Bu dergiyi kim çıkarıyor

ROTA

200. sayısını çıkarırken Genç Hayat’ın ilk çıkışındaki hedeflerinden birine çoktan ulaştığını söyleyebiliriz. Binlerce gencin yazarlığını yaptığı, okulunda, atölyesinde, mahallesinde dağıttığı, sokağın ve gençliğin nabzını tutan, gençlerle nefes alan bir dergi olmak. Binlerce gencin sadece okuduğu bir dergi olmadı Genç Hayat. Hepimiz bulunduğumuz yerden kendi sesimizi katarken dergiye, gençliğin kürsüsü haline geldi dergimiz.

Hani az badire atlatmadık birlikte. Liselerde elden ele dolaşırken yasaklara takıldık, soruşturmalar yememize neden oldu kampüslerde. Kendi sorunlarımızı yazmamıza bile tahammül edemeyenlerle, birleşmek için bir şeyler yapmalıyız diyenler arasındaki kavgadan çıktı bu dergi. Kavgada sınanınca dergi, sesi daha bir gürleşti, kararlılaştı, yayıldı.

BİR BAYRAK DEVRİ

Üretenlerin, sömürüsüz bir dünya için mücadele edenlerin, düşlerinde özgür bir ülke besleyenlerin, demokrasi için mücadele edenlerin tarihini, kendi tarihi sayar Genç Hayat. Bu nedenle 200 sayılık bir öykü değil bu. Bir bayrak devri Spartaküslerden bu yana. Ezilenlerin, sömürülenlerin, sınıfsız, sömürüsüz bir dünyada yaşama isteğinin sembolü olan bir bayrak. Bu öyküde emperyalizme karşı duran Deniz’lerin de yeri var, bağımsızlık ve sosyalizm mücadelesinde yitirdiğimiz Erdalların da. Zonguldak’da yüzbinler olup sokaklara akarak sermayenin ağzını burnuna getiren madencilerin de yeri var, Tekel’de direnen işçilerin de...

200 sayıdır, dergiyi ilk defa okuyan bir genç, ‘Bu dergiyi kim çıkartıyor.’ diye sorduğunda biz hep farklı bir cevap verdik. 13 yaşında pres makinesinin altında kalarak ölen Ahmet Yıldız’lar, ana dilinde eğitim göremeyen, havan topuyla katledilen Ceylan Önkol’lar, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yitirdiklerimiz, parasız, sınavsız, bilimsel, demokratik eğitim isteyenler, Gezi’de polislerce katledilen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’lar çıkartıyor bu dergiyi.

ATEŞİ YAYMA SIRASI SENDE

Her genç yazmak ve dağıtmak için kendi sebebini buldu bu dergide. Sermaye hükümetinin bütün gençliği kuşattığı, kendi sözünü söylemeye izin vermediği koşullarda; birleşmeye, birlikte hareket etmeye, taleplerimiz için mücadele etmeye olan ihtiyacımız her geçen gün daha yakıcı hale geldi.

Binlerce gencin sorunlarını tartıştığı, mücadele deneyimlerini aktardığı, gençliğin kendi sözünü söylemek adına atölyede, sokakta, okulda birleşmesi için şimdi daha çok gence ulaştırması gereken bir dergi olarak Genç Hayat’ı ele almalıyız. Bu dergi kendisini okuyan her gence bir sorumluluk yüklüyor. Bu nedenle bu çağrımız sana, ateşi yayma sırası sende!