En temel insani hakkım: Güvenlik
Hümanistik (insancıl) Psikoloji kişiyi sadece davranışları ile değil, bir bütün olarak değerlendirir; iç dünyası, doğuştan getirdiği potansiyellerini geliştirebilme gücü, sahip olduğu özsaygı ve bunların gerçekleşebilmesi için içinde bulunduğu özgürlük ve güven ortamı.
Dr. Müberra Yenişar
Bursa Panayır Mahallesi Aile Hekimi
Hümanistik (insancıl) Psikoloji kişiyi sadece davranışları ile değil, bir bütün olarak değerlendirir; iç dünyası, doğuştan getirdiği potansiyellerini geliştirebilme gücü, sahip olduğu özsaygı ve bunların gerçekleşebilmesi için içinde bulunduğu özgürlük ve güven ortamı. İnsancıl psikolojiye göre insan kendisinden, davranışlarından ve oluşturacağı kimliğinden, yaşamı anlamlı kılmaktan kendisi sorumludur. İnsanın kendini gerçekleştirebilmesinin yolu, insan davranışlarını denetim altına almak değil, ona kendini gerçekleştirebilmesi için özgürlük vermektir. İnsancıl psikoloji bu yanıyla psikolojiyi felsefeye yakınlaştırmıştır.
Abraham Maslow, İnsancıl Psikolojinin kurucularından biridir. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi’ne göre; insan davranışları insanın gereksinimlerine göre şekillenir. İnsanın gereksinimlerinin öncelik sırası vardır ve bu sıra tüm insanlar için evrenseldir. İnsan alt basamaktaki gereksinimini karşılamadan bir üst basamağa çıkamaz. Alt basamaktaki gereksinimleri karşılanamadığı için üst basamağa çıkamayan insanın kişiliği gelişemez, doğuştan getirdiği potansiyelleri yaşama taşınamaz ve varoluşunu gerçekleştiremez.
GÜVENLİĞİMİZ KİMİN SORUMLULUĞU
Fizyolojik gereksinimler ve güvenlik gereksinimi en temel gereksinimlerdir ve vazgeçilemezler, kişi bunlar olmadan bir üst basamağa geçemez. Bir sanatçı yaratmak, kendini gerçekleştirmek adına, toplumu karşısına almayı, kendini anlamayanların, anlamayacakların saygısından vazgeçmeyi göze alabilir ve ait olma, sevme, saygınlık basamaklarını atlayabilir. Bir kadın önce mesleğimi elime alacağım, özgürleşeceğim, aile ve çocuğu sonra düşüneceğim diyebilir.
Kim olursak olalım, yaşam amacımız, beklentilerimiz, hayallerimiz, yaşımız, konumumuz, eğitimimiz ne olursa olsun, ister bir ülkenin cumhurbaşkanı, ister general, ister tarlasını eken yaşlı bir dede, entelektüel bir insan, beş çocuğu ile yaşam mücadelesi veren bir kadın, evsiz bir düşkün, zengin bir adam, inançsız biri, inançlı bir insan… hiç fark etmez, dünyadaki tüm insanları bu yazıda ansak da hepsinin, hepimizin en temel gereksinimimiz nefes almak, yemek içmek, uyumak, boşaltım ve güvenliktir. Hiç kimse bunlardan vazgeçemez.
Güvenlik en temel hakkımızdır. O kadar önemlidir ki; kişisel ve toplumsal servetlerden, inancımızı yaşama hakkımızdan, eğitim alma özgürlüğümüzden, daha fazla refah beklentimizden, seçilerek geldiği için meşru olan iktidar hakkından… her şeyden daha önemlidir. İnsanların en temel hakkı olan güvenliği sağlamak devletin ve devletin tüm kurumlarının, iktidardaki bakanların, iktidarda olsun olmasın tüm milletvekillerinin, devletin bütçesinden pay alan siyasi partilerin, maaşlarını devletten alan çalışanların sorumluluğudur...
Ülkemizde kadınlar ve çocuklar şiddete en çok maruz kalanlar, güvenlikleri en çok tehdit altında olanlardır. Kadınlar öldürülmekte ve şiddet onlara en yakınlarından eşlerinden, babalarından, çocuklarından, kardeşlerinden ve toplumdan gelmektedir. Kadınlara uygulanan şiddetin her türlüsü güvenlik hakkına saldırıdır. Üstelik bu güvenlik hakkı devletin güvencesindeyken…
Bazen siyasiler çıkar ve birbirlerini kendilerine karşı yapılan hakaret ile saygısızlıkla suçlar, birbirlerine dava açarlar, hukuksal zeminde haklarını ararlar. İnsanın onuru, saygınlığı tabii ki önemlidir, insanın kendine hakareti kabul etmemesi doğaldır. Ama yine altını çizmek istiyorum, kendilerine yapılanları bangır bangır bağırarak, basın aracılığı ile odalarımıza dek sokan, kişisel haklarını bu şekilde arayan bu insanlar sorumlulukları altında olan kadınlar öldürüldüğünde de aynı şekilde seslerini yükseltmeli. “Bu kabul edilemez, bu kadınlar insan ve en az benim kakar, bizler kadar yaşam hakkına sahipler. Çıkartacağımız yasalar ile bunu güvence altına almalı, kadının arkasında durarak, maddi ve manevi destekler ile olanaklar ile onları şiddetten devlet olarak korumalıyız. Bu sadece başlangıç, kadının onuru ile yaşama hakkı, kendini gerçekleştirme hakkı, var, tıpkı bizler gibi” diyebilmelidirler. Ve bunu hemen şimdi yapmalılar.
Yarın değil, sonra değil. Acil güvenlik hemen şimdi.