28 Mayıs 2014 07:00

Hasret Gültekin KOZAN
Kocaeli


Özelleştirme  tehlikesi, Derince Limanı işçilerinin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanmaya devam ediyor. 2004 yılından bu yana özelleştirme kapsamında olan liman 2007 yılında Türkerler Grup’a verildi. Şirketin ihale şartlarını yerine getirmemesi nedeniyle ihale iptal edilirken 2014 yılı ocak ayında ikinci kez ihale açıldı. Yeterli teklif verilmemesi üzerine bu ihale de iptal edildi ama özelleştirmede ısrarlı olan hükümet üçüncü bir ihale için teklifleri alıyor. Teklifler için son süre bugün doluyor. Özelleştirmeye karşı mücadele eden Liman-İş üyesi derince Limanı işçileri ise kurdukları çadırla halka limanların özelleştirilmesinin ne anlama geldiğini anlatıyor, verdikleri mücadeleye destek istiyor. Limanın önünde çadır kuran işçiler ihaleye katılacak olan Kumport limanı yetkililerini limana sokmadı. İstanbul’daki limanın da Liman-İş Sendikasına üye olan işçileri işten atan Kumport’un yetkililerinin, bunun üzerine bir de Soma’da yaşanan katliamın ikinci günde limana geldiğini hatırlatan işçiler “Yas tutmamıza izin dahi vermediler” dediler.

TALEPLERİ İNSANCA YAŞAM


24 yıllık liman işçisi olan Muhammet Toplar, özelleştirmeler nedeniyle liman liman gezen işçilerden. Derince çalıştığı dördüncü liman. Bundan sonra ise ne yapacağını bilmediğini söyledi. En büyük suçun patron ve Hükümetten önce yeterli mücadeleyi hayata geçirmeyen sendikalarda olduğunu belirten Toplar, “Her iki, üç yılda bir il değiştirmek istemiyoruz. Limanlar ülkenin diğer ülkelere açılan kapılarıdır, biz ülkemizin kapısını birilerine teslim ediyoruz, kimin girip kimin çıktığını nasıl kontrol edeceğiz” diye konuştu.

27 yıllık liman işçisi olan Ercan Sayar’ın ise üçüncü limanı. Çocuklarının yaşadıklarını kimsenin düzeltemeyeceğini belirten Sayar, “Onurlu mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Birçok kitle örgütü bize destek verirken, bağlı olduğumuz Hak-İş’ten nedense ses seda yok. Tamamen Hükümete yakın politikalarla sendikacılık yapıyorlar. Ekmeğin ırkı, dini, dili olmadığı gibi ideolojisi hiç olmaz. Biz ekmeğimizin kavgasını veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz” diye konuştu.

‘DÜZENİN EMEĞE SAYGISI YOK’

16 yıldır Derince Limanı’nda çalışan bir işçi ise, yağmalama ve talan döneminde ülkenin elinde kalan birkaç devlet kurumdan biri olan işyerlerinde güçlerinin yettiği kadar mücadele edeceklerini ifade etti. Hükümet yetkililerin yaşananlara duyarsız kaldığını belirten 16 yıllık emektar işçi, “Ankara’ya gidebilmek için insanları dini yönden sömürüyorlar. Derince’nin insanı olan Eski Bakan Nihat Ergün’ün ben limana gelerek bizi ziyaret ettiğini bilirim. Ankara’ya gittikten sonra arkalarına dönüp bakmıyorlar, bizi kandırdılar” ifadelerini kullandı.

16 yıldır Derince Limanı’nda çalışan Hasan Fehmi Bilgin, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından son derece tehlikeli olarak rica minnet 16 saat, yeri geldiğinde 24 saat çalıştırıldıklarını belirtti. Bilgin, “İşçinin özverisini hiçe sayan insanlar, bizim namus olarak gördüğümüz limanı satamaya çalışıyorlar. Kapitalist düzenin bizim alın terimize ve emeğimize saygısı kalmamış. Ben daha birkaç gün önce kalp krizi geçirdim ama şimdi çadırda mücadelemi sürdürüyorum” dedi.

AKP’Lİ VEKİLLERİN SESİ ÇIKMIYOR

Liman-İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Bülent Aykurt, daha 4 ay önce ikinci iptal edilen ihalenin kısa sürede yeniden açılmasını “Yandaşa peşkeş” olarak değerlendirdi. Hiçbir kamu yararı olmayan özelleştirmenin, Soma’da olduğu gibi felaketlere yol açtığını anlatan Aykurt, özelleştirme iptal edilene kadar liman önünde direneceklerini ifade etti. Limanın dolgu yapılarak satılmak istendiğini aktaran Aykurt, “Burada deniz satılmak isteniyor. Dolgu alanı ekolojik dengelerin bozulmasına sebep olacak ve canlı hayatı da tehlikeye girecek” dedi. Daha önce limanın dolgu alanı yapılarak satışına karşı çıkan Eski Bakan Nihat Ergün ve AKP’nin Kocaeli Milletvekillerinin seslerinin çıkmadığına dikkat çeken Aykurt, “Gelsinler bize anlatsınlar, ‘Bu liman satılırsa Kocaeli halkına şöyle yararı olacak’ desinler. Dün karşı çıktıkları şeylere bugün neden sessiz kalıyorlar? Buralara talip olanlar yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına adı karışan kurumlar, belli ki birilerinin menfaat meselesi var. Biz Derince, Soma olmasın diyoruz, o yüzden özelleştirmeden vazgeçilsin” diye konuştu.

Liman Mersin Eski Şube Başkanı olan Recep Özbey 16 yıllık liman işçisi. Özbey, “Karşı çıkışımız bireysel anlamdaki hak kayıplarımızdan kaynaklı değildir. Kamusal bir alanın vahşi kâr hırsına teslim edilmesinden dolayıdır. Sermayenin güvencesini her şeyin üstünde tutan siyasi iktidar, bütün bu olanakları yaratarak patronlara imkan sağlıyor. Daha önceki hükümetler de çok masum değildi ama AKP iktidarı çok uç noktalara taşıdı her şeyi” ifadelerini kullandı.

Limanda çalışan memurların üyesi olduğu Türk Ulaşım-Sen de özelleştirmeye karşı mücadelenin içinde. İşçilerin çadırında görüştüğümüz Türk Ulaşım-Sen Kocaeli Şube Sekreteri Serhat Özbek, Derince Limanı’nda Mersin’den, İs-kenderun’dan, Sinop’tan gelen işçi ve emekçilerin olduğunu belirterek il il gezen emekçilerin yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Özbek, “Çabamız kendimiz için değil, çocuklarımız ve geleceğimiz için” dedi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et