Ayşen AKSAKAL
Önümüz 1 Nisan;
Hani her sene iş yeri arkadaşlarımızdan Google’a kadar herkesin yaratıcılık sınırlarını zorlayan şakalarıyla eğlendiğimiz 1 Nisan.
Birilerini aptal yerine koyarak eğlenmenin ayıp kaçmadığı tabusuz gün.
1564 yılında Fransa kralı IX. Charles yılbaşını 1 Nisan’dan 1 Ocak’ a aldırmış ama tabi ki o zaman da sosyal medya ve TV olmadığı için halkın bazı kesimleri bunu duymayıp 1 Nisan’da kutlamaya devam etmişler.
Yani şöyle düşünebiliriz; birileri Suriye’deki toprağı kendi kendine bombalayıp savaş bahanesi ararken ve tüm dünya bunu konuşurken bir grup insanın DNS, VPN filan bilemedikleri için; bir TV kanalında halay çekiyor olması ve diğerlerinin de evde bununla eğlenmesi durumu.
Bu güne özel, bana göre nefis yazı fikirlerim vardı.
Mesela hayat şartlarından yakınıp, Evrensel Gazetesinden yazı başına aldığım 4000TL ile geçinemediğimi yazacaktım.
Bir kaç mail adresi verip, “Polonyalılar sosyal sorumluluk yapmış. Siz buraya tweetlerinizi mail atın, onlar yurtdışından sizin adınıza tweet atıp, gelen etkileşimleri size geri mail atıyorlar” diyecektim.
Kriptolu telefondan her yere VPN’siz girilebildiği için kriptoluların yasaktan etkilenmediğini yazacaktım
Hatta Superman’in Kripton gezegeni ile ilişkilendirdiğim bir “kriptolu telefon teknik açıklaması”nı verecektim.
Ama şakam bitti, elim gitmedi, dilim dönmedi, nutkum tutuldu.
Çünkü savaş şakaya gelmiyor, şaka kaldırmıyor.
Çünkü 1 Nisan’ da da acı haber alıp almayacağımızı bilmiyorum.
Şaka yapılabilecek mi hala “‘utanmasa f16 pilotu da ekmek almaya gidiyordu diyecek” diye espri ya da kinaye yaptığını zanneden bir başbakan ardından ya da Süleyman Şah Türbesi’nde nöbet tutan askerlerin ve tüm diğerlerinin evde uykusuz bekleyen anneleri sürekli endişe ile tırnaklarını yerken, Youtube’ta tüm dünyanın izlediği skandal iç işleri videoları tüm dünya dillerinde çevrilip izlenirken, bizim ise internetimiz sadece banka işlemleri yapabilecek hale indirgenmişken, Van’da kalbinden vurulan Kadir İnan, Silvan’da vurulan Mehmet Ezer için hop eden kalpler daha yerine oturmamışken; neye güleceğiz biz?
Ara ara yaşadıklarımızla ilgili “Yok artık o kadar da değildir, şaka yapıyorsun!” diyebiliyorduk karşımızdakine, şimdi şaka değil, traji komik bile değil halimiz.
Altımızdaki şişme deniz yatağı şekerden çıksa ve erise, biz yavaşça batarken belki komik olurdu ama bu başımıza bir güvensizlik okyanusunda gelince gülünecek durum can havline dönüşüyor.
Bu gün seçim var, ben ve onbinlerce insan, yine kendimizden başka güvenilecek dayanağımız olmadan, sandık başına gözetmen olmaya gidiyoruz.
Yasal hakkımızın yasal bekçiliğini yaparken bile tedirgin olacağız.
Sonuç ne çıkarsa çıksın; genel seçimlere kadar bizi nasıl günler bekliyor bilemiyoruz.
Biz ekmeğini sosyal medya ve internet üzerinden kazananlar, son 1 haftadır artık birbirimize komik caps’ler atmıyoruz, atamıyoruz.
Elimiz kumanda da, gözümüz kanallarda haber bekliyoruz.
O yüzden o kadar gerginiz ki, gözlerimizi kapatıp “ben kimim” deseniz, gözaltına alınıyor sanıp ismimizi haykıracak haldeyiz. Altımızdan sandalyemizi çekseniz umurumuzda olmayacak çünkü zaten ayaklarımızın altından dünya kayıyor gibiyiz.
Biz zaten yıllardır 1 Nisan Balığıymışız, sazanıymışız aklımıza gelmeyen başımızda gelmiş, aklımıza gelenler vardı elbet ama bu kadarını hayal bile edememişiz.
İşin acısı biz artık Kral’ın yeni yılı 1 Ocak’a aldığını fark edenler, hala milyonlarca Nisan sazanı ile birlikte yaşıyoruz. Ama ne dönem IX. Charles dönemi ne bu kitle şakacı 16.yy Fransızları. Biz bu 1 Nisan sazanlarının tehlikesi, tehditi ve algılamazlığı ile dalga geçemeyecek kadar gerildik.
O yüzden şaka yapamadım bu sene, şaka kaldıramayacak olmamdan dolayı yaptığım empati ile.
Yine de hem kendime, hem de herkese son sözüm; gülümseyerek umut etmekten vazgeçmeyelim. Yoksa yaşanır bir dünya mümkün değil.
1 Nisan’ınız umutlu, güneşli ve kral kanunlarından uzak geçsin!
30 Mart 2014 11:26
EVRENSEL'İNMANŞETİ
22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı
72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı
30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti
BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ

Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde değişiklik:
Çocuk işçi olmak kolay, öğrenci olmak zorlaştı

Kerem Gökten'in yazısı
Yeniden Trump, yeniden IMEC

Gözde Tüzer'in haberi
Gazeteci Fehim Taştekin: Şam’ın Ankara’ya bağımlılığı azaldı

Fatih Polat'ın Her İnsan Bir Hikaye röportajı
Evrensel'i Takip Et