03 Mayıs 2014 11:51

Mücadeleye katkım olduğunu bilerek yaşamak

Ben Dersim’de yaşıyorum. Asgari ücretle çalışan 2 çocuk annesiyim. Ekmeğimi çocuklarım için kazanan bir kadınım. Sizlere bu mektubumda, iş hayatımda ve sosyal hayatımda çektiğim zorluklardan bahsedeceğim...

Mücadeleye katkım olduğunu bilerek yaşamak
Paylaş

Merhaba,
Ben Dersim’de yaşıyorum. Asgari ücretle çalışan 2 çocuk annesiyim. Ekmeğimi çocuklarım için kazanan bir kadınım. Sizlere bu mektubumda, iş hayatımda ve sosyal hayatımda çektiğim zorluklardan bahsedeceğim.
Ben taşeron bir firmada temizlik görevlisi olarak çalışıyorum. İşimin gereği saat 7.00’de iş yerinde olmam gerekiyor. İki çocuğum var. Onları kendim hazırlayıp kahvaltılarını yedirdikten sonra, okula hazır hale getirmem gerekiyor. Bunun içinde sabah tahminen saat 5 ile 5.30 arasında uyanmam gerekiyor. Sabah uyandıktan sonra çocuklarımın kahvaltısını hazırlıyorum. 6.30’da çocuklarımı uyandırıyorum. 6.50 civarı çocuklarla beraber evden çıkmak zorunda kalıyorum. Çocuklarımı bırakıp acele, koşarcasına, iş yerime gidiyorum. Bütün bu erken kalkmalarıma rağmen bazen iş yerine beş on dakika geç kaldığım günler oluyor. Bağlı çalıştığım firma yetkilisinden bu yüzden defalarca azar işitmeme ve işten kovulma gibi tehditler almama rağmen, ben yine de yılmadan, bütün bu işten çıkarma tehditlerine aldırmadan 12.00’de evime geliyorum. Çünkü çocuklarım öğlen yemeği için eve geliyor. Benim ise onlardan evvel evde olmam gerekiyor. Çünkü benim için her şeyden önce çocuklarım geliyor.
Bu yüzden koşarcasına, çocuklarımdan önce eve geliyorum. Çocuklarıma, bir gün evvelden yani akşam uykularımdan kısarak hazırladığım yemekleri ısıtıp veriyorum. Sonra tekrar koşarcasına çalıştığım yere gidiyorum. Orada ağır bir tempoyla akşam 18.00’e kadar çalıştıktan sonra yorgun argın evime dönüyorum. Dönmesine dönüyorum ama benim mesaim bitmiyor. Çocuklarımın ödevine yardımcı oluyorum. Yemeklerini yedirdikten sonra, bir sonraki öğlen yemeği için yenilmek üzere yemekler hazırlamaya başlıyorum. Bir de bakmışım ki saat gecenin on ikisini bulmuş.
Ve sonunda en huzur bulduğum saatler: Uyku zamanı… Ben bu saatlerde huzur buluyorum. Kısa da olsa birazcık dinlenme zamanı doğuyor bana. Bütün günlerim böyle geçiyor. Hafta sonları ise çocuklarımın banyoları, üst yıkama, temizlik derken; bir de bağlı bulunduğum Emek Partisi’nin çalışmaları denk gelince iyice kapanıp kalıyorum. Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği üyesiyim. Derneğimin ve partimin çeşitli faaliyetlerine katılmam gerekiyor. Bütün bu iş, ev hayatımın yorucu temposundan partime ve çalıştığım derneğe bir katkım olduğunu bilerek yaşamak, bana bütün bu hafta içi işten ve evden çektiğim onca yorgunluğun üstüne öyle huzurlu bir durum yaratıyor ki anlatamam! Bütün bu yorucu ve yoğun; stresli iş ve ev hayatımda partime zaman ayırmak ve hatta çocuklarımın ve partimin büyümesi öyle hoşuma gidiyor ki.
Ben tüm kadınları yaşadığımız bu sorunlara karşı birleşmeye ve 1 Mayıs’ta alanlara çağırıyorum.
Saadet GÜR / DERSİM

ÖNCEKİ HABER

Yasaları harekete geçirecek tek güç biziz

SONRAKİ HABER

Tik tak... Tik tak... Tik tak...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa