Paralel Darbeci IŞİD’ın Musul Komplosu!
'Dış ve iç güçler Kandil’in arkasında ve yanında duruyorlar. Kandil’le eşzamanlı olarak IŞİD’in Irak üzerinden başını hegemonik bir silahlı güç olarak uzatması da tesadüf değildir...' Yandaş medyadaki 'IŞİD komplolarını', Mustafa Yalçıner değerlendirdi...
Mustafa YALÇINER
- IŞİD diye bir şey yok!
Ya ne varmış?
- İngiltere diye sinsi bir güç var!
“Yazının sonunda söyleyeceklerimi başında söylemem gerekiyor” diye başlayan bir Yeni Şafakçı yazıyor bunları. Komploculuk bu kadar olur:
- IŞİD adım adım Irak’a ve Suriye’ye yerleştiriliyor. Irak’a ve Suriye’ye yerleşen aktör IŞİD değil gerçekte, İngiltere’dir.
Enteresan!
- El Kaide Amerikalıların maşasıydı... IŞİD gibi örgütlerse İngilizlerin kuklasıdır.
Kimileri İsrail düşmanıdır; tüm şerri ona yorar! Kimi Masonlardan bilir olur olmaz her şeyi. Bu bey de İngilizleri sevmiyor, olan biteni onlara yoruyor! Neden Amerika ve CIA değil de İngiltere? Herhalde Osmanlıcılık belası! Osmanlı zamanında Amerika mı vardı? Daha dünkü çocuktu.. Kısa pantolonla dolaşıyordu! Şaka bir yana Wilson Prensiplerinin sökün etmesi için bile I. Dünya Savaşı’nın beklenmesi gerekmişti. Öncesinde İngiltere’nin asıl hegamon güç olduğu ve Osmanlı’nın başına bela kesilenin de ondan başkası olmadığı kesindi. Beyimiz fazla muhafazakar, geçmişe takılıp kalmış. Her şeyi İngiliz’e yorması ondan olsa gerek!
- İngilizler, küresel sistemi yeniden dizayn etmek istiyorlar ve bunu da ancak İslam dünyasındaki ‘tarihi derinlik’lerini yeniden harekete geçirerek yapabileceklerini çok iyi biliyorlar.
Öyleymiş! Allah Allah! Rusya, Çin filan dese neyse. Onların dünyayı “yeniden dizayn etmek için” Amerikalılarla bir çekişme içinde olduklarına inanılabilir. İngiltere? O, ancak ABD ile birlikte bir anlam ifade etmiyor mu artık? Madem komplo teorisi geliştirilecek.. Bari gerçekçi ve tutarlı olunsun!
Hazret yalnız olsa neyse! Öyle de değil. Maaile bu tevatüre inanılıyormuş gibi yapılıyor. Propaganda mekanizması buradan kuruluyor. Alın bir başkasını, Dilipak’ı. O da IŞID ve Musul Baskını üzerine teori geliştiriyor:
- Köşeye sıkışan Türkiye değil, başkaları. Onun için topyekun saldırıya geçtiler.
- Musul petrolleri ile ilgilenmediğinizi açıklayın, Kürtleri Amerika’ya, petrolü İngilizler’e verin, bu işler hallolur. Ama arı yuvasına çomak sokmaya devam ederseniz olacağı bu.
İngiliz.. Amerikalı.. Tamam da.. Niçin bu “kaos”? Neden bu “kapışma”? Ya da haydi adını koyalım: Bu “komplo” neden?
Bir neden “petrol”. Dilipak öyle diyorsa öyledir! Petrolsüz Ortadoğu mu olurmuş? Olmaz tabii! Petrol mutlaka Ortadoğu sorunlarının merkezinde olacak olmasına, ama somutluğu ne? Kim kimin elinden alıyor petrolü? Kim kimden istiyor? “Komplo” olacaksa, buradan olacak!
Dilipak diyor.. İ. Karagül de diyor:
- Petrol, doğalgaz ve enerji koridorları üzerindeki paylaşımda Sünni Araplar tamamen devre dışı bırakıldı. Kürt yönetiminin petrol kaynakları uluslararası pazarlara açıldı... Türkiye ile yapılan anlaşmalarla K. Irak-Bağdat ilişkileri kopma noktasına geldi.
Ve bir tespit:
- Devlet ve petrol istiyorlar. Doğrudan Sünnilere ait kentlere, kasabalara yöneliyorlar, petrol bölgelerine ilerliyorlar, enerji koridorlarını denetim altına alıyorlar.
Petrol işinde Türkiye de var yani! Kısa günün kârı diye göz dikmiş! Ama IŞİD ve “arkasındakiler” de var.
Karagül, IŞİD’in koalisyon kurduğu Saddam’ın eski generalleri üzerinden Esad’la anlaşma halinde olduğu ve onu desteklediği şeklinde anlaşılmaz yorumlar da yapsa.. “Terör”, “Kaide” dendiğinde gözlerin kör olduğunu ve yaşananların anlaşılamadığını söylüyor ve ekliyor: “Hep böyle yapıldığı için ‘bu IŞİD de nereden çıktı’ demek” zorunda kalınıyormuş! Öyle olup olmaması önemli değil. Tabii ki “üst tabaka” AKP’liler, yöneici ekip IŞİD’in de başkalarının da nereden çıktığını iyi bilirler. Kendilerinin epey payı vardır, bilmez olurlar mı? Esad’ın ve Rojava’nın üzerine sürmek için az desteklememiş, az beslememiş, sınır kapılarını açıp, ağır silahlarla giriş çıkışlarını az sağlamamışlardır! Ama bilmezden gelmek hep işlerine gelmiştir. Hem içerde hem dışarıda daima inkar etmiş, hatta en son “terör örgütü listesi”ne bile almışlardır! Liste ve laf başka.. İcraat başkadır.. Başka olmuştur.
Yine de olan-bitenden habersiz “ayak takımı”nın yanı sıra kendileri de bilmezden gelmiş ve “nereden çıktı bu IŞİD?” demekten medet ummuşlardır!
Yoksa “besle kargayı oysun gözünü” türü suçlamalara muhatap olacaklar.. İzleye geldikleri fiyaskoyla sonuçlanmış Suriye ve Irak politikaları.. Bütün olarak dış politikaları sorgulanacaktır!
Örnekse, IŞİD’ın ve Sünni ayaklanmanın “güldür güldür” geldiğini sağır sultan bile duymuşken.. Musul Konsolosluğuna “çekilin” dememelerinin izahı bulunamayacaktır yoksa. İlişkilidirler.. Tarık Haşimi üzerinden Sünni aşiretlerle ve istihbaratçılarla IŞİD’la içli dışlılıklarına güvenmişler.. Bir şey olmayacağını, saldırıya uğramayacaklarını sanmışlar.. “Gelin” dememişlerdir! Ama nasıl açıklarlar? Bilmezden geleceklerdir!
Ve koyun petrolün yanına başka hesapları.. Neler mesala? Amerika (ve İngiltere) ile AKP’nin sorunu mu yok? İran.. Çin füzeleri...
Komplocu abartısıyla “Suriye’de bugün hemen hemen her ülkenin istihbarat örgütü tarafından yönetilen İslami bir cephesi var. Piyasa Lawrancelerle dolu..” diyen Dilipak:
- Yanlış zamanda harekete geçtiler. Beraat kandili.. Ramazan geliyor.. İran Cumhurbaşkanı’nın Ankara ziyaretinden hemen sonra bu olayların yaşanması da dikkat çekici. Bölgedeki PKK hareketliliği, Lice’de bayrak indirme girişimi, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bu olayların ortaya çıkması bir tesadüf olmasa gerek..
İşte “komplo”ya ve komplocu mantığın netliği:
- Görünen o ki BOP iflas edince ve Paralel yapı deşifre olunca bölgeyi istikrarsızlaştırma politikalarına öncelik verdi birileri. “Ilımlı İslam’a hayır diyorsanız, alın size radikal İslam” diyorlar sanki..
M. Metiner:
- Gezi’nin, 17-25 Aralık süreçlerinin arkasındaki güç odakları Kandil üzerinden AKP Hükümetini alaşağı etme senaryolarını devreye sokmuş görünüyorlar. O dış ve iç güçler Kandil’in arkasında ve yanında duruyorlar. Kandil’le eşzamanlı olarak IŞİD’in Irak üzerinden başını hegemonik bir silahlı güç olarak uzatması da tesadüf değildir.
Ama, en baştaki Yeni Şafakçı’yla bitirelim. “Yeniden dizayn”cı İngilizler “IŞİD gibi örgütlerin önünü açarak kısa, orta ve uzun vadede üç şeyi yapmak istiyorlar”mış:
- Birincisi, kısa vadede, her ne suretle olursa olsun, Tayyip Erdoğan’ın önünü kesmek istiyorlar. İster cumhurbaşkanı isterse başbakan olarak T. Erdoğan’ın 2023 hedeflerini gerçekleştirmemesi için Erdoğan’ı tasfiye etmek istiyorlar.
Diğer ikisi önemsizleşiyor, ama yine de ekleyelim: Çözüm sürecini bitirmek ve İslamın gelişini İslamla durdurmak istiyorlarmış!..
Anlaşılan; Tayyip Bey dünyanın merkezinde duruyor.. Herkes onunla uğraşıyor. Amerikalılarla İngilizler.. Batılı “karanlık odaklar” yani.. Ve “işbirlikçi” yerliler.. Geziciler.. Kürtler.. Tabii Koç falan gibileri.. “Faiz lobisi”.. Tabii ki paralelci yapı.. Tümü ona kumpas kuruyor. En son IŞİD de katıldı onlara. Hatta Esad ve Maliki de!.. Dilipak’a göre Suudiler de...
Yoksa sadece Ortadoğu’da değil.. IŞİD’i ve benzerlerini “yedekleyerek” tüm dünyada Yeni Osmanlı düzenini kuruverecekti.. Bıraksalar, az kalmıştı, yapacaktı! Şimdiyse, komplo momplo değil.. Tam fiyasko!