Başka bir tatil mümkün
Geçen yıl tatilimi, Temmuz ayında, Emek Partisi’nin her yıl düzenlediği yaz kampında geçirdim. Yaşadıklarımı ve duygularımı ifade etmek isterim...
Türkan SOLMAZ
Geçen yıl tatilimi, Temmuz ayında, Emek Partisi’nin her yıl düzenlediği yaz kampında geçirdim. Yaşadıklarımı ve duygularımı ifade etmek isterim.
İzmir’in Dikili ilçesinin şirin, duru, tertemiz Bademli köyünün kıyısında, eşsiz manzarasıyla ve deniziyle ‘Sotes ‘ ilk görüşte kendini sevdirdi bana . Doğası ve toprağı hoşuma gitti. Önceden giden arkadaşlar kamp alanını düzenlemiş , burada küçük, yeni bir dünya yaratmışlardı.
Kampın en önemli unsuru kolektif yaşamdı; birlikte kurulan çadırlar, ortaklaşa hazırlanan yemekler… bu yeni dünyanın bir parçası yapıyordu bizleri de. Bireyselliğin dayatıldığı, popüler kültürün içine itilen bizleri bu kuşatılmışlıktan ve tekdüzelikten çıkaran ve yaşamın aslında ortak hareketle güzelleşeceğini gösteren bir bütünün parçası olmak bize, kollektif hareket etmenin yolunu da öğretiyordu. Kardeşçe ilişkiler vardı.
Gün içersinde ortak zamanlar yaratılıyor ve bu ortak zamanlarda çeşitli atölyeler ve aktiviteler hayata geçiriliyordu. Atölyelerde yaşama, toplumların mücadelesine, kadına ve örgütlenmeye dair pek çok fikir paylaşılıyordu. Aktivitelerde voleybol, tavla, satranç oyunları hazırlanıyor, oynamanın ve seyretmenin zevkini veriyordu bizlere. Akşama doğru; türküler söylenmeye, şiirler okunmaya başlanıyordu ve daha pek çok uğraş yaratılabiliyordu. Bu paylaşımlar ve örgütlü ilişki ruhumuzu güçlendirdi.
Gezi’deki birlik ve beraberlik durumları bu kampta zaten önceden kurulmuş ve Gezi’yle beraber daha da pekişmişti bu dayanışma ruhu. Tek gittiğim kampta yeni dostlar edinip, aslında önemli olanın örgütlenmek ve paylaşmak olduğunu anlayarak ayrıldım. Burada geçirdiğim zamanlar benim için şiirsel bir tecrübe olmuştu. Dostlarımın tavsiyesi üzerine katıldığım bu kampa şimdi hem yazı hazırlıyor hem de herkesi davet ediyorum. Gelin hep birlikte üretelim, paylaşalım ve çoğalalım.