22 Haziran 2011 13:56
Metin Çelik

Hani son zamanlarda ismini daha çok duyduğumuz, dağların, ormanların denize doğru süzüldüğü bir cennet var ya, işte orasıdır Akkuyu. Daha doğrusu "nükleer santral" kâbusu insanların arasında dilden dile konuşulana kadar cennetti demek daha doğru olur. İnsanların "Çernobil, Fukuşima gibi olmasın Mersin" diye mücadele ettikleri, çeşitli platformlarda dile getirdikleri yerdir Akkuyu. Dönemden döneme birçok partinin, sendikanın, sivil toplum kuruluşlarının bu konu ile ilgili yaptıkları çalışmalara tanık olduk. Seçim süresince Akkuyu'da yapılması planlanan nükleer santral ile ilgili birçok parti bu konuyu seçim vaadi olarak kullandı. Bunun üzerinden oy kazanmaya çalıştı. Bunlardan biri olan ve nükleer santrallere doğrudan karşı çıkmayıp, sadece muhalefet olmasından kaynaklı karşı çıkan CHP'dir. Üstelik CHP'nin karşı çıkışı nükleer santralin kurulmasına değil de ihalesiz olarak Rusya'ya verilmesinedir. Bununla da AKP'ye karşı propaganda yapmıştır. Pekiyi nükleer santrallere direk karşı çıkmayan, insanların sağlığını hiçe sayan bir anlayışın, nükleer santrale evet diyen bir anlayıştan ne farkı var.  Seçim süreci boyunca birçok nükleer karşıtı eylemde boy gösteren ve her yerde halktan yana ve halk için siyaset yaptıklarını söyleyen CHP'liler aslında halkı kendi çıkarları uğrunda kullanmıştır. Seçimlerde Mersin'de istedikleri sonucu alamadıkları için, bu halkın nükleer santrali hak ettiğini ve bu halk için hiçbir şey yapılmaması gerektiğini dile getirdiler. Bu tutumlarıyla ne kadar halkçı ve halktan yana oldukları çok net bir şekilde anlaşıldı. Halk için siyaset yaptığını öne süren bu anlayışın aslında sistemin bir parçası olduğu ve asla halkla tamamen bütünleşemeyeceği açıkça ortaya çıktı. CHP'nin asıl amacı, bu ve benzeri konulardan rant elde ederek iktidara gelmekten başka bir şey değildir. Asıl çözüm Emek, Demokrasi ve Özgürlükten yana olan Bloktur. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku, programında bunu açıkça belirtmiştir. Doğanın, tabiatın korunması için mücadele edecek olan Blok vekilleri, HES'lere, nükleer santrallere karşı doğal kaynakların, insan sağlığına ve doğaya zarar vermeyecek şekilde kullanılmasından yana olduğunu belirtmiş ve bunun için mücadele edecektir. Halkın çıkarlarını koruyan ve bunun için mücadele eden bu blok ve onun bileşenleri Mersin halkıyla birlikte mücadelesine devam edecektir.  

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et