8 Haziran 2014 09:46

Arif BEKTAŞ

İngiltere’de sosyal konutlar oldukça yaygın olmasına rağmen, evsizlerin bu konutlardan yararlanması çoğu zaman mümkün olmuyor. Binbir dereden su getiren, bürokratik engellerle evsizlerin barınma hakkını hiçe sayan yasalar, sürekli konut ve büyük inşaat firmalarının yararına değiştiriliyor. Son koalisyon hükümetinin de çabası, sosyal konut projesini tamamen ortadan kaldırmak ve özel sektöre devretmek oldu.
Sadece Londra’da her yıl inşa edilmesi gereken 42 bin konut ihtiyacı varken, bunların inşa edilmesi yerine, Londra kenarında yeni alanlar açıp yeni kasaba ya da köyler yaratılmak isteniyor. En son proje, Londra’nın güney doğusuna düşen ve Thames Nehri kıyısındaki Kent bölgesine bir kasaba yapılması oldu. Tabi ki bu kasabayı baştan sona inşa edecek olan özel şirketler. O evler de yüz binlerce sterlin değerinde ve evsizlerin bunları alma şansı yok. Tek yol sosyal konutların ve belediyelere ait alanların işgali.
Bu arada Londra’da binlerce belediyeye ait sosyal konutun da boş olduğu bilinmektedir. Ülke çapında toplam 950 bin ev boş duruyor. Bunların önemli bir çoğunluğu en az 6 aydır boş ve belediyelere ait.

BİR HAK OLARAK BARINMA
İngiltere’de, her evsizin belediyeler tarafından barındırılması gerekiyor. Başvuru yapanların çoğu, çeşitli sebeplerle geri çevriliyor. Çoğu yalnız erkekler olan evsizler, ya sokakta, ya bir yakınında, ya kamuya ait yerlerde ya da, İngiltere’de çok yaygın olan ev işgal evlerinde barınıyor. Evsizlere yardımcı olmasıyla bilinen CRİSİS adlı vakıf, yaptığı bir araştırmaya göre, İngiltere’de evsiz kalanların yüzde 39’u işgal ettikleri evlerde kalıyor. Çoğu evlerin belediyelere ait olduğu tahmin ediliyor. Sokakta yaşayan ve işgal evlerinde kalanların sayısının onbinlerle ifade edildiği belirtiliyor.

SUYU, ELEKTRİĞİ KESMEK DE ÇARE OLMUYOR
İşgal ettikleri belediye konutlarında kalan evsizler, artık sosyal medya üzerinden de ilişki ağı yakalamış durumdalar. Londra’da, özellikle Haringey ve Hackney bölgelerinde işgal konutlarında yaşayanların yer yer bir araya geldikleri de belirtiliyor. 22 Mayıs’ta yapılan yerel seçimlerde, belediye encümen üyeleriyle konuşan işgalciler, kendilerinin konut sorununa çözüm bulan adaya oy vereceklerini açıktan ilan etmişlerdi.
Zorla konutlarda atmaya pek yanaşmayan belediyeler, konutları işgal edenleri bezdirmek ve gönüllü bir şekilde konutu terk etmesini sağlamak için bu binalardaki elektriği ve suyu kesiyor. İşgalciler de kendi yöntemleriyle bu sorunlarını çözüyorlar.

EVSİZLERİN SAYISI HIZLA ARTIYOR
İngiltere’de 2010 yılına göre, 2013 yılında evsizlerin sayısında yüzde 26 artış oldu. Evsizlerin sayısının 50 binden fazla olduğu tahmin ediliyor.
Her evsiz, hayatında bir kaç kez işgal edilen evlerde kalmış. Hatta birden fazla kez işgal etmek için kapı kırma ya da pencereden girme eylemleri de yapmış. Evsizlerin büyük bir çoğunluğunu İngilizler oluştururken, son yıllarda Asyalıların ve Doğu Avrupalıların da sayısının hızla arttığı belirtiliyor.

“BAŞININ ÜZERİNDE BİR ÇATI HAKTIR”
Ev işgallerinin yaygın olduğu şehirlerden biri de ülkenin en büyük ikinci şehri olan Birmingham’dır. Birmigham Ev Kiracıları Eylem Grubu sözcüsü John Holland, ülkedeki bir çok binanın ve evin boş durması ve onbinlerce evsizin olmasının çelişki olduğunu belirterek, “Evsizlerin boş evleri işgal ederek başını sokacağı bir çatı yaratması bir hak olmalıdır” diyor.
Hükümet, çok sayıda konutun işgal edildiğini öne sürerek, bu işgallerin suç sayılabilmesi için yeni yasal düzenlemeye giderken, evsizlerin yasalarla da hedef alınarak sayılarının çoğalması bekleniyor. Bir çok kişi işgal edildiği evlerden polis zoruyla atılması durumunda İngiltere’de bir evsizler patlamasına neden olabilir.

DALE FARM İŞGALİ
Bir grup Roman tarafından önce işgal edilen Dale Farm çiftliği uzun bir süre ülke gündeminden çıkmadı. Buna benzer onlarca işgal alanının olduğunu bilinen İngiltere’de hükümet, derme çatma konteyner ya da prefabrik konutlarda kalan Romanları yerlerinde etme girişiminde bulundu. Basildon şehri kenarında olan ve 110’u çocuk 400’den fazla kişinin kaldığı Dale Farm’da, polis de müdahale etmesine rağmen başaramadı. Romanlar, kendi olanaklarıyla yaşadıklarını ve boş duran bir alana evlerini kurduklarını söyleyerek, başta hükümet yanlısı basın olmak üzere polisi de alanlarına sokmadılar. 10 yıldır hala mücadeleye devam ediyorlar.

İŞGALLERİN TARİHİ
Ev işgalleri İngiltere’de aynı zamanda bir isyan ve karşı koyuşu da ifade eder. 1946 yılında, yastık yorganı ile Bedford Düşesi’nin evini işgal etmeye giden yüzlerce kişi hala, kraliyet ailesinin unutamadığı anlardan biridir. Toplumsal hareketlerin ve Sovyetler Birliği’nin etkisiyle ülkedeki hareketlenmelerin olduğu bu tarihten sonra sosyal konut yasasının çıkması ve daha ucuza belediye evlerinde oturma fırsatı yakalandı. İşsizler de bedava oturacaklardı. Bu 60’larda bir harekete dönüşerek devam etti. İçinde özellikle anarşist ve hippilerin olduğu bu harekete yer yer komünistler ve Komünist Partisi de yön vermeye çalıştı ve “Barınma bir haktır” diyerek evsizlere barınma hakkı istendi.
İşgalcilerin binalarda çıkarılmaları duruma göre bazen bir ay, bazen ise özellikle belediye ve kooperatiflere ait binalarda yıllar sürdüğü oluyor. İngiltere’de bu şekilde uzun yıllar işgal edilerek kullanılan binalar var. Mesela Londra’nın merkezindeki Kennington’da Bob Marley’in de kaldığı ve Rastafaryanlar tarafından yapılan St. Agnes Place işgali tam 30 yıl sürdü.  Burada yüzlerce kişi bir caddeyi kapatarak kendilerine ait bir yaşam alanı kurmayı başardılar.
15 Eylül 1969 günü ‘Londra Sokak Komünü’ isimli bir grup ortaya çıktı.  Bu kez işgal edilen yer İngiltere’nin en önemli semtlerinden biri olan ve tüm dünyaca tanınan Piccadilly’nin göbeğinde gerçekleşiyordu. Piccadilly’de evsizlik sorununa dikkat çekmek için 144 numaralı 100 odalı bina işgal edildi. İşgalciler tam 6 gün boyunca binada kaldılar ve yüzlerce polis tarafından düzenlenen bir operasyonla binadan çıkarıldılar
Londra’daki en önemli işgallerden birisi de 1978 yılında gerçekleşen Well Huntley Caddesi’ndeki işgal olmuştur.  İşgalin polis tarafından bastırılmasından sonra gece tüm dünyada destek eylemleri yapıldı.
1979’a gelindiğinde, 30 bini Londra’da olmak üzere, İngiltere genelinde 50 bin işgalci olduğu tahmin ediliyordu. Hatta Londra’da ev işgalcilerinin, Londra İşgalciler Sendikası (London Squatters’s Union) adlı bir sendikası bile vardı. Bu sendikanın merkezi Huntley Sokak’taydı ve 52 dairede oluşan bu işgalde toplam 150 kişi yaşıyordu. Sendika festivaller organize ediyor ve evsizlere yeni evler açıyordu.
Batı Londra’da Freston Road işgali de yine tarihsel öneme sahiptir. Buraya yerleşen işgalciler  bir süre sonra ünlü Unilateral Declaration of Independence’sı (Bağımsızlık Deklerasyonu) yayınlayarak, Birleşmiş Milletler’e mektup yazıp bağımsızlıklarının tanınmasını istedi. Londra Belediyesi’yle de pazarlık yapmaya giden temsilcilerini ‘büyükelçi’ olarak tanıtmışlardı.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et