10 Mart 2014 08:57

Ergenekon'da 19 tahliye 7 ret

Ergenekon davasında bugün 19 sanık tahliye edilirken 7 sanığın tahliye talebi reddedildi. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da Cuma günü tahliye edilmişti.

Ergenekon\'da 19 tahliye 7 ret
Paylaş

Ergenekon davasında bugün 19 sanık tahliye edilirken 7 sanığın tahliye talebi reddedildi. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da Cuma günü tahliye edilmişti.

İstanbul Adalet Sarayı’nda bugün gün boyu 7 farklı mahkeme, tahliye taleplerini değerlendirdi. Gün sonunda 19 tahliye, 7’de ret kararı çıktı. Cuma günü Başbuğ’un tahliye edilmesiyle toplam 20 sanık tahliye edilmiş oldu.

İlk karar İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nden geldi. Mahkeme, Tuncay Özkan, Levent Göktaş ve Sedat Peker'in tahliyelerine karar verdi. Kararda 'sanıkların tutuklu kaldıkları süreler, delillerin toplanmış olup karartılma kuşkusunun kalmaması, sanıkların sabit ikametgah sahibi olması, karar onansa dahi kesinleşebilmesi için geçebilecek muhtemel süre, kararın bozulması halinde telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere neden olunabilecek olması, tutuklamanın tedbir olması, benzer konumda tahliye edilmiş sanıklar da bulunması nedeniyle bunun adalet duygularını incitebilecek olması nazara alınarak başkaca yönler incelenmeksizin yerinde görülen tahliye istemlerinin kabulüne, sanıkların tahliyelerine karar verilmiştir' ifadeleri yer aldı. Tuncay Özkan ve Levent Göktaş hakkında yurtdışı çıkış yasağı da konuldu.

ARSLAN ÇIKAMADI

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay cinayetinin faili Alparslan Arslan ile irtica ile mücadele eylem planı belgesinin altında imzası olduğu belirtilen emekli Albay Dursun Çiçek’i tahliye etti. Kararda, Alparslan Arslan'ın 20 Mayıs 2006'da tutuklandığı hatırlatılarak tutuklanması nedeniyle 5 yıllık sürenin 21 Mayıs 2011 tarihinde dolduğu belirtildi. Yasa değişikliği ile tutukluluk süresinin 5 yıla indiği hatırlatılarak Arslan’ın derhal salıverilmesinin gerektiği vurgulandı. Mahkeme, Arslan'ın Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri mesai saatleri içinde ikametgahına en yakın kolluk kuvvetine imza atmasına hükmetti. Arslan'a ayrıca yurtdışına çıkış yasağı da kondu. Ancak, Arslan'ın Sincan Asliye Ceza Mahkemesi ve Silivri Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen kesinleşmiş hapis cezaları bulunduğu için cezaevinden çıkamadı. Arslan'ın iki cezasının toplam 4 yıl 2 ay olduğu ve avukatının yattığı sürenin bu cezalara sayılması için başvuracağı öğrenildi. Dursun Çiçek hakkında yurt dışına çıkış yasağı kondu ve haftada bir gün imza atmasına karar verildi.

KÜÇÜK'E YURTDIŞI YASAĞI

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi de Yalçın Küçük'ü tahliye etti. Oy çokluğuyla serbest kalan Küçük’ün tahliye gerekçeleri, 'Ergenekon dosyasının karara çıkartılması, dosyanın gerekçeli kararının yazım aşamasında olması, sanığın delilleri karartma şüphesi gibi bir olgunun söz konusu olamayacağı, sanığın sabit ikametgah sahibi oluşu, yaşı, sağlık durumu, tutuklamanın tedbir olması, karar onansa dahi kesinleşmesi için geçebilecek muhtemel süre gibi durumlar' olarak sıralandı. Mahkeme, Küçük'e yurtdışına çıkışı koyarken ayrıca her Pazartesi karakola imza vermesine hükmetti.

Karara muhalefet eden hakim Ahmet Arıkan, "İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin belirttiği tutuklama nedenlerinde aradan geçen zaman zarfında bir değişiklik bulunmaması, sanığın aldığı ceza, sanığın suçunun katalog suçlardan olması, tutuklu kaldığı süre nedenleri ile tahliye talebinin reddi ile tutukluluğun devam etmesi görüşündeyim." ifadelerini kullandı.

İBRAHİM ŞAHİN DE TAHLİYE

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık İbrahim Şahin'in tahliye talebini kabul etti. Tutukluluk süresini 5 yıl olarak düzenleyen yasa değişikliğine vurgu yapan mahkeme, Şahin’in 5 yılı doldurduğunu kaydetti. Şahin için yurtdışı çıkış yasağı ve haftada bir gün en yakın karakola imza atma zorunluluğu getirdi.

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi de, sanık Kemal Kerinçsiz’in tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Kerinçsiz’in tutuklulukta 5 yılı doldurduğunu belirtti. Kerinçsiz için yurtdışı çıkış yasağı kondu.

'BAŞBUĞ’LA AYNI ŞARTLAR
'

İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Mehmet Ali Çelebi, Merdan Yanardağ, Hasan Iğsız, Alaattin Sevim ve Şener Uygur’u tahliye etti. Mahkeme kararında, "İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin karar verdikten sonra tahliye taleplerini, 'işten el çektiği' gerekçesiyle etkili biçimde incelemeden reddettiğini, mahkemenin 7 ayı aşkın bir sürede gerekçeli kararı tamamlayamaması ve temyize ilişkin usuli işlemleri ikmal edememesi nedeniyle Yargıtay'da henüz temyiz davası açılamadığından, tahliye isteklerinin resen dahi tahliye kararı vermesi mümkün olan Yargıtay tarafından da incelenmesine olanak bulunamamıştır. Bu nedenle sanıkların mahkumiyet sonrası tutma halinin aynı davanın sanığı olan ve hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından bu nedenlerle hak ihlali olduğu tespit edilen İlker Başbuğ ile aynı şartlarda tabi olduğu anlaşılmıştır." denildi.

Gerekçeli kararın tamamlanmamış olmasına işaret eden mahkeme, "Gerekçeli kararın, hükmün açıklanmasından itibaren en geç 15 gün içerisinde dosyaya konularak gerekli usuli işlemlerden sonra temyiz incelemesi için Yargıtay'a gönderilmiş olsa idi, davaya ilişkin maddi delilleri değerlendirmekle yetkili ve görevli bulunan Yargıtay'ın, sanığın tahliye talebinin reddine karar verebileceği gibi talebi kabul ederek tahliyesine de karar verebilecekti. Kişi hürriyeti ve güvenliğini ilgilendiren bu husustaki yorumun, ceza hukukunun genel ilkeleri çerçevesinde sanığın lehine yapılması gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Dosyanın Yargıtay'a gitme sürecinden de bahsedilen kararda, "Yargıtay incelemesinin de uzun zaman alabileceği, sanıkların daha fazla tutuklu kalmasının mağduriyetlerine neden olabileceği, tutukluluk halinin devamı tedbirinin ölçülü olmadığı, sanıkların tutuklu kaldığı süre, sabit ikametgah sahibi olmaları, delillerin toplanarak karar verilmiş olması, delillere tesir olanaklarının bulunmaması, tedbir niteliğindeki tutuklamadan beklenen gayenin elde edilmiş olması" kriterlerine vurgu yapıldı. Mahkeme, sanıklara yurtdışına çıkış yasağı da koydu.

7 RET KARARI ÇIKTI

İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 13 başvurudan 6’sını tahliye etti, 7 kişinin talebini ise reddetti. Sanıklar Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım, Mehmet Demirtaş, Hikmet Çiçek ve Hasan Atilla Uğur tahliye edildi. Yapılan yasal düzenlemeyi hatırlatan mahkeme, bu sanıkların tutukluluk süresinin 5 yılı geçtiğini kaydetti. Mahkeme, sanıklara yurtdışı çıkış yasağı da koydu.

Veli Küçük, Levent Ersöz, Hasan Ataman Yıldırım, Mehmet Bedri Gültekin, Erkan Önsel, Turhan Özlü ve Serdar Öztürk'ün tahliye talepleri ise reddedildi.

Veli Küçük'ün tahliye talebini reddeden mahkeme, Küçük'ün hüküm tarihine kadar 67 ay 8 gün tutuklu kaldığını belirtti. Küçük'ün Silivri 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nden aldığı hapis cezası olduğunu belirten mahkeme, bu cezanın yattığı süreden düşüldüğünü ve bu nedenle Ergenekon davası kapsamında 5 yıl tutuklu kalmadığını kaydetti. Mahkeme diğer 6 sanığın da 5 yıllık süreyi doldurmadığı için tahliye edilmediklerini belirtti.
 

Ergenekon’un öteki yüzü hâlâ karanlıkta!

DANIŞTAY SALDIRISINDA ÖLEN ÖZBİLGİN'İN OĞLU: BİR DE MADALYA TAKSINLAR

Danıştay saldırısında hayatını kaybeden Danıştay 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in avukat oğlu Gökhan Özbilgin, Alparslan Aslan’ın tahliyesi ilgili olarak “Bugün babam bir daha şehit oldu.” dedi.
Gökhan Özbilgin, Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) yaptığı açıklamada, “Bunun söylenecek bir tarafı yok. Vicdanı ile başbaşa bırakıyorum. Bugün babam bir daha şehit oldu. Geri kalanına da hiç söyleyecek bir şeyim yok. 2 kere ağırlaştırılmış müebbet hapis, 90 yıl ceza alan, bir kişiyi öldürüp dört kişiyi yaralayan her türlü şeyi yapmış adam da tahliye edildi. Benim de daha diyecek hiçbir şeyim olmaz bundan sonra. Herkes vicdanı ile baş başa kalsın. Bu kararın altına imza atanlarda kalsın. Bir de madalya taksınlar, topla tüfekle karşılasınlar.” dedi.

2. Ağır Ceza Mahkemesi Tuncer Kılınç, Mehmet Eröz, Serdar Öztürk ve Aykut Metin Şükre'nin tahliye taleplerini yarın görüşecek.

TUNCAY ÖZKAN: ŞEYTANLA YATAĞA GİRDİLER, ÇARPILARAK ÇIKTILAR
Ergenekon davası sanıklarından gazeteci Tuncay Özkan, İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği tahliye kararının ardından cezaevinden çıktı. Tahliyesinin hemen ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Özkan, 6 yıl sonra zulmün bittiği özgürlüğe kavuştuğu bir gün olmasını çok istediğini aktardı. 6 yıl boyunca içerde çektikleri sıkıntıların bugünün konusunu oluşturmasını isteyen Özkan, “Ama bugün dışarıda yaşananlar, Türkiye’nin içine bulunduğu durum, bizim içeride yaşadıklarımızdan, bizim mağdur bırakıldığımız zulümden daha ağırdır. Ancak 6 yıl boyunca bize yapılan hiçbir şeyle ilgili olarak; kin, husumet, öç alma duygusu içinde değiliz. Tam tersine, biz bugün kindar ve zulümle dolu bir dönemin sonlandırılışı için buradayız. Özgürüz, özgürlükle kavuşuyoruz ” diye konuştu.

Türkiye’nin içinde bulunduğu tablonun çok dramatik olduğunu ve Türkiye’nin yapayalnız bırakıldığını savunan Özkan, “Türkiye’nin içinde bulunduğu durum uçurumun bir ülke tablosudur. Biz hep beraber, el ele, hiçbir ayrım gözetmeden, Alevisi, Sünnisi, Kürdü, Türkü hiçbir ayrım gözetmeden kimseyi ötekileştirmeden, bütün ötekileri aşarak hep beraber, barışla, sevgiyle, umutla geleceğe yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bugün kendilerinin tahliyelerini engellemek için kendilerini yargılayanların sergiledikleri tablonun hukuk açısından ibretlik olduğunu anlatan Özkan, “Şeytanla yatağa girdiler, çarpılarak çıktılar. Artık bu çetenin içinde bulunduğu tablo nettir. Canımıza kıymak isteyenler Ankara’da Türkiye’yi yönetenlerin en yakınındadırlar. Bunlar bu dava dosyalarında sabittir” dedi.

Kendisinin 517 gün haksız ve hukuksuz olarak hücrede tutulduğunu savunan Özkan, “517 gün boyunca hücrede, Türkiye’nin yaşadıklarına daha çok üzüldüm. Kendi yaşadıklarımdan daha çok üzüldüm. Çünkü bu ülke hırsızlarla, katillerin ellerine bırakılacak kadar küçücük değildir. Bu ülke hırsızlardan ve katillerden hesap soracak. Onlarla hesaplaşacak kadar büyüktür. Bu ülkenin insanlarının vicdanı, gönlü bu hırsızları ve katilleri reddedecektir, kusacaktır” ifadelerini kullandı. (ANKA)

KILIÇDAROĞLU: TÜMÜNÜN TAHLİYE EDİLMESİ LAZIM
Ergenekon Davası kapsamındaki tahliyeleri değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Tuncay Özkan’ın tahliyesiyle ilgili son derece mutluyum. Tabii bu arada tahliye talepleri reddedilenler de var. Aslında tümünün tahliye edilmesi lazım. Türkiye’de haksız yere yıllardır hapiste yatan bu masum insanların özgürlüklerine kavuşması lazım. En büyük dileğim bu” diye konuştu.

'GEREKÇELİ KARARIN ÖNEMLİ BİR KISMI YAZILMIŞTIR'

Dava hakkında genel bilgilerin verildiği kararda, 20 Ekim 2008' de duruşmaları başlayan Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Davası'nın 5 Ağustos 2013' te sona erdiği hatırlatıldı. Kararda, "Mahkememizin kısa kararında ayrıca, bir kısım sanıklar hakkında 125 suçtan beraat, 9 sanık hakkında düşme, 7 sanık hakkında tefrik, 6 sanık hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ergenekon Silahlı Terör Örgütü yöneticiliğinden, üyeliğinden ve diğer suçlardan dolayı sanıklara, 05 Ağustos 2013 tarihinde değişik cezalar verilmiştir. Ancak karar kesinleşmemiş olup gerekçeli kararın yazımı devam etmektedir. Gerekçeli kararın önemli bir kısmı yazılmıştır" denildi.

'ÇOK SANIK HAKKINDA AĞIR CEZALAR TAKDİR EDİLMİŞTİR'

Kararda, "Yargılama sonunda, Ergenekon diye bir örgüt olduğu, bu örgütün yapısı, eylemleri ve belgeleri dikkate alındığında mevcut yasalara göre silahlı bir terör örgütü olduğu, bu silahlı terör örgütünün bir derin devlet yani Gladyo /Kontrgerilla yapılanması olduğu ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadışı olarak oluşturulup faaliyet gösterdiği, mensupları arasında asker-sivil toplumun her kesim ve statüsünden insanların bulunduğu, bu örgütün toplumda kaos oluşturmaya yeterli nitelik ve nicelik olarak vahamet arz eden miktarda kayıt dışı mühimmata sahip olduğu gibi hususlar mahkememiz tarafından sabit görülmüş, mahkememiz tarafından bu nedenle müebbet hapis dahil bir çok sanık hakkında ağır cezalar takdir edilmiştir" ifadelerine yer verildi.

'ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÇOK KARIŞIK BİR İLİŞKİLER YUMAĞINA SAHİP OLDUĞU GÖRÜLMÜŞTÜR'

Kararda şu ifadelere yer verildi:

"Yapılan yargılamada, Türkiye'deki derin devletin adı olan Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün çok karışık bir ilişkiler yumağına sahip olduğu görülmüştür. Örgütün yargılanan ve mensuplarının cezalandırıldığı belli bir kısmı açığa çıkarılmış ise de, bazı hücrelerine ulaşılamadığı görülmüştür. Yine Ergenekon Terör Örgütü' nün bazı birimleri ve uzantıları hakkında dosya kapsamına göre isabetli yorum yapılabilmesi mümkün olsa da, bunlarla alakalı dosyada hukuki olarak yeterli delile ulaşılamadığı ortadadır. Bu yüzden bunların ayrı bir soruşturma ile ortaya çıkarılmasının mümkün ve gerekli olduğu düşünülmektedir."

TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Karar şu ifadelerle tamamlandı:

"İzah edilen hususlar ve davanın henüz kesinleşmemiş olması dikkate alındığında, mahkememizin 27 Temmuz 2012 tarihli oturumunda tüm tutuklu sanıklar için belirtilen ortak gerekçeler ile birlikte her bir sanık için belirtilen özel gerekçenin (g) bentlerinde ayrıntılı şekilde, Tutuklu sanıkların tutuklamayı gerektirir mevcut somut delillerin gösterildiği ve bu gösterilen gerekçeler doğrultusunda sanıkların suçları sabit görülerek haklarında ağır müeyyideleri gerektiren cezaların tayin edildiği, sanıkların psikolojik harekat, kara propaganda yapmak suretiyle görsel ve yazılı medyayı, milletvekillerini, kamu oyunu, yargılama mercilerini etkileme, yönlendirme ihtimallerinin bulunması, davayı itibarsızlaştırma ve kaçma şüphelerinin bulunması, hükümle birlikte haklarında yakalama kararı çıkarılan bir kısım sanıkların halen yakalanamamış olmaları, daha önce haklarında yakalama kararı çıkartılıp firari durumda bulunan ve dosyamızdan tefrik edilen sanıklarından henüz yakalanamamış olmaları, Sanıkların, halen hükmen tutuklu durumunda olmaları, almış oldukları cezaların miktarları, 19 sanık hakkında müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş olması, daha önceki gerekçelerimizde dikkate alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamalarında tutuklama için makul suç şüphesinin dahi yeterli görüldüğünün AİHM içtihatlarında da kabul edildiği, bu nedenlerle atılı suçları işledikleri sabit olan tutuklu sanıklar haklarında daha hafif koruma tedbiri olan adli kontrol tedbiri uygulanmasının yetersiz kalacağı yönündeki 05 Ağustos 2013 tarihli kararımızda herhangi bir değişiklik bulunmadığından ve bu sanıkların AİHM kararlarından ve Yargıtay Genel Ceza Kurulu kararlarından da hükmen tutuklu statüsünde olup bu sürede geçen zamanın tutukluluktan sayılmadığı ve kanunen tutuklu olmadıkları anlaşıldığından, bu konuda kanunen bir karar verilmesi imkanı da bulunmadığından, sanıkların vaki taleplerinin reddine oy birliğiyle karar verildi"

TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLEN SANIKLAR ŞÖYLE:

1-Levent Göktaş

2-Mehmet Fikri Karadağ

3-Özkan Kurt

4-Ulaş Özel

5-İsmail Sağır

6-Mehmet Demirtaşyin Öz

7-Hasan Ataman Yıldırım

8-Levent Ersöz

9-Muzaffer Tekin

10-Sedat Peker

11-Boğaç Kaan Murathan

12-Semih Tufan Gülaltay

13-Mustafa Dönmez

14-Veli Küçük

15-Fikret Emek

16-Kemal Kerinçsiz

17-Serdar Öztürk

18-Yalçın Küçük

19-Aykut Metin Şükre

20-Ergün Poyraz

21-İbrahim Şahin

22-Kemal Aydın

23-Doğu Perinçek

24-Mehmet Bedri Gültekin

25-Turhan Özlü,

26-Erkan Önsel,

27-Hikmet Çiçek

28-Mehmet Deniz Yıldırım

29-Hikmet Çiçek

30-Hasan Atilla Uğur

31-Ahmet Tuncay Özkan

32-Durmuş Ali Özoğlu

33-Mehmet Zekeriya Öztürk

34-İsmail Yıldız

35-Oktay Yıldırım

Bu kararın açıklanmasından kısa süre sonra bu kez 21. Ağır Ceza Mahkemesi aynı sanıklardan 3'ü için, Tuncay Özkan ve Levent Göktaş ve Sedat Peker için tahliye kararı verdi.

AVUKATLAR TAHLİYE İSTEMİŞTİ

Anayasa Mahkemesi'nin eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında verdiği 'Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği' şeklindeki kararı ve Özel Yetkili Mahkemeleri Kaldıran Yasa değişikliğinin ardından Ergenekon Davası'nda tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hasan Iğsız, emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, Orgeneral Tuncer Kılınç ve emekli Korgeneral Mehmet Eröz de bugün avukatları aracılığıyla tahliye talebinde bulunmuştu.

Nöbetçi mahkemeye sunulan dilekçede, Hasan Iğsız'ın ve Alaetttin Sevim'in 33 aydır tutuklu olduğu belirtilerek, Iğsız ve Sevim hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 Ağustos 2013 tarihli kararı ile mahkum edildiği ve tutukluluk halinin devamına karar verildiği anımsatıldı.

Avukat Ergün dilekçesinde müvekkillerinin haksız ve hukuka aykırı kararlar neticesinde 33 aydır tutuklu olduğu iddia edilerek, 7 aydır Ergenekon Davası'nın gerekçeli kararının yazılmadığı belirtti. Dilekçede, "Müvekkillerimin mahkûmiyetine dair gerekçeli kararın henüz yazılmamış olması, haksız ve hukuka aykırı tutukluluk durumlarının yargısal denetim dışında kalmasına, dosyanın Yargıtay önüne götürülememesine ve bu sebeple kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında anayasanın 19. maddesinin 8. fıkrasının ihlal edilmesine sebep vermiştir. Takdir edileceği üzere gerekçeli kararın bugüne kadar yazılmaması nedeniyle resen temyize tabi olan hükmün ve tutukluluk halinin devamı kararının Yargıtay tarafından incelenmesi olanağının da bulunmadığı, gerekçeli kararın yazılmasından sonra gerekçeli kararın sanıklara, müdafilere, katılanlara ve vekillerine tebliği, karara karşı anılan kişilerin temyiz dilekçelerini vermeleri, bu dilekçelerin ilgili karşı tarafa tebliği süreci ve süresi ile Yargıtay aşaması da dikkate alındığında, müvekkillerim hakkında verilen hükmün esastan incelenmesi ve ayrıca tutukluluk hallerinin de Yargıtay tarafından değerlendirilmesi olanağının da daha da geriye kalacağı, bu sürecin müvekkillerimin haksız mağduriyetine neden olacağı açıktır" denildi.


"MÜVEKKİLERİM IĞSIZ VE SEVİM'İN HUKUKİ DURUMU İLKER BAŞBUĞ İLE AYNI MAHİYETTEDİR"

"Hasan Iğsız ve Alaettin Sevim'in sabit ikametgah sahibi olduğu, sosyal durumları, tutuklu kaldıkları süre, delillerin toplanmış ve hükmün verilmiş olması karşısında tedbir mahiyetinde olması gereken tutuklamadan beklenen gaye elde edilmiştir" denilen dilekçenin sonuç ve talep kısmında şu ifadelere yer verildi:

"Müvekkillerim ile aynı dosya kapsamında sanık olarak yargılanan, hukuki durumu müvekkillerim ile aynı mahiyette bulunan Mehmet İlker Başbuğ tarafından, talebimiz ile aynı konuda Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuru üzerine verilen hüküm ile bu hüküm üzerine verilen tahliye kararına ilişkin karar örnekleri de dilekçemizin ekindedir. Müvekkillerim Hasan Iğsız ve Alaettin Sevim'in bihakkın veya takdir olunacak adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliyelerine karar verilmesini talep ederim."

AVUKATLAR TAHLİYE DİLEKÇESİ VERMEYE DEVAM EDİYOR

Hasan Iğsız ve Alaettin Sevim'in yanı sıra emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ve emekli korgeneral Mehmet Eröz de avukatları aracılığıyla Nöbetçi İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliye talepli dilekçe sundu. Avukatların tahliye talepli dilekçelerinde Anayasa Mahkemesi'nin Başbuğ hakkında verdiği "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği" şeklindeki kararının dosyadaki tüm sanıkları ilgilendirdiği, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesince İlker Başbuğ hakkında verilen tahliye gerekçelerinin kendileri müvekkileri için de geçerli olduğunu belirtti.

Dilekçelerin sadece tevzi işlemlerini yapan Nöbetçi 18. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye talepli dilekçeleri 2-3-4-6-8-19-20 ve 21. Ağır Ceza Mahkemeleri'ne gönderdi. Mahkemelerin tahliye talepli dilekçeleri bugün karara bağlaması bekleniyor.

ALPARSLAN ASLAN'IN AVUKATI DA TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDU
Ergenekon davası kapsamında tutuklu olan Danıştay cinayetinin faili Alparslan Arslan, tahliye talebinde bulundu. Arslan’ın avukatı AYM'nin İlker Başbuğ için verdiği kararı örnek gösterdi ve bu kararın eşitlik ilkesi gereği tüm tutuklu sanıklara uygulanmasını istedi.
Danıştay cinayeti faili Alparslan Arslan'ın avukatı Oğuz Kayıran, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne 2 sayfalık dilekçe verdi. Arslan'ın 7 yıl 9 ay 1 gündür tutuklu olduğunun belirtildiği dilekçede, AYM’nin İlker Başbuğ ile ilgili verdiği karar hatırlatıldı. Eşitlik ilkesi gereği AYM'nin kararının tüm tutuklu sanıklar açısından uygulanması gerektiğine vurgu yapılan dilekçede, tüm sanıkların tahliyesine karar verilmesinin zorunlu olduğu ifade edildi.
Tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasal değişik de hatırlatılan dilekçede Alparslan Arslan'ın tahliye edilmesi talep edildi. Talebin 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği kaydedildi.

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI

5 yılını dolduran tutukluların tahliye edilmesi yönündeki karar üzerine Silivri Cezaevi önünde hareketlilik yaşanıyor. Başta gazeteci Tuncay Özkan olmak üzere birçok kişinin tahliye edilmesi beklenen Silivri Cezaevi önünde güvenlik önlemleri alındı.

13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 5 yılını dolduran tutukluların tahliye edilebilir yönündeki kararı üzerine geçtiğimiz günlerde tutuklu avukatları müvekkilleri için dilekçe vermişlerdi. Bu karardan etkilenenlerin arasında Ergenekon davası tutuklusu gazeteci Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek de bulunuyor. Başta Özkan ve Perinçek olmak üzere birçok tutuklunun bugün tahliye edilmesi bekleniyor. Bunun için Jandarma ve polis ekipleri sabahın erken saatlerinden itibaren Silivri Cezaevi önünde güvenlik önlemleri aldı. Polis ve jandarmaya ait TOMA araçları cezaevi bahçesinde konuşlandırıldı. (DHA)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Polis, Okmeydanı Hastanesi\'ne saldırdı

SONRAKİ HABER

Kürkçü: \'HDP gerginliği\' değil linç var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa