Her çocuk filozoftur
Günışığı Kitaplığı tarafından 1 Mart’ta yedincisi düzenlenen Eğitimde Edebiyat Semineri, katılımcıların yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Yurdun dört yanından gelen 360 eğitimcinin katıldığı seminere, ünlü yazar Brigitte Labbé’nin konuşması damgasını vurdu.
Vedat YALVAÇ
Gamze ERENTÜRK
İstanbul
Günışığı Kitaplığı tarafından 1 Mart’ta yedincisi düzenlenen Eğitimde Edebiyat Semineri, katılımcıların yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Yurdun dört yanından gelen 360 eğitimcinin katıldığı seminere, ünlü yazar Brigitte Labbé’nin konuşması damgasını vurdu.
Yazar Mine Soysal, eğitimci Mehmet Aksoy; şair, yazar, yayıncı Turgay Fişekçi, Türkçe eğitim uzmanı Doç. Dr. Nermin Yazıcı, Prof. Dr. Bülent Yılmaz gibi önemli konuşmacıların katıldığı seminer, 1 Mart 2014 Cumartesi günü Özel Şişli Terakki Ortaokulu’nun katkılarıyla gerçekleşti.
Seminere asıl damgasını vuran konuşmacı ise tüm dünyada 3 milyona, Türkiye’de 700 bine yakın satış rakamıyla fenomen haline gelen “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisinin yaratıcısı Brigitte Labbé oldu. Çocukların erken yaşlardan itibaren hayatı ve çevrelerini sorgulamaya başlamalarının ileride birer birey olmaları için çok önemli olduğunu belirten Labbé, her çocuk filozoftur ama çok azı büyünce filozof kalmaya devam eder dedi. Silgiyle karşılanan sunumunun ardından Labbé ile konuşma imkanı bulduk.
Çocuklara düşünmeyi, sorgulamayı öğretmeyi amaçlayan bu kitapları yazmak hangi gereksinimden doğdu?
Bu aslında bir ihtiyaçtan çok bir arzuydu çünkü felsefeyi öğrenirken yaşadığım o hayranlığı çocuklarında yaşamasını istedim.
Çocuklara olum, aşk, din, ırkçılık vb. konuların anlatılması oldukça güçtür. Özellikle de yetişkinler tarafından bu konularda düşünmeleri, konuşmaları istenmez. Siz bu zorlukların nasıl üstesinden geldiniz?
Aslında cevap sorunun içinde saklı. Çocuklara aşktan, dinden, ırkçılıktan söz etmek zor mudur bilemem ama çocuklarla ölüm, aşk, din, ırkçılık vb. konular üzerine koşmak hiç zor değil. Onlarla beraber bu konuları konuştuğunuz zaman, sorgulamaya birlikte daldığınız zaman görüyorsunuz ki söz konusu zorluklar kendiliğinden yok oluyor.
ÇOCUKLAR EMEK SÖMÜRÜSÜNÜ ÖĞRENMELİLER
Yetişkinlerin, ebeveynlerin bu kitap serisine karşı tutumları, tepkileri ne oldu? Nasıl karşıladılar?
Yetişkinlerden aldığım tepkiler oldukça olumlu tepkilerdi. İyi karşıladılar çünkü çocukları için bir “hazır cevaplar kataloğu” ile karşılaşmayıp onlarla birlikte bir şeyleri nasıl sorgulayacaklarına, sorulan soruları nasıl ele alacaklarına, nasıl cevaplayacaklarına dair gerekli nirengi noktalarını yakalamaya başladılar.
Haklılık, haksızlık, adalet-adaletsizlik, sömürü kavramlarını içinde yasadığımız sistemde sorgulamak, emek sömürüsüne karsı çıkmak konuları da var kitaplarınızın arasında... Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Emek sömürüsü özellikle iş ve para kitabında da değindiğim bir konuydu. Charlie Chaplin, Modern Zamanlar filmi ile bu konuya değinen en önemli isimlerden birisidir. İnsanların emeklerine değer verilmeden birer robot gibi çalıştırılmaları her şeyden önce insanı ve onların insanlıklarını küçümsemektir. Bu yüzden de çocukların küçük yaşta bu kavramları sorgulamaya başlamaları, bu gerçeklerin üzerine o genç yaşta düşünmeye başlamaları benim için çok çok önemli.