Kongre karşıtı dalga milliyetçiliği iktidara sürüklüyor
800 milyonu aşkın Hindistanlı seçmen altı hafta sürün seçimlerde yeni hükümeti seçmek için oy kullandı. Bu seçimde 2009'da yapılan son seçime göre seçmen sayısı 814 milyona ulaştı.
Vijay PRASHAD
THEBRİCSPOST
1984 yılından bu yana ilk kez tek bir parti Hint parlamentosunda çoğunluğu sağlayacak. Söz konusu yıl, Rajiv Gandhi tarafından yönetilen Ulusal Kongre Partisi Lok Sabha’da(1) (Halk Meclisi) 533 koltuğun 414’ünü kazanmıştı. Bay Gandhi’nin annesi Indira Gandhi seçimlerden kısa bir süre önce suikasta uğrayarak öldürülmüş ve Kongre Partisi bu suikastın yarattığı kitlesel sempati dalgasına yaslanarak seçimleri net bir şekilde kazanmıştı. Seçmenler için Kongre Partisinin iki günde 3 bin Sih’in ölümüyle sonuçlanan Sih katliamını(2) düzenlemesinin bir önemi yoktu. 1984 seçimleri Kongre Partisinin bugüne kadarki en büyük zaferiydi.
1984 seçimlerinde Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi (Hint Halk Partisi) sadece iki koltuk kazanmıştı. Bu yılki seçimlerde gidişat tersine döndü. BJP’nin 414 rakamına ulaşamasa da tayin edici olacak bir çoğunlukla kazanması bekleniyor(3). BJP Lideri Narendra Modi’nin 2002 yılında Gujarat Eyaletinde Müslümanlara yönelik katliamda elinin olduğu suçlaması(4) Hintli seçmenleri durdurmadı. Rajiv Gandhi’nin oğlu Rahul Gandhi’nin aday olduğu Kongre Partisi bugüne kadarki en düşük oyunu aldı.
Hindistan şimdi oldukça zayıf muhalefetiyle Hindu milliyetçisi güçlü bir hükümete sahip. Daha kötüsü olamazdı.
BJP iktidara yürürken Kuzey ve Batı Hindistan’da başlıca birkaç politik partiyi (BSP, SP ve NCP gibi) süpürdü. Ayrıca Kongre Partisini hezimete uğrattı. BJP bu başarıyı nasıl sağladı?
KONGRE KARŞITI DALGA
Ulusal Kongre Partisi liderliğindeki Birleşik İlerici İttifak (UPA) 2004 yılından beri iktidardaydı. IPA’nın ilk halinde, Kongre’nin neoliberal politikalara olan bağlılığı ittifak yapmak zorunda kaldığı komünist blok tarafından sınırlandırılmıştı. Buna rağmen Kongre, Hindistan’ı gezegenin yükselen eşitsizlik mekanlarıyla aynı çizgiye getiren patlayıcı karışımı - liberalizasyon, özelleştirme ve küreselleşme- uygulamayı derinleştirebildi. Hindistan Planlama Komisyonunun 2012 aralık tarihli çalışmasında kentsel eşitsizliğin yıllar boyunca sürekli arttığı, özellikle 2000’li yıllarda keskin bir yükseliş gösterdiği tespit edildi. McKinsey Enstitüsünün araştırmasına göre bu eşitsizlik hızı 680 milyon Hintlinin katlandığı yoksunluk koşullarını arttırdı. Kongre yönetimindeki hükümet nüfusun yoksulluk sınırına ulaştırılmasını başaramadığı gibi, söz konusu 680 milyon kişi yönetimi altındaki hiçbir yerde gündeminde değildi.
Kongre yönetimindeki UPA, nüfusun küçük bir kesiminin zenginliğin çok büyük kısmını elinde toplamasına ve geri kalanların bu küçük paralı azınlığın tüketim giderlerinden faydalanmasına izin vererek, eşitsizlikleri yoğunlaştırdı. Büyümenin motoru olarak iş adamlarının sayısını arttırmaya çabalayan politika tercihi ayrıca aynı kesimin yolsuzluklar yoluyla kazanç sağlaması için gerekli mekanizmaları sağladı. İkinci UPA hükümetini (2009 sonrası) sallayan skandalların sayısı Dr. Manmohan Sing yönetimini belirlemeye başladı. Hint seçmeni sandığa gittiğinde Kongreyi yolsuzluğun partisi olarak gördü. İktidar partisi bu algıyı sarsamadı.
GİZLENMİŞ BJP AJANDASI
BJP’nin yönetme sicili Kongre’ninkinden hiç farklı değil. Eşitsizlik ve yolsuzluk, partinin kalesi olan Gujarat eyaletinde öne çıkan konular örneğin. Açıklayıcı olması için bir gösterge alınacak olursa, Gujarat eyaletindeki yetersiz beslenme oranı o kadar yüksek ki, söz konusu oranların oldukça rahatsız edici düzeyde kalmaya devam ettiği Sahraaltı Afrikası’ndaki ortalama değerlerden daha kötüdür. Ayrıca, Gujarat’ın ‘kalkınma modeli’ eyalet yönetimindeki BJP partisinin ayrıcalıklı iş adamlarını ve Eyalet Başbakanı Narendra Modi’yi(5) kayırmıştır. Adani Grup gibi aile şirketleri BJP yönetiminden kârlarını arttırmalarını sağlayan büyük hibeler almışlar ve bu hibeler Gujarat’ın ‘yatırıma açık bir bölge’ profilini yükseltmesine yardımcı olmuştur.
Narendra Modi ‘Gujarat Modeli’ konusundaki sorulardan kaçabildi. BJP tarafından hızlıca başkan adayı olarak parlatıldı ve medya herhangi başka bir politikacıya kıyasla Modi’ye çok daha fazla yer verdi. Modi seçim çalışmasında kendisini kalkınmanın adayı olarak gösterip bu çalışmayı dikkatlice ayarlanmış yolsuzluk argümanıyla yürüttü -Modi eşitsizliği yaratanın neoliberalizm değil, BJP’nin Kongre ile ilişkilendirdiği yolsuzluk olduğunu öne sürdü-. Bu akıllı bir stratejiydi. Hem ülkedeki eşitsizliklere yönelik öfkenin yarattığı Kongre karşıtı dalgaya bindi hem de neoliberal politikalara yönelik herhangi bir eleştiriyle ilgilenmeyecek şirketlerin gönlünü aldı.
BJP liderliğinin geri kalanından farklı olarak, Modi’nin Hindu milliyetçiliğinin diline başvurmasına ihtiyacı yoktu. 2002 yılındaki ayaklanma esnasında Gujarat Eyaleti Başbakanıydı, suçlu olduğuna dair bir bulgunun yokluğuna rağmen mesuliyet şöhretinden faydalandı. Bir Hindu milliyetçisi olarak, tabanını onların taleplerine ve ideolojisine bağlı olduğu konusunda memnun etmek için, basitçe söz konusu kesimlere yönelik jestler yapmak zorundaydı. Hindu milliyetçiliğinin beyni olan güçlü Hindu milliyetçisi örgüt Rashtriya Swayamsevak Sangh’ın (RSS) genel merkezini ziyaret etmesi, Müslümanlar hakkında Hindu olmaları gerektiği şeklindeki konuşmaları bunun için yeterliydi. Ayodha’da bulunan Ram tapınağı savaş atına(6) binmesi gerekmedi, buna rağmen Modi’ nin aşırı milliyetçi destekçilerinden hiçbirisi onun bağlılığından şüphe duymadı. Bu, Modi’yi kampanyasında Müslüman karşıtlığından ziyade sermaye destekçisi lider seçimini yapmasında serbest bıraktı. Ustaca bir incelikle yürütülen bir seçim kampanyasıydı.
Kalanlar?
Modi önümüzdeki haftalarda hükümetini kuracak. Bu noktada nasıl yöneteceğine karar vermesi gerekecek: Kitlelere sunduğu kampanya retoriği iyi yönetişimle mi yoksa açıkça göstermekten çekindiği ideolojisiyle mi. İkincisine karar verirse önemli bir süre BJP’yi iktidarda tutmayı başarabilir. İlkine karar verirse bir nesildeki son BJP hükümeti olacaktır.
Hindistan parlamentosundaki zayıflatılmış seküler muhalefet azınlıkların haklarının korunacağının, şovenizmle savaşılacağının, tam teşekkül neolibealizmin önleneceğinin ve tabi ki alternatif bir bakışın olacağının garantisini vermek zorundadır. Kongre bugün bunu yapamamakta ve diğer büyük partilerin büyük çoğunluğu ise etkili bir karşı çıkış koyma noktasında zayıf kalmaktadır. Sol da ciddi ölçüde zayıflatılmıştır ve gücünü parlamento dışında popüler siyasal mücadeleler yoluyla kurmak zorundadır.
Peki Hindistan halkı seçmenlerin yüzde 66’sının BJP’ye oy verdiği bu seçimden istediğini alabildi mi? Bir düzeyde, oylarının karşılığını aldılar. Fakat diğer yandan iyi yönetişim için mi oy verdiler yoksa Hindu milliyetçiliği için mi? Bana öyle görünüyor ki ilki için. Eğer Hindu milliyetçiliği için oy verdiklerini için düşünüyorlarsa, bu BJP’nin karakteristiği -Hindistan’ın kederi- olacaktır.
VİJAY PRASHAD
Vijay Prashad Beyrut Amerikan Üniversitesinde Edward Said Kürsüsü başkanıdır. Tarihçi olan Prashad’ın farklı yayınevlerinden basılmış birçok kitabı bulunmaktadır.. “Arap Baharı, Libya Kışı” adlı kitabı Yordam Kitap tarafından 2012’de Türkçeye çevrilmiştir. Son kitabı The Poorer Nations: A Possible History of the Global South (Yoksul Uluslar: Küresel Güney’in 2013 yılında Verso tarafından basılmıştır.Kendisini Marksist olarak tanımlayan Vijay Prashad Hindistan Solcuları Forumu’nun kurucularındandır. Hindistan solu, Hindistan, Amerika ve Ekonomi üzerine yazılarına Counterpunch, Asia Times ve Frontline gibi online yayınlardan erişmek mümkündür.
Çeviren Ezgi PINAR ve Ferhat SARI
1 Hindistan Parlamentosunun Eyaletler Meclisi (Rajya Sabha) ve Halk Meclisi (Lok Sabha) olmak üzere iki kanadı bulunmaktadır. Lok Sabha seçimleri 5 yılda bir yapılmaktadır.
2 1984 Haziran ayında Sihlerin kutsal mekanı Altın Tapınak’a Indra Gandhi liderliğindeki Ulusak Kongre Partisi yönetimde iken Hindistan ordusu tarafından düzenlenen Mavi Yıldız Operasyonu kastediliyor. Indra Gandhi Ekim 1984’te koruması olan 2 Sih tarafından öldürüldü.
3 Bu yazı yazıldığı sırada resmi sonuçlar henüz açıklanmamıştı. Sonrasında ilan edilen sonuçlara göre, BJP liderliğindeki Ulusal Demokratik İttifak parlamentonun alt kanadı olan 543 koltuklu Lok Sabha’da tek başına iktidar olmasını sağlayacak 336 koltuğa sahip oldu.
4 Gujarat eyaletinde 2002 yılında 1000’den fazla Müslüman’ın hayatını kaybetmesine yol açan katliam.
5 Narendra Modi 2001 yılından bu yılki seçimlere kadar Gujarat Eyaleti Başbakanıydı.
6 Aşırı milliyetçi Hinduların Babür Şah Camisini yıkıp yerine inşa ettikleri Tanrı-Kral Ram tapınağı ülkedeki Hindu-Müslüman geriliminin en önemli merkezi. Ayodha kentinde bulunan tapınak bölgesi hem Hindular hem de Müslümanlar tarafından kutsal kabul ediliyor. 1992 ve 2002 yılında yaşanan çatışmalarda binlerce insan hayatını kaybetti.