08 Mayıs 2014 07:29

Panele saldırı planlıymış

KOZA Altın Madeninin eski çalışanı Osman Büte’den tam 8 yıl sonra, şirketin gerçekleştirdiği yasa dışı işlere dair itiraflar geldi. Büte, Dikili’de 2006 yılında gerçekleşen siyanürlü altın madeninin zararlarının halka anlatılacağı panele, kendisinin, KOZA Altın Madeni yönetici ve çalışanlarının yaptığı saldırının planlı olduğunu iddia etti.

Panele saldırı planlıymış
Paylaş

DOSYA: Korku 'KOZA'sını yırttı-İtiraflar

HAZIRLAYAN: Özer AKDEMİR

KOZA Altın Madeninin eski çalışanı Osman Büte’den tam 8 yıl sonra, şirketin gerçekleştirdiği yasa dışı işlere dair itiraflar geldi. Büte, Dikili’de 2006 yılında gerçekleşen siyanürlü altın madeninin zararlarının halka anlatılacağı panele, kendisinin, KOZA Altın Madeni yönetici ve çalışanlarının yaptığı saldırının planlı olduğunu iddia etti.  

Fethullah Gülen Cemaatine yakınlığıyla bilinen ve AKP-Cemaat kavgasının ardından çalışmalarına ket vurulan KOZA Altın Madeni, yıllardır Bergama Ovacık köyünde siyanürle altın işletmeciliği yapıyor. Madenin faaliyetleri gerek çevreye verdiği zarar, gerek gelmiş geçmiş iktidarlarca korunup kollanması ve hukuk dışı olduğu iddiaları yüzünden yıllardır bölgede yaşayan köylüler ve çevreciler tarafından tepkiyle karşılanıyor.

PANELDE NE OLDU?

KOZA Altın Madeni yöneticileri ve çalışanları, 2006 yılının 19 Ağustos’unda Dikili Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Emek-Barış-Demokrasi Festivali kapsamında yapılmak istenen altın madenlerinin çevre ve halk sağlığı üzerindeki etkilerinin anlatılacağı panele saldırmıştı. Birçok kişinin yaralandığı, altın madencileri tarafından getirilen pankart sopalarının kavga aleti olarak kullanıldığı, masa sandalyelerin havada uçuştuğu, molotof  kokteylinin bile kullanıldığı olayları polis havaya ateş açarak önlemişti. Paneli basan altın madeni çalışanlarını ve yöneticilerini gözaltına alıp Dikili Emniyet Müdürlüğüne götüren polislerin kısa süre sonra tayinleri başka illeri çıkarılarak, sürülmüştü.

ADALET İÇİN İTİRAF ETTİ

İşte bu panel baskınında rol oynayan ve uzun yıllar KOZA Altın Madeninde çalışan Osman Büte, panele yapılan saldırının önceden planlandığını evrensel’e itiraf etti. Yıllarca “genel yardımcı” kadrosunda madenin bütün ayak işlerini, KOZA Altın Madeni Genel Müdür Yardımcısı Hayri Öğüt’ün özel olduğu kadar, hukuksuz emirlerini de yerine getirdiğini anlatan Büte, gerek kendisine haksızlık yapıldığı duygusuyla, gerekse de adaletin yerini bulmasını istediği için bildiklerini anlatmaya karar verdi.

DAVANIN SEYRİ DEĞİŞEBİLİR

Büte’nin itirafları, 8 yıldır panel baskınını inkar eden, hatta kendilerini mağdur olarak gösterip karşı davalar açan altıncı şirketin bütün savunmalarını çürütürken, 30 Mayıs 2014’te 36. duruşmasının görüleceği davanın seyrini değiştirecek cinsten.


İŞTE ESKİ KOZA MADENCİSİ OSMAN BÜTE'NİN İTİRAFLARI

"Bergama’da oturuyorum. Yaklaşık 30 yıldır Bergama’dayım. Burada büyüdüm.

AKP KANALIYLA MADENE GİRDİM

2005 yılının eylül ayında AKP kanalıyla altın madeninde işe başladım. Rahmetli babam AKP’de encümendi. O dönem altın madeni, her partinin temsilcilerinden bir iki kişiyi işe alıyordu. O dönemde Hayri Bey (Hayri Öğüt, KOZA’nın Genel Müdür Yardımcısı. Geçtiğimiz aylarda işten çıkarıldı) rahmetli babamı tanırdı. Madende genel yardımcı olarak işe başladım. Genel yardımcının ne olduğunu bilmiyordum. Orada öğrendim. Çöp, tuvalet temizliği, çevre temizliği, yani bütün ayak işlerini yapan kişiye genel yardımcı deniyormuş.

GÜVENDİĞİ ADAMLARDANDIK

Hayri Bey bizi her türlü işte kullanıyordu. O sıra halkla ilişkiler müdürüydü. Henüz genel müdür yardımcısı olmamıştı. Birçok yerde değerlendirdi beni. Jeolojinin işlerine verdi, yer altının işlerine verdi, açık ocağın işlerine verdi. Bu süreçte Hayri Bey’in de işlerini yapıyorduk. Getir götür işlerini, özel işlerini. Güvendiği adamlardandık.

‘BU PANELİ YAPTIRMAYACAĞIZ’ DEDİLER

2006’da Dikili’deki festivalde “Altın madeni ve Çevre” konulu bir panel yapılacağı söylendi bize. Bu bütün birim çalışanlarına bildirildi. Hatta şöyle dendi; “Ailelerinizi, karılarınızı, çocuklarınızı, evli olmayanlar anne-babalarınızı bu panele talimatımızla getirtmek zorundalar. Getirmeyen bizden değildir. Ekmeğine ihanet etmiştir” dediler. Bu talimat Hayri Öğüt, Müdür Cemalettin Çetin ve diğer birimlerin müdürleri tarafından verildi. Olay günü sabahı, biz Şoförler Odasında toplandık. Toplandık derken, seçme adamlar. Önden biz arabalarla gittik. Panelin yapılacağı yere geldik. Her şey gayet sakindi, günlük güneşlikti. Yanımızda altın madeninin amblemleri, madenin zararsız olduğunu yazan dövizler vardı. 5-6 araba gittik biz oraya, arabaların bagajında sopalar da vardı. İlk gittiğimizde 10-12 kişiydik. Arkadan 3-4 araba gelecekti. Oraya giderken sabah konuşuldu; “Bizim amacımız arkadaşlar, bu adamları konuşturtmamak. Bu paneli yaptırtmayacağız” dediler. Cemalettin Çetin ve Hayri Öğüt’ün talimatları vardı ve bizim başımızda durması için de madendeki sorumlulardan birisi olan Mehmet Ergit’i verdiler.

MEHMET ERGİT KAVGAYI BAŞLATMAKLA GÖREVLİYDİ

Biz Dikili’ye indik, panel yerine. Hazırlığımızı yaptık, sandalyelerin oraya gittik. Mehmet Ergit bize “Sen şuraya, sen buraya” diye  talimatlar vererek, oturacağımız yerleri gösterdi. Olabilecek herhangi bir şeyi engellemek için, özellikle ön taraflara geçmemizi istedi. O sıralarda ön taraflarda bir şeyler oldu. Mehmet Ergit orada oturan insanları kaldırmaya çalıştı. Mehmet Ergit bir iki kişiyle orada hemen kavgayı çıkarttırdı. Tekmeler tokatlar başlayınca kendisi aradan kaçtı, gitti. Kavgayı çıkartmak için Mehmet Ergit görevlendirildi. Orada kavga edilecek hiçbir şey yoktu. Mehmet Ergit gitti, ön tarafta oturanları kaldırdı, kalkmak istemeyenlere küfürdü, vurmaydı, kavgayı çıkarttı. Orda oturanlar da kalabalıktı. O an elimizde bir şey yoktu. Kavga çıkınca arkadan arabalardan takviye sopalar geldi.

DOLMUŞ BAGAJINDAN SOPALAR GELDİ

İlk kavga 10-15 dakika sürdü. Kavga bittikten sonra bizimkiler altın madenine telefon açtılar; “Toplanın hemen gelin” diye. Dolmuş sahiplerinden Mustafa Abi falan da hazırlıklıydı. Dolmuşun bagajında da sopaydı, şuydu, buydu bir sürü şey vardı. İkinci ekip geldi sonra. Bu arada panelistler “Biz buraya kavga etmeye gelmedik, konuşmamızı yapacağız” diye bizi uzaklaştırmaya çalıştılar. Orada halk da toplandı, bize tepki gösterdi. O sıra zaten Hayri Bey, Cemalettin Bey’i arayarak “Toplanın gelin” dedi. O sıra herkes geldi. Yer altından çıkanlar, açık ocaktan çıkanlar, mekanikçiler, bütün genel yardımcılar, iş kıyafetleriyle hepsi zaman kaybetmeden çıkıp geldiler. İkinci kavga patlak verdi.

SALDIRI DİREKTİFİ VERİLDİ

Biz kalabalıklaşınca saldırı direktifi verildi. Otobüsten inen yüzlerce insan bir anda panelin yapıldığı yere sorgu sual olmadan daldılar. İkinci kavga başladı. Emniyetten sivil kişiler vardı. Onlarla da dövüştük. Baktık olmadı, Hayri Bey’in talimatıyla polislerin üzerine yürüdük. Emniyet güçleri bahşedemeyince başladılar silah sıkmaya."


DAHA ÖNCE DE KOZA İTİRAFI GELMİŞTİ

Bergama Ovacık Altın Madeninde 4 yıl 3 ay koruma ve şoför kadrosunda çalışan Ersan Var, çalıştığı süre boyunca altın madeninde yaşadığı sıkıntıları, tanık olduğu usulsüzlükleri ve kendisinin bizzat içinde yer aldığı baskı ortamını gazetemize anlatmıştı. “Sadece para değil şahsiyetimi de kaybettim” diyen ve maden için ‘fedailik’ yaptığını itiraf eden Ersan Var’ın anlattıkları geniş yankı uyandırmıştı. Ersan Var’ın anlatımlarından sonra yeni davalar açılırken, yerel ve ulusal basında da bu itiraflarla ilgili çok sayıda haber yapıldı. Ersan Var’ın itiraflarından bazı başlıklar şöyle; “Eski müdürü yumurta yağmuruna tuttum”, “Madeni denetlemeye gelen memurlara hediyeler götürdüm”, “Kozak’ta orman katliamı yaptık”, “Dere yataklarının bile yerini değiştirdik”, “Muhtarların elinden Başbakana verilecek dosyayı çaldım”, “Muhtarlara danışmanlık ücreti veriliyor”, “Madeni denetlemeye gelen heyetleri engelledim”, “Kozak’ta ağaçları kurutuyorlar”, “Tarihi mezarlar çıktı, tahrip edildi”, “Her yağmurda siyanür havuzu sızdırıyor”, “Maden köylerden neden ördek topluyor?​”, “Gazeteciye gözdağı verdim”, “Havran Belediyesine para dolu çanta götürdüm.”


DURUŞMANIN SEYRİ

Dikili Asliye Ceza Mahkemesinde açılan panel baskını davasının ilk duruşması 30.10.2007 tarihinde görüldü. Altın madeni çalışanları, yöneticilerinin yanı sıra, bu kişilerin de karşı şikayeti ile Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, belediye görevlileri ve bazı Dikilili vatandaşlarda duruşmalarda müşteki-sanık sıfatıyla hazır bulundular. Mahkemenin 29.01.2013 tarihli 31. Duruşmasında ifade veren servis şöförü Mustafa Kocaoğlu ifadesinde saldırının önceden planlandığını, madende  hem gece hem gündüz vardiyasında çalışan işçilerin Dikili’ye taşındığını söyledi. Son duruşması 17 Mart 2014 tarihinde yapılan davanın 36. celsesi önümüzdeki günlerde 30 Mayıs 2014 tarihinde görülecek.

ÖNCEKİ HABER

Kupa Galatasaray\'ın

SONRAKİ HABER

Mahkeme, e-Bilet\'e \'dur\' dedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa