T(Ç)orba Yasa
Halis ULAŞ*
AKP hükümeti 12 Haziran 2014 tarihinde “Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” adı ile 46 maddelik yeni bir t(ç)orba yasa tasarısını TBMM’ye sundu. Halen Sağlık Komisyonunda görüşülmekte olan bu yasa tasarısında Sağlık Bakanı’nın yönetim kurulu başkanı olduğu bir Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) kurulmasından, Sağlık Bakanı’nın mütevelli heyeti başkanı olduğu ve içinde tıp fakülteleri ve sağlık bilimleri fakülteleri bulunan Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurulmasına; Üniversiteler Arası Kurulun lisansüstü eğitime ve doçentlik sınavlarına ilişkin yetkilerinin Yüksek Öğretim Kuruluna (YÖK) verilmesinden, aile hekimlerine aile sağlığı merkezlerinde nöbet tutturulmasına yönelik çok farklı alanda Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapan düzenlemeler bulunuyor. Tasarıda bu düzenlemelerin sağlık bilim ve teknolojileri alanında ülkeye ve insanlığa hizmet etmek amacıyla oluşturulduğu belirtilmektedir.
Yasa tasarısının omurgasını, ismi ve içeriği de göz önüne alındığında, TÜSEB’in oluşturduğunu söylenebilir. Peki, nedir bu TÜSEB. TÜSEB sağlık ve bilim teknolojileri alanında, kamu özel kişi ve kuruluşlarla işbirliği yaparak ya da kendi kadroları aracılığı ile bilimsel araştırma yapmak, yaptırmak, koordine etmek, özendirmek, sağlık hizmetlerinde akreditasyon faaliyetlerini yürütmek, lisansüstü eğitim vermek, sağlık kuruluşu açmak gibi yetkilerle kurulmaktadır.
ARAŞTIRMA GÜÇSÜZLEŞİYOR
TÜSEB araştırmaları kendi bünyesinde yapabileceği gibi üniversiteler dahil kamu kurum ve kuruluşları ile özel kişi ve kuruluşlarla da yapabilmekte, bu amaçla ortaklık, şirket kurabilmekte, teknokent, bilim parkı, kuluçka merkezi gibi merkezleri açabilmektedir. Projeler için ön ödeme, teşvik, ödül, kar payı, telif ücreti, işleme ücreti gibi mali destek ve harcamaları yapabilmektedir. Kamu özel ortaklığı yolu ile tesis yaptırabilmekte, yenileyebilmektedir.
Her ne kadar tasarıda TÜSEB’in bilimsel ve idari özerkliğe sahip olduğu belirtilse de; TÜSEB Yönetim Kurulu’nun oluşumuna bakıldığında özerkliğin kâğıt üzerinde kalacağı aşikardır. Çünkü tasarıda yönetim kurulunun beş kişiden oluştuğu ve yönetim kurulu başkanının Sağlık Bakanı olduğu görülmektedir.
Dolayısı ile bu haliyle TÜSEB bilimsel ve idari özerkliği bulunmayan, üniversitelere göre çok ciddi ayrıcalıklı olanaklara sahip kılınmış ve ne yazık ki üniversitelerin araştırma ve uygulama birimlerinin daha da güçsüzleşmesine neden olacak, onları işlevsiz kılacak bir yapılanmaya sahiptir.
Peki, kuruluş amacı olarak sağlık bilim ve teknolojileri alanında ülkeye ve insanlığa hizmet etmek amacıyla oluşturulduğu belirtilmekte olan TÜSEB’in bu amacı gerçekleştirebileceğini öngörebilir miyiz? Cevabın hayır olduğunu söylemek çok da zor değil. Çünkü kapitalizmin eski bir oyununun Türkiye’de allanıp pullanarak sahneye konulma sürecini yaşamaktayız. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri bu oyunu 1980 yılında Bayle Dole yasası ile sahneye koymuştu. Patent ve Ticari Marka Yasası olarak da tanımlanan bu yasa ile üniversite laboratuarlarında geliştirilen teknoloji piyasaya pazarlanmaya başlamıştı. Böylece bilim insanlığın yararına değil piyasaların yararına üretilmeye başlanmıştı. İşte şu anda TMBB’de bulunan bu tasarının ülkeye ve insanlığa hizmet gibi cilalı amacı kazındığında altından piyasa için bilim ve teknoloji üretimi çıkacaktır.
ŞİRKETLER İÇİN BİLİM VE TEKNOLOJİ
Bu noktada durumu biraz daha iyi anlayabilmek için Türkiye’deki tıp fakültelerinin geldiği noktaya kısaca göz atmakta yarar olabilir. Son yıllarda, genel bütçeden aldıkları payları kesilen, döner sermayeleri çöken, borç batağındaki tıp fakültelerine, bir şirket gibi yapılanmaları düze çıkmanın tek seçeneği olarak sunuldu. Dolayısı ile tıp fakültelerine ticari bir şirket gibi kar etmek dışında bir şanslarının olmadığı algısı dayatıldı ve teknoparklar, teknoloji transfer ofisleri gibi yapılar aracılığıyla piyasaya açılmaya zorlandı. Böylece bu alanda çalışacak insan gücünün de yetişmesi sağlanmış oldu. Yeterli donanıma sahip insan gücünün yetişmesi ve tek çıkar yolun piyasaya bilim ve teknoloji üretimi algısının tamamlanması ile şimdi de sağlık alanındaki teknoparklar, teknoloji merkezleri, teknoloji transfer ofisleri, kuluçka merkezleri, bilim parkı ve benzerlerinin Sağlık Bakanlığı’nın altında TÜSEB olarak tekelleşme girişimine tanık olmaktayız.
Eğer tasarı yasalaşırsa kapitalizmin gereği olarak Sağlık Bakanlığı’nın TÜSEB aracılığı ile ülke ve insanlık yararı yerine ulusal ve uluslar arası şirketlerin karlılığını artırmaya yönelik bilim ve teknoloji üretimine şahitlik edeceğiz.
*Doç. Dr., DEÜ Psikiyatri Anabilim Dalı
Evrensel'i Takip Et