bunlardan maddi çıkar sağlanması ciddi bir tehlike yaratıyor. Bundan rant sağlayan kişilerin hayata müdahale etmesi ve bunun iktisat derslerinde yer almaması, hatta ve hatta öğrencilerin kendi aralarında bile tartışamaması oldukça rahatsız edici. Bize dayattıkları sistemi kabul etmek zorunda kalıyoruz.

6-7 MART’TA ODTÜ’DE

Böylece her bir kentin sorunlarını ortaya koyan gençler, her sene çözüm arayacakları bir gün belirleyip toplanma kararını almışlar. Ama en büyük sorunları bunu ülkenin taaa bir ucundan bir ucuna duyurup birlik ve bütünlüğü sağlayabilmekmiş. Tüm bunlara rağmen 12 yıldır bunu başarabilmişler.

Benim de söyleyecek bir sözüm, çözümüm var diyen herkesi içlerine alan bir TÜÖBİK ailesi oluşturmaya başlayalı bugün tam 12 yıl olmuş. Yıllar boyunca çok ama çok uzaklardan gelen öğrenci kardeşleriyle bu aileyi büyütmeyi amaçlamışlar. Şimdilerde ise bu aileyi ülkenin dört bir yanından temsilcileriyle buluşturup ortak bir çatı altında toplamışlar.

6-7 Mart’ta biz de iktisadın eğrisini doğrusunu, kendimizce bulduğumuz çözümlerimizi paylaşmak için ODTÜ’de olacağız. Sen de bizim gibi kendini anlatmaya gelmek istiyorsan aramıza bekleriz.


BİR KONGRE DÜŞÜNELİM

BİR öğrenci de şöyle demiş:

- Neo-klasik iktisatta, okullarda anlatılan ‘her şey güzel olacak’ düşüncesi gerçek yaşamda (sağlık sektöründe yaşanan dönüşüm vb.) görülmüyor. Krizle birlikte işsiz kalan binlerce insan, cebinden çıkan paranın geçinmesine yetmemesi, yaşam standardının düşük tutulması... Öbür taraftan ülkedeki sıkıntılar; birilerinin kayrılması, milli gelir dağılımının adaletli yapılacağının, gayri safi yurtiçi hasılanın devamlı arttacağının söylenmesi... Halkın cebine bunun yansımadığını gören ve artık bundan bunalan, bunun için bir şeyleri araştırmak, tartışmak, çözüm aramak isteyen gençlerin bir fikir birliği etrafında birleşerek tüm üniversite öğrencilerini birleştirmesi. Bunun bağımsız olması... Öğrencilerin söz hakkı olduğu bir kongre düşünelim ve bunun için mücadelemizi verelim.

İLETİŞİM:
Facebook/TÜÖBİK

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et