Gel Hadi!

Ozan Cemre Kısa
Zonguldak

Ayıptır söylemesi halk modern gettolara sürülüyor. Şu İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudilerin, Sırpların, çingene ve sosyalistlerin toplandığı sürgün şehirlere.
Bu benzetmeyi yapmamdaki amaç kapitalist sistemin bizi doğup büyüdüğümüz şehirlerden koparıp bir arenaya atmasıdır. Bu arenanın kuralı çok basit, -yen ya da yenil- sana söyleneni yap, itaat et yoksa böcek gibi ezerler adamı! Peki bunu nasıl yapıyorlar, kıyaslamalarla.
Bize çocukluğumuzdan beri yarış atı muamelesi yapılmıyor mu? ‘Sıra arkadaşın senin rakibindir’, yok ya! Ben o sıra arkadaşımla sadece sıramı değil, okuduğum kitabı, yediğim yemeği, en önemlisi hayallerimi paylaştım. Sen nasıl bir canisin ey sistem ki bizi birbirimize rakip edersin, nasıl bir canisin ki bizi birbirimize düşürüp ayırmaya çalışırsın, bu ayrımdan çıkarın ne olabilir? Kurduğun güvensiz insan topluluğu sana gelecekte ne verecek? İtaatkar robotlar mı? Hayır, biz onlardan olmayacağız, biz insan olacağız, yardımlaşacağız. Çiçekler, ağaçlar ekeceğiz kuruttuğun çöllere, el ele tutuşup basacağız senin üstüne, haykırarak güleceğiz. Hepsi olacak sana inat ettik, evet kork bizden.

DÜŞMAN DEĞİL  DOST OLALIM

Bu gettolaşmayı nasıl yaptıkları çok açık, bizi nasıl birbirimize kırdıkları gayet ortada. Sloganları şu: ‘Gel vatandaş gel, taşı toprağı altın İstanbul’a, İzmir’e, Ankara’ya gel’. Sen gel ki iş gücü niteliğimiz artsın, sen gel ki elimiz güçlensin, asgari ücret verelim sana, sen gıkını çıkarma. Ya da çıkar keyfin bilir. Bak sizin köyden bir araba dolusu daha amele geldi, nedir ki seni atar onu alırım.
İşte modern gettolaşma budur. İş gücünün yanı sıra pazarlama imkanı da büyüyor. Yani anlayacağın güzel dost, bu sistem etimizden de kemiğimizden de bıkmıyor, sömürdükçe sömürüyor. Gel hadi düşman değil dost olalım. Yenelim şu sistemi!