10 Temmuz 2014 14:48

Bayık: Kürtlere 'silah bırakın' diyenler Rojava'ya baksın

Cemil Bayık, Rojava'ya dikkat çekerek, 'Kürtlerin silahları olmadan varlığını koruyamayacağı' gerçeğinin ortaya çıktığını belirtti.

Bayık: Kürtlere \'silah bırakın\' diyenler Rojava\'ya baksın
Paylaş

Türkiye'de günlük yayın yapan tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat Gazetesindeki köşe yazısında günlük gelişmeleri ve Rojava saldırılarını değerlendiren KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, Rojava saldırılarını, "Kürtlerin kendi topraklarında özgür ve demokratik yaşamasına tahammül edilmemesi" sözleriyle değerlendirdi.

Kürtlerin kimseye saldırmadığını dile getiren Bayık, buna karşın her topluluğa, her inanca saygılı yaklaştığını belirterek, "Ne dünya ne de bölge ülkeleri bu vahşi saldırıya karşı çıkıyor. Bu gerçeklik, Kürtlere saldırmanın normal görüldüğünü ortaya koyuyor" değerlendirmesini yaptı.

'KÜRTLER ORTADOĞU HALKLARI İÇİN DİRENİYOR'

Kürtlere karşı saldırıların normal karşılanmasını, "Kürtlerin özgür olmamasına" bağlayan Bayık, Kürtlerin kendi kendini yönetme hakkına sahip olması halinde bu saldırıların normal karşılanmayacağını dile getirdi. "Rojava Devrimi iki yıldır kahramanca direniyor. Dört bir yandan kuşatılmışlık ortamında büyük zorluklara rağmen direniliyor" diyen Bayık, "Bu direniş tüm Ortadoğu halklarına örnek bir direniştir. Ortadoğu'daki kara kış içinde ortaya çıkan bir bahar gibi halklara umut veriyor. Zorluklar ne olursa olsun direnilebileceğini gösteriyor" diye kaydetti.

'ROJAVA'DA AMED ZİNDANI'NDAKİ GİBİ DİRENECEĞİZ'

Rojava'daki zorlu koşulları Diyarbakır Zindanı'ndaki koşullara benzeten ve buna karşı da direnileceğini ifade eden Bayık, bu direnişin de başarı getireceğini belirterek, "Bu da zor koşullarda direnip başarmanın tarzıdır" ifadelerini kullandı. "Kürdistan'da en küçük kazanım zorluklara direnilerek ve büyük bedeller ödenerek kazanılmıştır. Kürt'ün kazanma kanunu artık böyledir" diyen Bayık, direniş olmadığı sürece kazanmanın mümkün olmayacağına işaret etti. Bayık şu tespitlerde bulundu:

"Bu açıdan zorluklardan şikayet etmek olmaz. Aksine bu zorluklar karşısında tam da Kürdistan devriminin tarzına ihtiyaç var deyip mücadeleyi yükseltmek gerekir. Tam da Apoculuğun zamanıdır demek gerekir. PKK tarzıyla yaşamanın ve direnmenin zamanıdır, demek gerekir. Özcesi zaman zor koşullarda fedaice direnmenin ve başarmanın zamanıdır.
Şu anda Kobanê'de pratikleşen de Kürdistan devriminin tarzıdır. Zor koşullarda direnilerek işgalciler ve vahşi soykırımcılar püskürtülüyor. Koşullar ne kadar zor olursa olsun direnileceği gösterilmektedir. Apoculuğun mücadele tarzı olan zor koşullarda direnip başarmanın tarzı şimdi de kendini Kobanê'de kanıtlıyor. Tıpkı 14 Temmuz'da PKK Önder kadrolarının Amed zindanında kanıtladığı gibi!"

Kürtler için "meşru savunmanın" zorunluluğuna da, "Ortadoğu ve Kobanê'de yaşananlar bir daha gösterdi ki bu coğrafyada meşru savunma gücü olmadan varlığı sürdürmek mümkün değildir" sözleriyle dikkat çeken KCK Eş Başkanı Bayık, "Fiziki ve kültürel soykırıma uğratılmak istenen Kürtler için bu gerçeklik bin defa daha geçerlidir. Yakın zamana kadar 'Silahlı mücadele zamanı geçmiştir, artık silahları bırakma zamanı gelmiştir' diyenler Ortadoğu ve Rojava'ya bakmalıdır. Meşru savunması olmayan Kürtlerin bir kaşık suda boğulacağını görmelidirler" Bayık son günlerde Türkiye'de başlayan "PKK silah bırakacak" tartışmalarına da, "Özellikle silahlı mücadelenin zamanı geçmiştir diyerek gerillaya silah bırakma çağrısında bulunan Kürtler şapkalarını önlerine koyup bin defa düşünmelidirler" sözleriyle cevap verdi.

'SİLAHTAN VAZGEÇMEK CİĞERİ KEDİYE TESLİM ETMEKTİR'

Bu konudaki tespitlerini de, "Ortadoğu hala demokratik siyasetin hakim olduğu ve silahların devre dışı bırakıldığı bir coğrafya değildir" sözleriyle sürdüren Bayık, kazanmanın mücadeleden geçtiğinin altını çizerek, "Ortadoğu'da demokrasi ve özgürlük için daha çok mücadele vermek gerekmektedir. Meşru savunma gücünden vazgeçmek, başta Kürtler olmak üzere Ortadoğu halklarını despotik ve eli silahlı devletlere ve çetelere teslim etmek olur. Amiyane deyimle kediye ciğer teslim etmek anlamına gelir" dedi.

"Demokrasi ve özgürlük zihniyetiyle değil, silahlı gücüyle içeride ve dışarıda hakim olmak isteyen bir güç de Türk devletidir" diyen Bayık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hatta benim silahlı gücüme içeride ve dışarıda kimse karşı çıkamaz, boyun eğmek zorundadır diyen bir güçtür Türkiye. Türkiye sadece içeride antidemokratik bir politika izlemiyor, dışarıda da despotik ve zalim devletleri ve çeteleri destekliyor. Rojava'da ve Suriye'de kimlerden yana olduğunu ortaya koymuştur. Rojava'da ve Kobanê'de demokrasi güçlerini değil de, eli silahlı ve Kürtleri teslim almak isteyen çeteleri destekliyor. Ortadoğu'da özellikle Kürtler meşru savunma gücüne sahip olmadan varlığını koruyamazlar. Fiziki ve kültürel soykırıma tabii tutulurlar. Hala hiçbir devlet ve siyasi güç bu amacından vazgeçmiş değildir. Türkiye hala bu zihniyettedir. Bu nedenle Kürtler meşru savunma gücünü koruyacak, hatta daha fazla güçlendireceklerdir. Dolayısıyla Kürtler ve Kürdistan halkı özgür ve demokratik yaşama kavuşmadan kim gerillanın direnişten vazgeçeceğini ve silah bırakacağını sanıyorsa o hayal görüyordur. Hiç kimse hayale kapılmasın, gerçekçi olsun! Kürtler özgür ve demokratik yaşama kavuşmadan bu tür hayalci şeyleri dillendirmesin." (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Adli Tıp: Çarkın\'ın akli dengesi yerinde

SONRAKİ HABER

Feribot faciasında aile şikayetinden vazgeçti!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa