31 Mayıs 2014 13:08

Sosyal sorumluluk değil toplumsal zorunluluk

Halkın, öğrencilerin ihtiyaç duyduğu yerler kuruyoruz. Devletin ne yazık ki taşra dediğimiz yerlere bir yatırımı yok. Biz de bu yüzden bunu bir zorunluluk olarak görüyoruz

Sosyal sorumluluk değil toplumsal zorunluluk
Paylaş

Sevim Güngör
İstanbul Üniversitesi


İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde okuyan bir grup öğrenci düşler kurarak çıkmışlar yola. Bu yola; ‘Geleceğin okuyan nesli için düşlerimizi gerçeğe çeviriyoruz’ sloganıyla başlamışlar. Ortak noktaları İstanbul Ticaret Üniversitesi Üretim Araştırmaları Kulübü üyeleri olmaları. Bu yolda olçukça güzel işler yapmışlar ve yapmaya da devam ediyorlar. Bizim en çok dikkatimizi çeken çalışmaları ise taşra illerine kurdukları ‘Düş Kütüphaneleri’. Arkadaşlarımız neler yapıyor dedik, merak ettik ve başladık sohbete...

TEORİDE GÖRÜLENİ PRATİKTE GELİŞTİRMEK

Öncelikle, İstanbul Ticaret Üniversitesi Üretim Araştırmaları Kulübü nasıl ve hangi amaçlarla kuruldu?

Baran Yavuz: Mart 2010’da üniversite bünyesinde danışman hocamız ile kuruldu. Önceden bir derneğe bağlıydı, daha sonra kulüp kuruldu. Beykent Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde de Üretim Araştırmaları Kulübü kurulması için çalışmalar var. İş ve kariyer kulübüyüz denebilir. Asıl amacımız teoride gördüğümüz bilgileri pratikte geliştirmek.
Peki kulüp olarak ne gibi etkinlikler düzenliyorsunuz?
Salih Zeki Aydın: Kısaca etkinliklerimizden bahsedecek olursak: Teknik geziler yapıyoruz, aslına bakarsanız fabrikalara geziler düzenliyoruz. Bu da katılımcılara staj olanağı sağlıyor. Kahve arası etkinliğimiz ise seminerlere karşı kuruldu. Buradaki amacımız konuşmacı-dinleyici kaynaşmasını sağlamak. Buraya dışarıdan sanatçılar, iş adamları gibi birçok insan geliyor. Katılım ve konuşma serbestliği mevcut. Eğitim durağı ise workshop uygulamalı sertifika etkinliği. Yani burada uygulamalı eğitim yapıyoruz. Bunlar gibi her yıl birçok projemiz oluyor. Örneğin bu yıl Kızılay’la beraber kan bağışı kampanyası yaptık ve yaklaşık 94 ünite kan topladık.
HALKIN İHTİYAÇ DUYDUĞU YERLER KURUYORUZ
Düş Kütüphaneleri projesine gelecek olursak, nereden geldi aklınıza böyle bir fikir?
Merve Özabuş: Düş Kütüphaneleri projesi her yıl yapılıyor. Bu çalışmayı başlatan arkadaşlar endüstri mühendisliğindeki arkadaşlarımız. Ancak şu an her bölümden arkadaşlarımız katılıyor, zaten herkese açık. Kulübümüzde farklı olarak hiyerarşik bir yapı yok zaten buna karşı kurulmuş bir kulüp. 4 yıldır varolmasına karşın 720 kulüpten 10 en aktif kulüp arasında.
Sosyal sorumluluk değil, toplumsal zorunluluk sloganı ile neyi ifade ediyorsunuz?
Mert Can Aycan: Halkın, öğrencilerin ihtiyaç duyduğu yerler kuruyoruz. Devletin ne yazık ki taşra dediğimiz yerlere bir yatırımı yok. Biz de bu yüzden bunu bir zorunluluk olarak görüyoruz.

SERÜVEN MARDİN’DE BAŞLAMIŞ

Peki bu projenin çıkış noktası nasıl oldu?
Baran Yavuz: İlk kuran arkadaşlarımız farklı bir şey bulmak istemişler. Malum zaten birçok okul, iş yeri vs. kitap toplayıp bazı yerlere yardım yapıyor. Arkadaşlarımız bunu toplumsal bir şeye dönüştürmek istemiş ve ilk serüven Mardin’de başlamış.
Bu proje kapsamında neler yaptınız şimdiye kadar?
Salih Zeki Aydın: Mardin’de, Amasya’da, Tekirdağ’da kütüphaneler kurduk. Yani sadece kitapla sınırlı kalmıyoruz. Oraya bilgisayar, masa, sandalye, kütüphane için ne lazımsa her şeyi götürüyoruz ve gidip birebir kütüphaneyi kendimiz yapıyoruz. Bağışçılardan özellikle para yerine bu tip eşyalar istiyoruz.

DÜŞ KÜTÜPHANELERİ

Kulüp içindeki arkadaşlar Düş Kütüphaneleri projesinde hemfikir mi? Yani herkes bu projeye katılıyor mu?

Baran Yavuz: Kulübümüzde her isteyen fikrini açıkça ifade edebiliyor, etkinlik düzenleyebiliyor. Şu an için en büyük amacımız Düş Kütüphanelerini proje halinden çıkarıp bir dernek haline getirebilmek. Sadece liselerde değil, şehirlere de birer şehir kütüphanesi kurabilmek. Sonuçta kütüphaneler sadece okullarda değil, her yerde olmalı.
Son olarak halihazırda bir projeniz var mı?
Baran Yavuz: Son Düş Kütüphanesi projemiz ise Diyarbakır. Diyarbakır için şu an sponsorlarımız mevcut ancak biraz kitap eksiğimiz var. Kütüphaneler MEB’e bağlı olduğu için de ne yazık ki her kitabı alamıyoruz.

İletişim: #duslarkitaplarlabaslar @duskutuphanesi  www.duskutuphaneleri.org


EN ÇOK NEREDEN TALEP OLURSA
Çok güzel şeyler yapıyorsunuz aslında. Şimdiye kadar nasıl tepkiler aldınız?

Merve Özabuş: Farklı durumlarla karşılaşıyoruz tabi. Örneğin takım elbiseyle gittiğimiz zaman bazen bize öğretmenim diyorlar. Ayrıca birçok tebrik mektubu alıyoruz.
Kütüphane yapacağınız yerleri nasıl belirliyorsunuz?
Mert Can Aycan: Genellikle düşkütüphaneleri.org adresine gelen talepler üzerine yeri belirliyoruz. En çok talep nereden olursa önceliğimiz de orası oluyor.


PROJE OLMAKTAN ÇIKMALI
Geleceğin okuyan nesli için düşlerimizi gerçeğe çeviriyoruz sloganı aslında her şeyi net bir şekilde ortaya koyuyor. Taşrada okuyamayan o kadar çok çocuk var ki bunların haddi hesabı yok. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ancak yetersiz kalıyor elbette. Biz de bu yüzden Düş Kütüphaneleri projesini proje olmaktan çıkarıp dernekleşmeye çalışıyoruz. Böylece daha verimli işler yapacağımızı düşünüyoruz.
 

ÖNCEKİ HABER

Gezi korkusu; Meydana çıkan yollar kapatıldı, vapur seferleri iptal

SONRAKİ HABER

Seyircisiz spor mu? Asla!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa