26 Şubat 2014 22:50

Aynur DEĞİRMENCİ
Esenyurt

Grief Çuval Fabrikası’nda 10 Şubat Pazartesi günü, toplu sözleşme görüşmelerinde zam oranını ve taşeronluğun kaldırılmasını da içeren 10 önemli maddenin patronlar tarafından kabul edilmemesi nedeniyle işçiler makineleri durdurup fabrikayı işgal etmişlerdi. İki haftayı aşkındır süren direnişi ve öncesini kadın ve genç işçilerin gözünden görmek için fabrikanın yolunu tuttuk.

Fabrikadan içeri girer girmez gözüme grup halinde gezen, oturan, top oynayan, çay içen işçiler çarptı. İlk başta işçiler paydos saatindeymiş gibi geliyor insana. Ama dikkatle bakınca burada bir direnişin ve mücadelenin kokusunu alıyorum. İşçilere selam verip, kadın işçilerin oturduğu yere yönelip kendimi tanıtıyorum. Aralarından en genç olan Kader’le sohbet etmeye karar verip çay ocağına gidiyoruz.

PATRONLARIN YAPTIĞI OYUNLAR

Kader Cıvak yirmi iki yaşında, Giresun’lu, beş senedir fabrikada taşeron işçi olarak çalışıyor. Ablası da aynı fabrikada çalışıyor. İlk önce Kader’e iş yerinde yaşadığı sorunları soruyoruz. Hemen anlatmaya başlıyor. Maaş, izin süreleri ve mesai sıkıntısı... Üç senedir aynı maaşı alıyormuş. Zam yapılacağı söylendiği halde bir türlü yapılmamış. Yalnızca Salı ve Perşembe günleri mesai günleri olduğu halde hemen her gün mesai yapıyorlarmış. Sabah sekizde iş başı yapıp akşam ona kadar çalışıyorlarmış. Evinin de uzak olmasından dolayı her seferinde geç saatte eve gittiğini ve ailesinin tepki verdiğini söylüyor. Mesai ücretlerinin olması gerekenden düşük olduğunu ekliyor.

Patronların yaptığı oyunları sıralıyor peş peşe: “Yıllık izinler haftasonları izin sürelerine ekleniyor, böylece izin sürelerini kısaltıyorlar. Ayrıca raporları kabul etmeyip raporlu günü izin günlerinden düşüyorlar.” 17 yaşından beri kendisine hiç zaman ayıramadığını söylüyor Kader. Fazla mesailere işsizlik korkusundan dolayı katlanmış. Ne işi bırakılmış ne de insanca calışma hakkını arayabilmiş.

KAZANACAĞIMIZ GÜNÜ BEKLİYORUM

Direnişten önce işçi kadınlarla birlikte paydos saatlerinde çalışma koşullarını tartışıp tartışmadığını ve direnişten sonra nasıl bir tepki verdiklerini soruyoruz. Herkes gibi onlar da paydos saatlerinde kendi aralarında fazla mesai ve düşük maaşları konuşuyormuş. Çünkü hepimizin bakmakla yükümlü olduğu bir ailesi var diyor. Direnişi duyduğu zaman önceleri korkmuş. Çünkü direniş öncesi büyük baskı oluyormuş ve bölüm şefleri gözlerini korkutmuş. Şimdi ise hem o hem de ailesi direnişe destek veriyor.

Son olarak da arkadaşlarına en büyük desteği yanlarında kalarak verdiğini, bu gece de fabrikada sabahlayacağını ve umutla kazananacakları günü beklediğini söylüyor. “Direne direne kazanacağız.” diyor gülümseyerek.Sohbet devam ederken başka kadın işçiler katılıyor ara ara söze. Onlar da sorunlarını ve direnişlerini aynı Kader gibi anlatıyorlardı...


ÇOCUK İŞÇİ DE ÇALIŞTIRILIYORDU

KADINLARIN çoğu konfeksiyon bölümünde çalışıyor. Bu bölümde yine taşeronların getirdiği 16-18 yaşlarındaki gençler sigortasız çalıştırılıyor. Yaşlarının küçük olmasından dolayı bu genç işçilere taşeron şefleri ağır hakaret ve davranışta bulunuyor. Aynı zamanda yaz ve sömestr tatilinde yevmiyeci olarak 12-16 yaşlarında çocuklar da getiriliyor çalıştırılmak için

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et