07 Temmuz 2014 19:58

Okmeydanı’nda kadınlar kentsel ranta direniyor

1950’lerde başlayan göç ile oluşmuş, sonraki yıllarda yol, su ve elektrik gibi hizmetlerin gelmesiyle birlikte nüfus yoğunluğu artan bir semt Okmeydanı...

Okmeydanı’nda kadınlar kentsel ranta direniyor
Paylaş

Başak MENEKŞE
1950’lerde başlayan göç ile oluşmuş, sonraki yıllarda yol, su ve elektrik gibi hizmetlerin gelmesiyle birlikte nüfus yoğunluğu artan bir semt Okmeydanı. 1983 yılında Özal Hükümeti tarafından 2 bin lira karşılığında tapu tahsis belgeleri mahallede oturanlara dağıtılmış. Tapu tahsis belgeleri o dönem devlet eliyle gerçekleşmiş halkı soymanın bir aracı adeta. Bugün bu belgelerin hiçbir hükmü yok. Yoksulluğun izlerini taşıyan binalarda, genellikle semtteki tekstil atölyelerinde veya başka semtlerde asgari ücretle çalışanlar yaşıyor. Büyük çoğunluk tapusuz evlerde ya da hiçbir işlevi olmayan tapu tahsis belgeli evlerde oturuyor. Kentsel dönüşümle yapılacak konutlarda ise bölge halkının oturması imkânsız. Aidatları dahi bir kira bedeli düzeyinde olacağı görülen lüks konutlar olacak bunlar.
Mahallede sürekli hale gelen polis operasyonları ve katliamların ardından, tüm bu yaşanan sorunları konuşmak üzere mahallede yaşayan kadınlarla evlerde, parklarda, sokaklarda yan yana geldik.

‘İŞGALCİ DEĞİLİZ HAKKIMIZI İSTİYORUZ’
Esma Atabay 66 yaşında, yaklaşık 50 yıldır Okmeydanı’nda yaşıyor. Erzincan’dan gelip yerleşmişler. “Eskiden Okmeydanı’nda komşuluk ve dayanışma vardı. İnsanlar birbirlerine çok destek olurdu. Şimdi her şey değişti” diyor Esma teyze. Mahalleye yerleştiklerinde elektrik, su, yol yokmuş. “Belediye tüm altyapı hizmetini yaptı. Şimdi de bizi ‘işgalci’ yerine koyuyor” diyor öfkeyle. Belediyenin sözleşme yapmak için istediği evrakları vermediğini ise şöyle açıklıyor: “Biz evimize karşılık ev istiyoruz. Borçlanmak istemiyoruz”. Yaklaşık iki yıldır Okmeydanı Çevre Koruma Derneği’nin çalışmalarına aktif olarak katılmış Esma teyze ve şimdi de kendi mahallerinde bir dernek kurmanın adımlarını attıklarını söylüyor.
Yine çok uzun zamandır, 52 yıldır Okmeydanı’nda yaşayan Zarife Karadağ ile karşılaşıyoruz. Sivas’tan göç etmişler. Arnavutlardan para karşılığı aldıkları arsaya gecekondu yapmışlar. “Gecekondu demeye bile bin şahit lazımdı. 4 duvardan oluşan bir barakaydı” diyor Zarife teyze. Özal döneminde 2 bin TL karşılığında tapu tahsis belgesi verilmiş mahalleliye. Arsalarını bir de belediyeden satın almışlar. Zarife teyze onu da alamayanlardan.
50 yıldır Okmeydanı’nda yaşayan bir diğer kadın, İnci Doğan. ‘99 depreminde mahalledeki, evlerin hasar görmediğini yineliyor. “Apar topar riskli ilan edildi, binalarımızı kontrol bile etmeden. Biz vergilerimizi veriyoruz. Buna rağmen işgalci olarak adlandırılıyoruz. Asıl evlerimizi işgal etmeye çalışan onlardır. Burası deprem bölgesi ise Okçular Tekkesi’ni neden yaptılar?​” diye soruyor.

‘HALKI BÖLMEYE ÇALIŞIYORLAR’
Songül Yarar ise, 45 yıldır Okmeydanı’nda yaşıyor. İşçi emeklisi. Yerel seçimlerde mahallenin ortak adayı olarak muhtar adayı oldu. “Seçimi kaybettik ama yan yana gelmekten vazgeçmedik” diyor Songül. Şimdi mahallenin sorunlarıyla ilgilenen, yozlaşmaya, ayrımcılığa ve kentsel dönüşüme karşı mücadele edecek bir dernek kurma çabasına içinde olduklarını anlatıyor. “Bu mesele Alevi, Kürt, Türk hepimizin meselesi. Bu yüzden bu derneği kuracağız” diyor kararlılıkla.
Üç yıldır Okmeydanı’nda yaşayan Altun Doğan da işçi emeklisi. Yerel seçimlerde muhtarlık aza adayıydı. Seçim çalışmalarını esas olarak kadınlarla yürüttüklerini ev ev gezdiklerini ve bir aylık çalışmanın sonucunda dernekleşme yoluna girdiklerini anlatıyor Altun: “Kentsel dönüşüm de dahil mahallemizin sorunlarına karşı hep birlikte bir çözüm arıyoruz”.
Çevre Koruma Derneği’nin kentsel dönüşüme karşı yaptığı eylemleri duymadığını söyleyen Şehriban Dudu, 26 yıldır Okmeydanı’nda yaşıyor. “Eylemlere artık ben de katılmak istiyorum. Evlerimizi vermeyeceğiz ama bunun için birlik olmamız gerekiyor. Okmeydanı halkını Alevi - Sünni, Türk - Kürt diye bölmeye çalışıyorlar. Okmeydanı halkı bu oyuna gelirse hepimiz kaybederiz” diyor Şehriban.
“Biz evlerimizi yıktırmayacağız” diyen Elmas Kaymak ve “Bizi artık oyalamasınlar” diyen Pakize Yıldız da tüm bu yaşananlardan oldukça rahatsız.
Belediye başkanı “Okmeydanı Şanzelize olacak” diyor. Diğer yandan Okmeydanı’nda yaşayan kadınların anlattıkları da, her adımında rant projesi olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Sözde belediye herkese tapu dağıtacağını ve sonrasında yapıların tamamının yıkılacağını ifade ediyor. Bir avuç insana dağıtılan tapuların, hisseli arazi tapusu olması ve bu tapulu alanlara konut ya da ticarethane mi olduğu, hangi bölgede kaç katlı binalarda bu tapuların geçerli olacağı bile belli olmayan bir süreç yürütülmek isteniyor. Ancak kadınlar ne olursa olsun bu rantın bir parçası olmamakta kararlı.

ÖNCEKİ HABER

Göçmen kızkardeşlerimizi rahat bırakın!

SONRAKİ HABER

Mevsimlik işçi ailenin 5 yaşındaki kızı, nehre düşerek boğuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa