Almanya-Fransa; Baş düşmanlıktan can dostluğuna mı?
Avrupa kıtası, tarihte pek çok kez Alman-Fransız savaşlarına sahne oldu. Öncesini bir yana bıraktığımızda “eski kıtaya” Germenlerin mi yoksa Frankların mı egemen olacağı üzerine yapılan savaşlar arasında, “Ren Krizi”nin ardından ilk şiddetli ve kanlı savaşın 1870/71 savaşı olduğu biliniyor. 19. yüzyılda, İngiltere’yi bir yana bırakırsak kıta Avrupa’sında en güçlü iki devlet olan Almanya ve Fransa arasında yaşanan savaş, elbette gelişen kapitalizm ve pazar arayışıyla ilgiliydi. Fransa, özellikle Afrika’da elde ettiği sömürgelerle birlikte Almanya’ya fark atarken, Almanya kendisini Avrupa’nın ortasına sıkışmış hissediyor, başka bölgelerde yeni sömürgeler elde etmesinin zor olduğunu bildiği için çareyi komşularına saldırmakta görüyordu.
80 bin Fransız, 40 bin Alman askerinin öldüğü 1870/71 Savaşı’nda ağır darbe alan her iki ülke biriken düşmanlığını, bundan 100 yıl önce, 1914’te başlayan Birinci Dünya Savaşı’nda birbirine kustu. Dört yıl boyunca süren ve milyonlarca insanı hayatını kaybettiği Birinci Dünya Savaşı sonrasında Paris’teki Versay Sarayı’nda imzalanan anlaşmayla, Almanya kaybeden, Fransa kazanan ülkeler arasında yerini aldı.
Düşmanlık İkinci Dünya Savaşı’nda da devam etti. Hitler faşizmi, Paris’e kadar uzandı. İkinci Dünya Savaşı’na kadar hep düşmanlık içerisinde olan Almanya ve Fransa, savaştan sonra oluşan yeni dünyada aynı kapitalist cephede yer alarak, sosyalizme karşı güçlerini birleştirdiler.
Bu temelde Alman – Fransız husumetini sona erdirmek üzere, 22 Ocak 1963’de Elize Anlaşması imzalandı. Bugünkü Alman - Fransız dostluğunun temelini asıl olarak bu anlaşma oluşturuyor. AB içerisinde, uzun süre ortak hareket eden Almanya ve Fransa, son bir kaç yıldır özellikle dış politikada daha yakın hareket ediyorlar.
Her iki ülke şimdi Afrika’da etki alanını artırmak, belli ülkelerde ayaklarını sağlam yere basmak için birlikte çalışmak için bir kez daha önemli bir adım attılar.
19 Şubat günü Paris’te toplanan Alman-Fransız Bakanlar Kurulu toplantısında, her iki ülkenin askeri olarak Afrika’nın Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Somali’de birlikte çalışmasına, ortak operasyonlar yapmasına karar verildi.
Buna göre, 1989’da kurulan Alman-Fransız Tugayı çerçevesinde Mali’ye askeri çıkarma yapılacak. 6 bin kişilik askeri gücü olan tugaya, Fransa’nın ısrarına rağmen hiçbir zaman bir bütün olarak bir misyonda görev verilmemişti. Fransa, yıllardır özellikle Afrika’daki misyonlarında Alman hükümetinden destek talep ediyordu. Ancak Almanya ise konuyu insani yardım çerçevesinde tutuyordu.
Ne var ki, üç yıldır Mali’de tek başına istikrar sağlamaya çalışan, ancak bunu başaramayan Fransa, sonunda Almanya’nın sürece dahil olmasının yolunu açtı.
Almanya ve Fransa liderleri, misyon kapsamında Mali’ye kaç asker gönderileceği konusuna açıklık getirmediler. 250 askerden oluşan bir birliğin gönderileceğine dair haberler yetkililer tarafından doğrulanmadı.
Alman-Fransız Tugayı’na bağlı askerlerin eğitim misyonu için önümüzdeki aylarda Mali’ye hareket etmesi bekleniyor. Muharip görev içermeyen misyona Federal Meclisi’nin de onay vermesi gerekiyor.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Mali misyonu, “Almanya-Fransa ve Avrupa-Afrika arasındaki dostluğun ötesinde” sözleriyle tanımladı.
Merkel ise yaptığı açıklamada, “Mali ordusunun eğitimi uzun soluklu bir misyon olacak. Alman-Fransız işbirliği bu misyonun üstesinden gelinmesinde yardımcı olacak” dedi.
Öte yandan Mali’nin dışında Orta Afrika Cumhuriyeti’ne de Alman askerlerinin gönderilmesi gündemde. Somali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ne asker gönderme planları, kamuoyunda tartışmaya yol açmıştı.
Her iki ülke arasında Afrika ülkelerine ortak askeri müdahalede bulunma konusunda yaşanan anlaşma, her ikisinin birbirine ne kadar muhtaç olduğunu bir kez daha gösterdi. Tarihin cilvesine bakın ki, geçmişin düşmanları bugün birbirine dayanmak zorunda. Ancak bu, aralarındaki çelişkilerin bittiği, yeni çatışmaların ve gerilimlerin olmayacağı anlamına gelmiyor. Tersine, süreç kapitalist ülkeler arasında çelişkilerin sürekli derinleştiriyor.
PROTESTOLARA KARŞI ALMAN-FRANSIZ POLİSİ İŞBİRLİĞİ
SON yıllarda AB’nin izlediği politikalara karşı gelişen toplumsal hareketlere karşı Alman ve Fransız polisinin ortak eğitim ve tatbikat yaptığı ortaya çıktı. Sol Parti Federal Parlamento Grubu tarafından yöneltilen bir soru önergesine Federal İçişleri Bakanlığı tarafından verilen yanıtta, 300 Alman ve Fransız polisinin “Blockupy” eylemlerine karşı 10 Ekim 2013’te Saarbrücken yakınlarındaki Quierschied-Göttelbom’da birlikte tatbikat yaptığı ifade edildi. Saarbrücken Eyalet Polisi’nin ev sahipliği yaptığı tatbikata Almanya’nın değişik eyaletlerinden ve Fransa’dan polisler katıldı.
Tatbikat sırasında polislerin belli bina ve kişilerin korunması ve göstericilerin kurduğu barikatları dağıtma konusunda eğitim yaptıkları dile getirildi.
“Blockupy”nin engellenmesi yönünde yapılan ortak tatbikat öncesinde Frankfurt’ta yapılan ve polisin saldırdığı eylemde Fransız polislerinin yer alıp almadığı ise bilinmiyor. Ancak, 2010 yıllarında Castor varilleri içerisinde nükleer atığın taşınması sırasında Fransız polislerinin Almanya’da görev yaptığı daha sonra ortaya çıkmıştı.
Evrensel'i Takip Et