Yönetici atama yönetmeliğine karşı Eğitim Sen göreve!
Gün geçmiyorki AKP Hükümeti eğitim sistemini gerici ve piyasacı hesapları doğrultusunda altüst etmesin. Bunun son örneği Milli Eğitim Bakanlığı’nın 10 Haziran 2014’te yayınladığı yönetici atama yönetmeliği.
Hüseyin ÖZEV*
Gün geçmiyorki AKP Hükümeti eğitim sistemini gerici ve piyasacı hesapları doğrultusunda altüst etmesin. Bunun son örneği Milli Eğitim Bakanlığı’nın 10 Haziran 2014’te yayınladığı yönetici atama yönetmeliği. Bu yönetmelik ile birlikte görevde olan müdürler görevden alınıp yerlerine Milli Eğitim Müdürlüklerinin belirlediği isimler görevlendirilecek. Burada uygulanacak yöntem ise şöyle: 100 puan üzerinden değerlendirilecek müdür adaylarına 40 puanı okul bileşenleri 60 puanı ise ilçe milli eğitim müdürlükleri verecek. Yani asıl belirleyici milli eğitim müdürlükleri. Okul bileşenleri ise bu demokrasi piyesinin figüranları. Ayrıca bu da yetmiyor en yüksek oyu alan adayların sözlü mülakata tabi tutulmasıyla tamamen AKP’nin gerici ve piyasacı zihniyetine biat etmiş isimler müdür olarak seçilmesinin önünde hiçbir engel kalmıyor. Kadrolaşmada son nokta anlamına gelen bu yönetmeliğe karşı sendikamız Eğitim Sen başta olmak üzere eğitim sendikaları gerekli teşhiri ve tepkiyi örgütleyecek bir tutum şimdiye kadar ortaya koyamadı.
Bu süreç aslında okulların özelleştirilmesinin taşeronlaştırılmasının son aşaması. Devlet atacağı adımlar karşısında okullardan gelebilecek karşı duruşları engellemenin yolunu aramış ve bulmuştur. İşine gelmeyen yöneticiyi görevden alacak emirlerini harfiyen uygulayacak yöneticileri atayacak.
Devlet torba yasaların içine kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıran maddeler eklerken; yandaş sendikalar ile yöneticileri kendi üyeleri içinden seçiyor. Bu yöneticiler aracılığıyla da başta sendikamızın mücadeleci üyeleri olmak üzere AKP’nin gerici ve piyasacı zihniyetine karşı çıkan bütün eğitim emekçileri çok ciddi bir tehditle karşı karşıya kalacaklar.
Geniş bir emekçi kitlesinin iş güvencesi ve iş ortamındaki çalışma koşullarını doğrudan etkileyecek bu yönetmelikten mevcut yöneticiler de dahil olmak üzere çok geniş bir kesim rahatsız ve tepkilerin birleşik mücadeleye evrilmesi için uygun bir ortam söz konusu. Ancak ortada bu tür tepki olmaması insanları başının çaresine bakmaya itmiş ve birçok okul yöneticisi ve eğitimci başlarına bir şey gelir korkusuyla ya da sınavla kazandığı yöneticilik hakkını korumak için yandaş sendikadan torpil bekler konumuna düşmüşlerdir. Bazıları sendikalarından istifa ederek yandaş sendikaya üye olmuşlardır.
Yukarda saydıklarımızın dışında da birçok olumsuzluğa neden olacak bu yönetmeliğin iptal edilmesi için Eğitim Sen günü kurtaran okullarda gündem olamayan yanlış eylem tarzlarının dışında birleşik mücadeleyi örgütleyecek diğer eğitim sendikalarını da harekete geçirecek bir tarzı örgütleme sorumluluğuyla karşı karşıyadır.
*Eğitim Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı