06 Mayıs 2014 06:00

Önemli olan gittiğin yerde ne yaptığın!

Sabah otobüslerin hareket edeceği bildirildiğinde arkadaşlarla birlikte meydanları dolduracağız duygusu ile geldik fabrika önüne. Kadıköy’de mitingimiz vardı. Bayramımızdı 1 Mayıs. İşçi Bayramı. Ben uzun söyleyemiyorum. Bizim bayramımız. Hava güzel. Polis yok. Taciz yok. TOMA yok. Zaten polislerin tamamı Taksim’de. Bizimle ilgilenen de yok. Kalabalık yok. Kadıköy alanı dolmadı bile.

Önemli olan gittiğin yerde ne yaptığın!
Paylaş

Türk Metal üyesi bir işçi*

Sabah otobüslerin hareket edeceği bildirildiğinde arkadaşlarla birlikte meydanları dolduracağız duygusu ile geldik fabrika önüne. Kadıköy’de mitingimiz vardı. Bayramımızdı 1 Mayıs. İşçi Bayramı. Ben uzun söyleyemiyorum. Bizim bayramımız. Hava güzel. Polis yok. Taciz yok. TOMA yok. Zaten polislerin tamamı Taksim’de. Bizimle ilgilenen de yok. Kalabalık yok. Kadıköy alanı dolmadı bile. Baştan savma yaptık yaptık oldu mantığıyla yapılmış. Organizasyon yapılmış. Platform kurulmuş. Bekliyorsun işçiler alana akacak zannediyorsun. Ailesi ile gelenler bile var. Her yerden katılım. Türk-İş’e bağlı tüm sendikalar neredeyse orada. Çerkesler bile var. Flamalarıyla gelmişler. Bir de İşçi Partisi.

Gözümüze çarpan iki şey var. Ortam bu kadar müsaitken katılımın sınırlı olması. En büyük işçi konfederasyonu biziz diyen Türk-İş, şanına yaraşır bir katılım sağlayamamış. Bölünmüşlükten bahsetmiyoruz. Biz Türk-İş’in yaptığı 1 Mayıs’tan bahsediyoruz. AKP  politikaları eleştirildiğinde, taşeronlaşma, merdiven altı çalışma, sendikasızlaştırma talepleri dile getirildiğinde coşku, alkış en üst noktaya çıkıyor. Taleplerle değil, Türk-İş neredeyse biz oradayız denilerek gelinmiş. Biz takım tutar gibi sendika tuttuğumuzu da göstermiş olduk.
Talepleriyle alana gelen Punto Deri işçileri, taleplerini dile getirmek istediler. Müdahale ile karşılaştılar. Kendi dertlerini söylemeye çalıştılar. Söylemelerine müsaade edilmedi. Sendikalar 1 Mayıs’ı organize edemediler. Etmemişler. O alana işçilerin sığmaması gerekiyordu. Ama ne yazık ki öyle olmadı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da, Genel Sekreter Pevrul Kavlak ta taleplerimizi söylediler kürsüden. Ama hiç bölünmüşlükten bahsetmediler. Konfederasyonlar bir araya gelemiyorlar ki. Ne yapıp edip bir araya gelmeliyiz diyemiyorlar ki. DİSK, Türk-İş, Hak-İş yan yana gelmek için çabaları yok ki. Yan yana olsalar işçiler de olacak. 2010-2011’de gördük birliği, beraberliği. Bundan korktular ya zaten. Sendikalar da dahil bu korkuya. Birliği, beraberliği sağlayın. Yenikapı’ysa Yenikapı’ya birlikte karar verin. Taksim’de sadece çelenk konulsaydı (Taksim işçi sınıfı için İstanbul’da olmazsa olmazdır. Buna itirazımız yok) Yenikapı’ya gidilseydi. Ama öyle bir gidilseydi ki. Yenikapı’ya sığmayıp, çevreye yayılsaydık ve hükümetin çabalarını boşa çıkarıp. Biz seneye tam kitleyle Taksim’deyiz. 39 bin değil 79 bin poliste yığsanız önümüze durduramazsınız. Hükümet bölmek istedi. Konfederasyonlar da bu isteğe cevap verdi. Hangi sendika bir hafta, on gün önce fabrikalarda ön çalışma yaptı. Anlatıldı mı 1 Mayıs? Hayır. Son gün gelecekleri belirlemeye çalıştılar. Böyle mi olmalı. Ayrıca Türk-İş en büyük konfederasyonsa birlikteliği onun sağlaması lazım.
Bozulmuşluk, bölünmüşlük varsa Türk-İş bozuyordu. Bu kadar basitti. 1 Mayıs işçi sınıfının bayramıdır. Talepleriyle çıktığı alanlardır. Türk-İş başkanına “Başkan seninle gurur duyuyoruz” diye slogan olur mu? Emekten, işten, barıştan yana slogan yok. Ergün Atalay da konuştu ve çekip gitti. 1 Mayıs’ta orada beklemeyecekseniz de ne zaman işçinin yanında olacaksınız? Baştan savma yapılmış olmak için yapılan bir iş.

Konfederasyonlar bir araya gelin. Bugünden yan yana gelin. Benim gördüğümü herkes görüyor. Başbakan da görüyor. Kimse nasıl halay çekilmiş, neymiş diye bakmaz. Kitleye bakar. Yan yana geldiğimizde işçilerin birlikteliğinden çekinmeli herkes. Ama bunu istemiyorlar. Televizyon ekranına sığacak kadar kalabalığı, oraya götürdüysen. Durup bir düşünmeleri gerekir.
Önemli olan DİSK oraya, Hak-İş buraya gitmiş değil. Gittiğin yerde ne yaptığın.  Fabrikalarda yapılan kutlama var mı? Bunları cevaplamak gerekir.

*İSTANBUL

ÖNCEKİ HABER

Sadece geçim derdine değil canımızın da derdine düştük

SONRAKİ HABER

Beni meşhur bir adam yaptılar, sağ olsunlar!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa