Hatip Dicle ve Hüsamettin Çiçek tahliye edildi
“KCK” ana davasında tutuklu yargılanan DEP eski milletvekili Hatip Dicle ve Hüsamettin Çiçek'in tahliyesine karar verildi. Hüsamettin Çiçek'le birlikte Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nden çıkan Dicle, tahliye edildiklerine sevinemediklerini dile getirdi.
"KCK" ana davasında tutuklu bulunan 35 Kürt siyasetçi hakkındaki tahliye talebini değerlendiren Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, Hatip Dicle ve Hüsamettin Çiçek’in tahliyesine karar verdi.
Diyarbakır'da 2009’da KCK adı altında yapılan operasyonda tutuklanan DEP eski Milletvekili Hatip Dicle'nin avukatı Ali Ekrem Atalay, dün müvekkillerinin tahliye edilmesi için Diyarbakır 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Bugün de başvuruyu değerlendiren mahkeme Hatip Dicle ile birlikte Hüsamettin Çiçek'in tahliye edilmesine karar verdi.
Dicle ve Çiçek'in tahliyesinin ardından KCK ana davasında tutuklu 33 sanık kaldı.
DİCLE: SEVİNEMEDİK
Ailesi, BDP yöneticileri, belediye eş başkanları ve yurttaşlar tarafından karşılanan Dicle ve Çiçek, kendilerini karşılayanlarla selamlaştı. Yoğun ilgi ile karşılaşan Dicle basın mensuplarına kısa bir değerlendirme yaptı.
Dicle, "Biz yaşamımız boyunca hep halkımızın özgürlük davasına hizmet etmeye çalıştık. Bu anlamda alnımız açıktır. Başımız diktir" dedi. İlk tutuklanması ve cezaevinden tahliyesinin yine bir Haziran günü olduğunu anımsatan Dicle, "Tarihin cilvesidir ki ilk dönemimde 10 yıl hapis yattıktan sonra yine bir Haziran günü serbest bırakılmıştık. Ulucanlar'dan serbest bırakıldığımız 10 yıl önce umudumuz Kürt sorununun çözülmesi ve artık hiçbir Kürt siyasetçisinin düşüncelerinden dolayı cezaevine girmemesiydi. Ama yine Türkiye'nin şartlarında 5 yıl önce çok olumsuz bir koşulla, ben ve arkadaşlarımız karşılaştık. On binlerce insanımız mağdur oldu. On bine yakın siyasetçi, düşün adamı, gazeteci her meslekten insan ama hepsi sivil düşünce insanları olarak cezaevlerine doldurulduk. Çok olağanüstü bir dönem geçirdik. Aslında biz bu tarihe yabancı değiliz" diye konuştu.
Şeyh Said hareketinden beri Kürt aydın ve siyasetçilerinin hep siyasi soykırımlarla karşı karşıya kaldığını belirten Dicle, "1990 yılları geldi. Kürtler, özgürlükleri için mücadele ederken, ki o dönemin milletvekili olarak yaşadığım, Kürt siyasetçisi olarak bu sefer bizler faili meçhul cinayetlere tabi tutulduk. Binlerce insan sokak ortalarında öldürüldü, halen de bunların failleri bulunmadı. Aradan zaman geçti, bu sefer ileri demokrasi iddiasında olan bir hükümet döneminde ne yazık ki bu sefer Kürt siyasetçileri belki kafalarına kurşun sıkılarak değil, ama cezaevlerine doldurularak siyasi soykırıma tabi tutuldu. Dileriz ki bu son olsun" dedi.
Tahliye oluşuna sevinemediğini ifade eden Dicle, "Geride onlarca arkadaşımı cezaevinde tutuklu bırakarak çıktım. Onlar da bizim gibi siyaset yapanlardı. Hiç birisinin Kürt halkının özgürlüğü için mücadele etmekten öte bir suçları yok" diye belirtti. Dicle, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümetin son günlerde olumlu olmasını umduğumuz tarihsel bir adım olarak adımları dikkate alarak, sorumluluğumuzun bilincinde olan bir siyasetçi olarak atmosferi yumuşatma babında çok daha fazla bir şey söylemek gereksinimi duymuyorum. Ama bu kısa özetten bile bizim bu hassasiyetimize doğru anlam verirler. Muhataplarımız da başta hükümet olmak üzere demokratik siyasetin yolunu açarak, başta bütün cezaevlerindeki tutsaklar, İmralı'da barışın mimarlığını yapan Sayın Öcalan olmak üzere herkes özgürlüğüne kavuşması, dağlardaki çocuklarımızın tümünün bir an önce ailelerine kavuşması için gereken neyse yapmaları konusunda kendilerini de sorumluluğa davet ediyorum. Biz bugüne kadar nasıl halkımızın ve demokrasinin hizmetinde olduksa bundan sonra böyle davranacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmamalı."
Dicle'nin konuşmasının ardından Diyarbakır Tabip Odası tarafından Dicle’ye verilen 2014 Barış Ödülü, Fırat Anlı tarafından kendisine takdim edildi. Plaketini alan Dicle, Anlı'ya yeni görevinde başarılar diledi. Alkışlarla araca binen Dicle ve beraberindekiler BDP Diyarbakır İl Örgütü'ne geçti.
MAHKEME BAŞKANI DEĞİŞTİ
Dicle'nin avukatı Ali Ekrem Atalay kararla ilgili olarak şunları söyledi: “Hatip Dicle'nin serbest kalması için Anayasa Mahkemesi'nin kararı da aralarında olmak üzere bir sürü neden var. Müvekkillerim için bir hafta önce tahliye başvurusunda bulundum, ancak mahkeme reddetti. Yeniden mahkemeye başvurdum. Mahkemenin başkanı değiştiği için yeni mahkeme başkanı başvurumu değerlendirmiş ve iki müvekkilim hakkında tahliye kararı verdi. Müvekkillerim 4 yıl 6 aydır cezaevindeler. Zaten aralık ayında cezaevinde 5 yılını dolduracaktı.”
HAYATININ 15 YILI CEZAEVİNDE GEÇTİ
1991 yılında Halkın Emek Partisi’nden (HEP) Diyarbakır milletvekili seçilen Dicle, Leyla Zana’nın Meclis’te Kürtçe yemin etmesinin ardından DEP’li vekiller üzerinde başlayan baskılar sonucu 2 Mart 1994 tarihinde dokunulmazlıkları kaldırılan Leyla Zana, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak ile birlikte tutuklandı. 10 yıl cezaevinde kalan seçilmişler, yeniden yargılanmalarının ardından 2004 yılında tahliye edildi. Tahliye edildikten sonra siyasi çalışmalarına devam eden Dicle, Demokratik Toplum Hareketi'nin kuruluşunda yer aldı. Siyasi yasaklı olduğu gerekçesiyle, Anayasa Mahkemesi tarafından parti üyeliği düşürülen Dicle, siyasi çalışmalarına devam ederek Demokratik Toplum Kongresi'nin kurulmasına öncülük etti, kongrenin eş başkanlığı ve sözcülüğü görevini üstlendi. Dicle, "KCK" adı altında yürütülen operasyonlar kapsamında 24 Aralık 2009 tarihinde tutuklanmıştı. 2011 yılında Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’ndan Diyarbakır’dan milletvekilliğine aday gösterilen Dicle, 80 bin oy almasına rağmen vekilliği iptal edilerek, yerine AKP’li Oya Eronat Meclis’e gönderilmişti. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et