Bütün gerçekler hayal kurmaktan geçer
Birsen SEYHAN
Bu yıl Mart ayı Ayvalık’ta hiç de öyle gri ve soğuk geçmedi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 21 Mart Newroz ... Ayvalık Bağımsız Kadın İnsiyatifi olarak hazırlıkları iki ay öncesinden başlayan 8 Mart etkinliği bu yıl Midilli Adasından kadınlar, HDP’li kadınlar, Kürt kadınları ve tabi ki Ayvalık’ta yaşayan kadınlarla oldukça renkli ve ahenkliydi. Ulusalcı rengin ağır bastığı Ayvalık için önemli bir adımdı. Çok dilli, çok renkli slogan ve halaylarımızla bir arada olmanın, barışın güzelliğini gördük ve gösterdik hep birlikte. Bu coşkulu günün sonunda karşı kıyıdan gelen kadınlarla bir söyleşi gerçekleştirdik. Midilli adasının küçük bir köyünde hayata geçirdikleri deneyimi paylaştılar bizimle. Ben de tüm bunlar yalnızca aramızda kalmasın, daha çok kadın bilsin, haberdar olsun istedim.
HİÇBİR ÇABA BOŞA DEĞİL
Thania, Yunanistan’da kadınların genel durumundan ve kadın hareketindeki gelişmelerden bahsetti bizlere. Thania’nın anlattıklarını dinlerken sık sık “bize ne çok benziyor” demekten alıkoyamadık kendimizi. İşte size bir özet:
“Kriz kadınları son derece olumsuz etkiledi, ücretleri düştü, 2013’ten bu yana kadınların %30’u işsiz kaldı. En büyük sorunumuz emeğimizin karşılığını alamamak. Kadınlar sigortadan yoksun, eşit haklarını almadan çalışmak zorundalar.
Yunanistan’da aile yapısı daha önce bu kadar zorlamamıştı kadınları. Geleneksel, folklorik yönlerini öne çıkarıp eve de ülke ekonomisine de katkıda bulunmak zorunda kalıyorlar. Çocuk yuvaları, yaşlı bakım evleri kapatılıyor ve bu işler kadının sırtına yıkıldığı gibi, kadınlar dışarıda da daha çok çalışmak, birçok durumda ev giderlerini tek başına üstlenmek durumunda kalıyor.
Özellikle evli kadınların iş bulması ayrı bir sorun. Kadının hamileliği, çocuk bakımının sorumluluğu, tercih edilmeme sebebi oluyor. Gebe kalmak işten atılma sebebi hatta suç sayılıyor.
Yaşanan tüm bu toplumsal şiddetin yanında aile içi şiddet de çok fazla yaşanıyor.
Yunanistan’da feminizm olumsuz algılanıyor. Kadının özgürleşmesi, eşit haklar imkansız değil. Bu konuda çaba göstermeliyiz. Bunun için kadın grupları yeni programlar oluşturuyor. Özellikle göçmen ve işçi kadınlar bütün kadınların sorunlarını çözmeye kararlı görünüyor.
İnanıyoruz ki bizim örgütlü çabamız bizi kurtaracak, 100 yılı aşkın verilen mücadele, kadın hareketi ve emeği bizi zafere ulaştıracaktır. Kadınların desteklediği hiçbir çaba boşuna değildir. Güzel günler göreceğimize inanıyorum.”
ADACIĞIMIZDA KÜÇÜK AMA BÜYÜK DEVRİMİMİZ
Maria ise konuşmasında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihçesinden, kadınların uluslararası dayanışma ve mücadele deneyiminden bahsederek, biriktirdiklerimize dayanmanın önemine vurgu yaptı. “Biz dünkü haksızlıklara son verip yarın kazanacağımız haklar için yola çıktık. Bütün gerçekler hayal kurmaktan geçer. Hayallerimizi gerçekleştirmeliyiz. Bu inancımız yüreğimize ekilen bir tohumdur. Sevgiyle istediğimiz şeyi gerçekleştirebiliriz. Sevdiğimiz şey bizimdir. Dünya hepimize yeter erkeklere de kadınlara da. Yeter ki yürüyelim.” Böyle dedi Maria ve köylerinde kurdukları Kooperatif deneyimini anlattı:
“14 yıl önce 11 genç kadın Parakila Köyünde Midilli Tarım ve Turizm Kooperatifini kurduk. Kooperatifimize üye 14 kuruluş mevcut.
Kooperatifimizi kurarken sevgiyle başladık. Küçük ama en büyük devrimimizdi. Cesaret eden ve edemeyenlerin gücüydü. Hem özel yetilerimiz hem kadın haklarımız için bir yol açtık; zamanımızı üreterek geçirmek için, cesareti olmayan kadınlara bir pencere açmak için.
İçine kapanık yaşıyordu kadınlar. Sorumluluklarımız sadece evin içindeydi. Eş, çocuk, yaşlı bakımı vs. Sadece aile içi bize yetmedi. Daha toplumsal olmalıydık. Kendimize ve çevremize yeni ve anlamlı şeyler sunmak istedik. Başta insan olduğumuzu kavramak, yapabileceklerimizi ortaya çıkarmak, Hedefler koyarak ve amaca ulaşmak için… Güya özgür olan toplumda gerçek özgürlük için bir tokat attık. Bütün toplumsal karşı koymalara rağmen, dünya piyasalarında rekabeti aşmak için adacığımızda mücadele verdik.
İLK TEPKİ: DELİ MİSİNİZ?
Başlangıçta 800 nüfuslu köyümüzde toplumsal bir karşı çıkış vardı “deli misiniz?’’ dediler, dalga geçtiler hatta. Topraksal zenginliğin farkında olmalarına rağmen kadınların bunu yapabilmesini imkansız buldular. Çok gençtik. Yaşımız bile suçtu sanki. Ama biz kararlıydık. Başladık. Küçük bir dükkanda 11 kadın elimizden geleni yaptık. Yaptıklarımızın hemen hepsi evimizde yaptığımız şeylerdi. Özel bir öğrenim gerektirmiyordu. Ebeveynlerimizin reçetelerini hayata geçirdik. Yavaş yavaş değişik ürünler de ortaya çıkarmaya başladık. Reçel, marmelat, zeytin ürünleri, farklı hamur işleri…
Bu fikir 2000 yılında oluştu. Ancak 1 yıl sonra hayata geçirebildik. Öncelikle istedik ki imalathanede çalışacak kadınlar evin dışında başka bir mekanda çalışmaya ikna olsunlar. Evin dışındaki bir mutfakta kadınları toplamayı başarmak güç oldu ilk başta. Yavaş yavaş dayanışmayı öğrendiler. Güvenmeyi öğrendiler. Satışa sunup kazanmaya başlayıncaya kadar kendi ürünlerimizi dostlarımıza zorla satıyorduk… Sonra Midilli’ye açıldık. Değişik köylerde kermeslere katıldık. İlgi gördük ve cesaretlendik. Her seferinde bu çabaya değeceğini anladık. Kooperatifimiz şu an bütün Yunanistan’a ürün veriyor ve yurtdışına da açıldık. Kooperatifimizi yabancı gruplar da ziyaret ediyor. Deneyim kazanıp bizim bu yaptığımızı onlar da gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Evrensel'i Takip Et