Bir kez daha hatırladık insanlığımızı Berkin’le
Bazen konuşmak zor gelir ya insana. Bazı anlar vardır, susmayı gerektiren. Sustukça çığlık büyür, kocaman olur. Aslında anlatmak boşaltmak istenir. Paylaşmak acıyı hafifletir diye düşünülür. Yazmaksa daha da zorlaşır bizim gibi insanlara, her zaman kalem elimizde değildir. Ya çok öfkeleniriz ya da çok canımız yanması gerekir yazmamız için. Bu yazıyı yazdıran da hem öfke hem acı. Tarifsiz…
11 Mart 2014 öfkemizin günü. Berkin acımızın adı. Berkin’in adında tüm öldürülen çocuklarımıza yandık bir kez daha. Her ölüm ağır gelir insana, kadına, erkeğe… Kadın annedir çoğu kez. Erkek de baba. Her çocuk ölümünde kendilerini koyarlar, annelerin babalarının yerine. Tabi insanlıktan nasibini almışlarsa.
Berkin’in gülen yüzünü, Ceylan’ın kocaman kara gözlerini, Uğur’un cansız bedenini unutmak mümkün mü? Hepsinden her seferinde biraz daha “hayır” demeyi, direnmeyi öğrendik. En son Berkin bize direnmeyi, umudu, öfkelenmeyi öğretti yeniden. Hem de yeniden birlikte üzülmeyi. Birlikte diyorum çünkü Türkiye’de yaşayan binlerce yüz binlerce insan aynı anda üzüldü.
İşçiyim, anneyim dedim ya! CHP, AKP eksenli seçim tartışmalarının yaşandığı, kutuplaşmanın ve ötekileştirilmenin fabrikalarda, atölyelerde gözle görülür hale geldiği, MHP, AKP ve diğer partilere oy vermiş işçilerin kıran kırana tartıştığı günlerde Berkin’in ölümü susturdu hepimizi. İstanbul’un büyük fabrikalarından biri sayılabilecek bir işletmede Kürt, Türk çatışması, Alevi, Sünni inanç tartışması, hırsız değiller, çaldıysalar bizim için çaldılar tartışmaları, Kürt ne istiyor soruları bir anda son buldu. Koca atölye sessizleşti. Durduk öylece. Olmaz! Olmamalı, küçücük çocuklar ölmemeli. Kürdü, Türkü yok. Önce insan olunmalı dedi herkes. Ve sanki o güne kadar milliyetlerinden, inançlarından bahseden ve kendilerine oy verdikleri partinin propagandalarıyla şekillenen işçiler sustular. Önce insan, insana değer verilmeli. Berkin bir kez daha bize insanlığımızı hatırlattı. İnsan olmanın ne demek olduğunu.
Evet 11 Mart’ta “O daha çocuk” dedik. Milliyetçi, cemaatçi, ülkücü diye kendilerini tanımlayanlar… “Yeter, yeter artık” dedi kadın işçiler. Ağlamasın anneler. Ölmesin, öldürülmesin çocuklar, gençler! Gelecekleri çalınmasın suni ayrımlarla. Berkin öğretti hepimize insan olmayı bir kez daha başbakan ve onun tayfasının inadına.
Ve Nejat İşler Berkin ve Lobna Allami için kaleme aldığı yazısında şu cümlelerle anlatıyor duygularını. “… sonra çaresizlik, sonra öfke, sonra tekrar çaresizlik, sonra sessizlik…”
Bir kez daha Berkinler ölmesin diye insana insan olduğu için değer verilsin diye, yaşamın her alanında mücadeleye. İnsanın insan olma mücadelesine!
Zehra UZDEMİR / KARTAL
Evrensel'i Takip Et