15 Haziran 2014 06:00

Baba kokusu...

Madenci çocukları ile başlamayan bir 'Babalar Günü' yazısı nasıl yazılır ki? 'Babanızın kokusunu hatırlıyorsunuz... O bir daha yok artık...' Böyle diyordu; Prof. Dr. Özkan Pektaş, Somalı madenci çocuklarının psikolojisini ekranda anlatırken... Mustafa Kara yazdı...

Baba kokusu...
Paylaş

Mustafa KARA

Madenci çocukları ile başlamayan bir “Babalar Günü” yazısı nasıl yazılır ki? “Babanızın kokusunu hatırlıyorsunuz... O bir daha yok artık...” Böyle diyordu; Prof. Dr. Özkan Pektaş, Somalı madenci çocuklarının psikolojisini ekranda anlatırken...
Bir baba nasıl kokar peki?
Kömür kokar, tütün kokar, çimento kokar, et kokar, insan kokar... Güzel kokar. Yaşınız kaç olursa olsun; bilirsiniz, duyarsınız, burnunuzun direği sızlar... Özlersiniz.
Ve eller... Yalandır alınyazısı okunamaz ellerden belki; ama insanın sınıfsal kimliğini elinin her hücresine işler zaman. Nasır olur, yara olur, çizik olur, kopan parmak olur... Tokalaştığınızda anlarsınız çoğu kez. İşçi çocukları, bunu yumuşacık teninde dolaşan nasırlı, pütürlü, sert baba elinden hisseder; yaşar.

İÇİNDE ÖLÜM GEÇMEYEN YAZI
Ne yazık; evladını yitiren babalar; babasını yitiren çocuklar ülkesi burası... Her gün, an be an... İçinde “ölüm” geçmeyen bir yazı nasıl yazılır?
“Babalar ve oğulları”, “babalar ve kızları” üzerine ne ahkam kesilirse kesilsin; güzel, sevimli ne kadar hikaye anlatılırsa anlatılsın; gerçeği bu toprakların... Koca adam olunur, hatta “baba” olunur; ama “baba” en çok yokluğunda anlaşılır. Çoğu zaman böyledir bu. Kimi yaşı 50’ye yakınken anlar bunu; kimi üç dört yaşında yan yana kazılmış mezar başlarında...
Bir gece yarısı evi basılıp götürülmüş babasını yıllarca beklemiş çocuklar çoktan büyüdü. Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinde büyüdü pek çoğu. Babalarının yüzünü ellerdeki fotoğraflarda gördü bu çocuklar. Nasıl sarılmasınlar sımsıkı; şimdi kendi çocuklarına? Gencecik evlatlarını kurban verdi bu ülke; “Babalar oğullarını gömmemeli” diyen o eski sözü ne çok hatırladık... “Çoluk çocuk ne gerekiyorsa yapılacak” diyen iktidarların ülkesindeyiz; yaşına bakmadan “gereği”ni yapıyorlar işte...

SEVGİYE VAKİT YOK
Saatlerce çalıştırılan işçilerin ülkesi burası... 33 İşçi Kurultayı’nın Nisan ayında yayınladığı ortak bildirgede; “Çalışma koşullarımız ağır. İnsanlıktan çıkmış haldeyiz. Ne doğuşunu, ne batışını görebiliyoruz, güneşe hasret kaldık” diyordu ya hani; evladını doyasıya sevemeyen insanların ülkesi. Fabrikada, atölyede ve hatta gurbette... “Ben yumurta istemezsem, babam işe gitmez” hayaline yaslanan çocukların...
Nereye dokunsak bin ah işiteceğimiz bir ülke burası ya; nasıl yapacağız o zaman? Büyük acıları duyumsayıp hissedip; evladına doyasıya sarılmaya utanır hale mi gelecek herkes? “Yaşıyoruz çok şükür der gibi...”; yaşadığımıza utanacak hale mi geleceğiz?
Elbette, “büyük tantanalar” ile etrafımızı sarıverin o alışveriş çılgınlığını koyun kenara. Annelere mutfak aletini yakıştıran zihniyetin, “kravat” satma çabasını yok sayın. Tüketimi yok sayın zaten. Kim ne istiyorsa alsın, kim ne istiyorsa söylesin elbette... Ama “kutlama” sözcüğünü “şenlik, şölen”den öte; biraz “kut” kökenine yakın algılayalım mesela... Türk mitolojisinde “hayat verici, canlılık, yaşam enerjisi, yaşam gücü” gibi karşılıkları olan bu sözde; hayatı arayalım. Yeniden...

YAŞAMIN KAYNAĞI DEĞİLSE DE...
Anneler Günü’nün fazlasıyla gölgesinde Babalar Günü. Öyle de olsun zaten... Yaşamın kaynağı kadın, ona şüphe yok çünkü. “Doğum” sürecinde erkeğin katkısı küçücük... Ya sonrası? Bu ağır çalışma ve zulüm koşullarında “baba” olabilmek ne kadar güç olursa olsun; biz bilelim. Bugün, “baba” ve “evlat”lardan çalınan o saatler yad edilebilir hiç değilse... Ömür boyu hatırlayacağınız o “baba kokusu”nun keyfini sürelim. Süremeyenlerin acılarını, yoksunluklarını paylaşarak; onlar için de elbette... Ne babalar oğullarını, kızlarını gömsün, ne oğullar, kızlar babalarına hasret kalsın. Ne baba kokusu, ne evlat kokusu sızlatsın yüreğimizi... “Baba”lık kurumuna en ağır haksızlık sayalım “devlet baba” kavramını ve hatta ona inat “Babalar Günü”müz kutlu olsun...
Bütün babaların, baba yolu gözleyenlerin...

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Muslera\'lı Uruguay\'a Kosta Rika şoku

SONRAKİ HABER

FIFA’yı oyundan atın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa