7 Haziran 2014 18:55

Her yeni güne başlarken, “acaba bugün neler olmuş” diye konuşurken fabrikada arkadaşlarımla yine bir çocuk kaçırma olayı ya da çocuk cinayeti veyahut çocuk işçi ölümlerinden bir tanesi daha duyuluyor. İşçi kadınlar, anne duyarlılığıyla kızıp söyleniyor haklı olarak. Küçükken hatırlıyorum da, bir dönem çocuk kaçırma olayları ne çok olurdu. Organ mafyaları ya da çocuk istismarcıları. O zaman ben de tabii bu işin sadece haberlerden gördüğüm kadarını bilir ya da annemlerin  komşularla olan konuşmalarına tanık olurdum. Aradan kaç yıl geçti hatırlayamayacağım ama bu sene de neredeyse her gün bir çocuk istismarı olayıyla gözlerimizi açıyoruz. Tabii bu bir sonuç.
Tersten bakalım istedim. Ben Gülsuyu'nda oturuyorum. Son süreçte mahallede o kadar çok olay oldu ki! Komşularımın ve tanıdıklarımın yakındığı bir şey var. “Artık kimseye güvenemiyoruz” diyorlar. Çoğu anne çocuklarını okula kendisi götürüp getiriyor ve ders bitene kadar bekleyenleri var çocuğumun başına bir şey gelmesin diye. Peki nereye kadar başında bekleyeceksin diye soruyorum kendi kendime. Artık nereye baksak bir güvensizlik ortamı yaratılmaya çalışılıyor. Mahallelerde komşularımıza, iş yerlerimizde yanında çalıştığımız arkadaşımıza, hastanede doktorlara ve daha bir sürü yerde pek çok insana güvenmiyoruz, güvenemiyoruz. Farkında olmadan iyice evlerimize kapandık. Kadınlar olarak bizlere  daha çok pay düşüyor. Çocuklarımızı korumak için, sokakların güvenli hale getirilmesi için bir şeyler yapmak yerine  kendimizi evlerimize kapatarak  korumaya çalışıyoruz. Çocuğumuza bir şey olmasın diye işten çıkan biz oluyoruz, bizler fedakârlık etmek zorunda bırakılıyoruz. Aslında tüm bunlar bizi evin dışına çıkarmak istemeyen zihniyetin oyunları. Neden? Kadınların yan yana gelmesini, üretimde olmasını, yönetimlerde yer almasını  istemiyor. Çünkü iktidar biliyor ki kadınlar ne zaman önlerde  oldularsa hep kazanmışlardır. Buradan bütün kadınlara sesleniyorum  “Artık yalnız başımıza kapalı kapılar ardında oturmanın zamanı geçti”. Komşularımızla, iş arkadaşlarımızla, canı yanan ve bu böyle olmaz diyen herkesle kol kola  girmeliyiz.
Gülten Üzüm- Maltepe / İSTANBUL

Evrensel'i Takip Et