Sınırda şeytan üçgeni
Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınanların sayısı her geçen gün artarken, bölgeye dair, ABD ve İsrail’in de içinde olduğu pazarlıklar gündeme geldi.Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la, Başbakan Tayyip Erdoğan arasında kısa süre önce var olan “büyük dostluk” günlerinin yerin
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la, Başbakan Tayyip Erdoğan arasında kısa süre önce var olan “büyük dostluk” günlerinin yerini savaş rüzgarları almaya başladı. Arap ülkelerindeki ayaklanmaların peşi sıra Suriye’de de eylemlerin başlaması sonrasında ABD’nin Esad karşısında tutum alması, Türkiye’nin de rotasını değiştirdi. Suriye ile imzalanan Stratejik İşbirliği anlaşmaları yerini, ‘Ya reform yap ya görevi bırak’ çağrılarına bıraktı.
ABD-İSRAİL-TÜRKİYE İTTİFAKI
Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilere dair yeni bir iddia ise CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Edipoğlu’dan geldi. Ülkelerindeki iç karışıklıktan kaçarak Türkiye’ye sığınanların sayısının 350 bine ulaşacağını iddia eden Edipoğlu, Suriye'de yaşananların özünde Musul-Hayfa arasında döşenmesi planlanan petrol boru hattının bulunduğunu belirtti. Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz Başkanlığında Antakya’da kaymakamların ve kurum müdürlerinin de katıldığı toplantıda Hatay’da 6 ay ile 5 yıl arasında kalacak 350 bin Suriyelinin Türkiye’ye sığından bahsedildiğini belirten Edipoğlu, “Hatay’daki tüm mülki idare amirlerine ve kurum müdürlerine konuşma yasağı getirildi. Ama toplantıdan sızan bilgilere göre 350 bin Suriyeli sığınmacının Hatay’a geleceğinden bahsedilmiş ve Hatay’daki devlete ait büyük kamu binaları ile çadır kentlerin kurulacağı alanlar tespit edilmiş” diye konuştu.
ETNİK ÇATIŞMA ÇIKACAK
Bu iddiasını şöyle destekleyen Erdipoğlu, “Musul’dan Hayfa’ya, yani Barzani Bölgesinden İsrail’e döşenecek petrol boru hattı için Suriye’de bulunan mevcut yönetimle İsrail’in anlaşması mümkün değil. Bu yüzden Suriye’de İsrail’in kabul edeceği ABD yanlısı bir hükümet kurulması gerekiyor. Suriye’deki mevcut yönetimi devirmenin tek yolu da etnik çatışma ile mümkündür. Çünkü Suriye-’deki nüfus yapısına baktığınız zaman oradaki alevi nüfusu yüzde 15, yüzde 5 oranında gayrimüslim yüzde 80’ide Sünni’dir. Bu yüzden etnik çatışmayla Beşar Esad’ın devrilmesi planlanıyor” dedi.
BİR TANE BİLE TÜRKMEN YOK
Suriye’de başlayan iç karışıklıkta Türkmenlerin hayatlarının tehlikede olduğunun söylendiğini ancak Türkiye’ye gelen sığınmacıların hiç birinin Türkmen olmadığını da belirten Edipoğlu, “Önce sınırdaki Türkmenler kaçıp geliyor dediler. Bunlara sahip çıkmamız gerekiyor diye açıklamalar yapıldı. Araştırdık Türkiye’ye sığınan sığınmacılar arasında bir tane bile Türkmen yok. Türkiye’ye gelenler Suriye’deki muhalefeti destekleyenler eşlerini, çocuklarını ve yaşlılarını sınıra getirip tekrar Suriye’ye dönüyorlar. Yani Türkiye’ye sığınanlar etnik çatışmada muhalefet için savaşacak olanların aileleridir” dedi.
YARALILARI DA BİZ TEDAVİ EDİYORUZ
Suriyeli muhaliflerin yaralılarının da Türkiye tarafından tedavi edildiğini belirten Edipoğlu, “İlimize sığınan sığınmacıların burada 6 ayla-5 yıl arasında ikametleri söz konusu. Biz gittik bu sığınmacılarla konuştuk. Hepsinin de söylediği bir şey var oda Türkiye’nin onlara ekmek, iş ve ev vereceği. Ama ne olursa olsun burada büyük bir sıkıntı olacak” dedi. Suriye’de etnik savaşın başlaması halinde, Türkiye’deki sığınmacıların sayısının 350 bine ulaşacağını iddia eden Edipoğlu, “İlimizi ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, sığınmacıların sayısının 10 binle sınırlı kalmayacağını söyledi. Neden çünkü yukarıda konuşulan sığınmacı sayısı 350 bindir” dedi.
TAMPON BÖLGEDE TUTULABİLİRLERDİ
Tüm dünya ülkelerinde sığınmacıların sınırda oluşturulan tempon bölgelerde korunduğunu, Suriyeli sığınmacılar içinde böyle bir yön-tem geliştirilmesi gerekirken neden Türkiye’ye alınmalarına da bir anlam veremediğini belirten Edipoğlu, “Başka ülkeler tampon bölge oluşturup sığınmacıları buralarda korurken, Suriyeli sığınmacıların Hatay’ın değişik ilçelerinde kurulan Çadır kentlere yerleştiril-meleri ne kadar mantıklı. Sığınmacıların ülkelerine döneceklerini de sanmıyorum. Çünkü bunun örneklerini yaşadık. Turgut Özal döneminde Kuzey Iraktan gelenler geri dönmediler” diye konuştu. (HATAY)