01 Mart 2014 16:23

Ağır sanayi sarışını

Kami Koleva ve OSTİM… İki isim art arda sıralanınca bile yeterince garip dururken, Kami isminde Bulgaristanlı sarışın, mavi gözlü bir kaynakçının Ostim’de metal atölyesinde çalışıyor olması memleket ağır sanayi ortamında çok kolay görülebilecek bir olay değil. Kami ile onun Bulgaristan’daki hayat hikâyesini, Türkiye’ye gelişini ve Ostim’de neler yaşadıklarını konuştuk...

Ağır sanayi sarışını
Paylaş

Ayhan AYDOĞAN

Kami Koleva ve OSTİM… İki isim art arda sıralanınca bile yeterince garip dururken, Kami isminde Bulgaristanlı sarışın, mavi gözlü bir kaynakçının Ostim’de metal atölyesinde çalışıyor olması memleket ağır sanayi ortamında çok kolay görülebilecek bir olay değil. Kami ile onun Bulgaristan’daki hayat hikâyesini, Türkiye’ye gelişini ve Ostim’de neler yaşadıklarını konuştuk.

“Kaynak işçisi kadın mı, yok artık daha neler”
Kami, Bulgaristan’da bir doğalgaz santrali şantiyesinde kaynakçı olarak çalışırken aynı yerde vinç operatörü olarak çalışmaya gelmiş olan ve ilerde evlenip Türkiye’ye yerleşeceği Samet’le şantiyenin servisinde tanışır. Serviste havadan sudan muhabbet ederken şantiyenin önüne geldiklerinde Samet donup kalır, Kami’ye döner ‘Şu geçen iş makinasını gördün mü?​’ diye sorar. “Gördüm” cevabını alınca ise “Peki içindeki kadın operatörü gördün mü?​” diye sorar. Bir müddet gözlerini ovalayan Samet içeri girince Kami’ye dönüp “Ben sahaya geçiyorum öğlen yemeğinde ofise senin yanına uğrarım” der. Samet, Kami’yi şantiyede ofislere temizliğe gelen kadınlardan zannetmiştir, çünkü Samet’in geldiği yerde kadın işçinin iş hayatındaki tanımı aşağı yukarı budur.
Samet, kullandığı vincin başına gelir. Uzaklardan suratında kaynak maskesi olan sarışın birini görür. Tam kafasını başka bir yana çevirecekken kaynakçının göğüsleri olduğunu fark eder, dolu dolu bir “yok artık canım” çekerek kadının yanına doğru gider. Kadın kaynağı bitirip maskeyi indirdiğinde, onun Kami olduğunu fark eder.
Kami’ye Samet’in şaşkınlığının ne kadar sürdüğünü sorunca, “Etrafında böyle birçok kadın görünce, bir de kendisine devlet politikasından bahsedince artık ona da olağan gelmeye başladı” diyor.  Kami, kendi kuşaklarının Bulgaristan’da sosyalist bir ülkede doğan ilk kuşak olduklarını vurguluyor sohbet içinde. Önceleri kadınların gidebileceği tek kursun dikiş kursu olduğunu, sonra kadınları sanayi hayatına katmanın merkezi bir devlet politikası haline geldiğini, kendisinin Samakov’da temel öğrenimini bitirdikten sonra yatılı meslek lisesine gittiğini, orada isteklerine göre ağır iş makinesi operatörlüğünden kaynakçılığa, istedikleri iş koluna yöneltildiklerini anlattı.
Kami’yle sohbetimize neden Türkiye’ye geldiğini ve buradaki yaşantısını sorarak devam ediyoruz. Bulgaristan’daki şantiyenin iki sene sürdüğünü, sonra Samet’le evlenip Ankara’ya yerleştiklerini söylüyor. 2009 senesinde Ostim’de çalışmaya başlamış Kami. Genellikle kadınların tekstil kolunda çalıştığı, metal sektöründe de temizlik ve çaycılık işi yaptığı Ostim’de, iş makinesi yedek parçası üreten bir firmada kaynakçı olarak çalışmaya başlamış.

Bir klasik: “Burası Bulgaristan değil, evinin kadını ol”
Çalışmaya başlar başlamaz evli olmasına rağmen istinasız her gün bir erkeğin sözlü tacizine uğramış. Bu durumu bize anlatırken, o zamanlar Türk dizilerindeki revaçta olan bazı karakterleri hatırlatıyor,  Hürrem Sultan, Ali Kaptan’ın sevgilisi Carolin gibi… Hatırlarsınız bozuk Türkçeyle konuşuyordu hepsi, sarışınlar, Kami gibi.  Her gün eve dönünce eşi Samet’le kavga etmeye başlamışlar. Eşinin bir müddet sonra Kami’nin çalışmayı bırakıp evde oturmasını istemeye başlamış, gerekçesi ise “Burası Bulgaristan değil”. Bu tartışmaların önünü alamayınca da ayrılmaya karar vermişler.
Ayrıldıktan sonra yolda, mahallede, sanayide tacizlerin arttığını anlatan Kami bu durumun önüne geçmek için saçını siyaha boyamış ve dil kursuna giderek Türkiyeli kadınlar gibi görünüp onlar gibi konuşmaya çalışmış. Böyle olunca en azından etrafındaki kadınlar kadar zorlandığını, insanların hayat kadını muamelesi yapmayı kestiklerini söylüyor.

Yerel yönetimler kadın işçiler için neler yapabilir?

İlginç hayat hikâyesini dinledikten sonra Kami’yle yerel seçimler üzerine de konuştuk. Kami ülkemizdeki kadın sorununun boyutunun yerel yönetim seçimleriyle çözülebileceğine çok inanmıyor. Ona göre arkadaşlarının çoğunun kayıt dışı çalışması, kendi ülkelerindeki gibi büyük kamu kreşlerinin olmayışı kadınların en büyük problemi.
Yerel seçimlerin Organize sanayide sadece bazı teknik konuları düzeltebileceğine inanıyor. Kami Ostim’in atölyelerinin ana caddeden bir iki kilometre içeride olduğunu, tüm ulaşım araçlarının yolcuları ana caddede bıraktığını, özellikle iş çıkışlarında aydınlatma lambalarının olmadığı sokaklarda on dakikalık bir yürüyüşle ulaşım araçlarına ulaştıklarını, bunun da kadın çalışanları çok gerdiğini anlattı. Toplu taşıma araçlarını kullanmayıp korsan taksilere binen kadın arkadaşlarının çektiği zorlukları uzun uzun anlatmayan Kami, geçen yıl ortalıktan kaybolan, henüz bir hafta önce cesedi bulunan Ostim işçisi Emine Kutluca’nın korsan taksisine bindiği ustabaşı tarafından öldürülmesinden bahsetti.
Kami, röportajımız biterken son olarak işe ilk başladığında açıkta kalan derisine kaynak ışınlarınının zarar vermemesi için yağ sürdüğünü, ustabaşının “atölyeye kaynakçı diye kadın alırsan iş yerini kozmetik dükkânına çevirir” dediğini fakat şimdi her gün işe başlarken ilk önce ustabaşının o yağı sürdüğünden bahsetti. Hiç alışık olmadığı bir kültürden gelip bambaşka alışkanlıkların olduğu bir yerde bile değişim yaratılacağını da anlatmış oldu Kami son çayımızı içip atölyeden çıkarken.

ÖNCEKİ HABER

Partiler anlaştı, bayrak asılmayacak!

SONRAKİ HABER

Meclis, Salı günü tatile giriyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa