30 Mart 2014 11:42

Erdem AKSAKAL

Türk Dil Kurumu sözlüğünde ortam sözcüğü şöyle tanımlanıyor: “Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü.”
Türk Dil Kurumu sözlüğü her zaman doğru yanıtlar vermiyor malum. Ama ortam konusunda da maniplasyon yaptıklarını sanmıyorum.
Tanımı şundan sevdim; ortam her şeymiş. Yakın zamana kadar bilimsel dünya dışında pek kullanılmayan (Çoklu ortam, asidik ortam vb.) bu sözcük, herhalde bir on yıldır sosyal hayata da girdi. Hatta sosyal hayata girmedi, ortam kelimesi bizzat sosyal hayat manasında kullanılmaya başlandı.
“Ooo çok güzel ortam yapmışsınız”, “Ortam çok acayipti, sıkıldım”, “Bilmediğiniz ortamlara girmeyin.”
Ortam, artık canlı bir varlık olmuş neredeyse. Çevre faktöründen çıkıp, ete kemiğe bürünmüş. Kişilerin sözüne, düşüncesine, tavrına yön veren bir güce dönüşmüş. Üstat Sönmez Karakurt’un çevre baskısından ne yapacağını bilemeyen “Dünyanın en telmaşa adamı” adlı karikatür serisindeki ana karakterin adı belki de bu sebepten “Ortam”dı.

KİM BİLECEK?

Kırsal kesimde köyümüzün âdeti,  mahalle hayatında mahalle baskısı, şehirli sosyal hayatta ise ortamdır çevresel etkilerin tümünün adı. “Ortamlarda ne diyeceğidir” bir kişinin elini kolunu bağlayan. Öte yandan, bu bir özgürlüktür. Güçlü profil çizmek isteyen kişi, dayak yese bile “Esas siz bana sataşanların halini görün” der ortamlarda. Kim bilecek?
Aylarca hayalini kurduğu kıza son bir cesaret açılmış genç, öyle bir ret cevabı alır ki; 20 sene travma yaratası. Ama ortamlarda “Kız bana hastaymış da, tipim değil be hoca” diye anlatır. Kim fark edecek?
Avcı, tek bir mermiyle ayı, çakal, tavşan ve bıldırcını gözlerinden peş peşe vurduğunu söyler kıraathane ortamlarında, kim itiraz edecek?
Futbolcu idman sonrası basın ortamlarında veryansın eder. “Antrenmanda bu pozisyonları hep gole çevirirdim işte de, futbolun adaleti yok!” Kim görecek antrenmanı?
Nasıl olsa görmezler, bilmezler diye güçsüzlüğünü, kararsızlığını, acziyetini, mağlubiyetini söylemezsin ortamlara. Zira ortam çarpar insanı. Ortamlar sana baskı getirir, bir yandan da olmadığın gibi davranma şansı. Ortamları iyi yönetirsen zaaflarından kurtulduğunu sanırsın. Daha bir yüceldiğin duygusuna kapılırsın. Lakin güzel kardeşim, bil ki ortamlara nasıl anlatırsan anlat, sen aynı sensin.
Ortamlar seni aşağı da indirir, gün gelir yukarı da çıkarır, ama yüksekliğin ortama göredir. Yoksa boyun ne uzar, ne kısalır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et