13 Temmuz 2014 15:31

Hukuksuzluğun, şiddetin, inanç ve kimlikler üzerinden halkı ayrıştırmanın hüküm sürdüğü 12 yıllık AKP hükümetinin biriktirdiği bütün öfke, bundan tam bir yıl önce milyonları sokağa döktü. Doğaya, bilime ve insanlığa karşı tutum alan, kendi koyduğu yasalara bile tahammül edemeyen iktidar, en açık haliyle, vahşice halka saldırdı. Milyonlarca genç kendi bedenlerini koyarak ‘defans’ yaptılar. İnsanlığın yüzyıllardır mücadeleyle kazandığı haklarını savunmak ve gasp edilmesini engellemek için sokağa çıktılar.
Uzun yıllardır ilk kez Nazım’ın; ‘Gençlik denen bir millet var, ondanız’ dizelerinde olduğu gibi ayrı dillerde, ayrı inançlarda, herkes kendi sesiyle sahiplendi Gezi’yi. Bu devasa kalkışma, dün sokağa çıkmayan binlerce genci sokağa çekti, sokağın gücünü öğretti, korku duvarlarını yıktı. Sokağa çıkanlar ise hep birlikte aşmaları gereken yeni duvarlar olduğunu gördü. Eylemde birleşebilen milyonlarca genç, kendi okullarında, fabrikalarında, sokaklarında birleşemez miydi?
“Biten yerden başlar yine yolculuklar
Özgürlük tutkusu fırtına kuşlarıyla”

Haziran halka ve gençliğe gücünü hatırlattı. Yalnız olmadığını gösterdi. Polisiyle, hukukuyla, basınıyla, örgütlenmiş bir sermaye devletinin devrilmesinin uzun soluklu bir mücadele olduğunu gösterdi. Bu daha başlangıç ama mücadele nasıl devam edecek?
Haziran direnişinde sokağa çıkmış gençlerin önemli bir bölümü iyi bir başlangıç yaptı ama mücadeleye nasıl devam edecekleri konusunda epeyce soru var kafalarında? Dün direnişin en önünde durmuş ama bugün kendi halinde yaşayan bir gençten; ‘Gezi’deki kitleye ne oldu?​’ sorusunu duyabilirsiniz. Kendi dışında tanımlar olup bitenleri, oysa Gezi’nin kendimiz olduğunu fark etmemizdir mesele.
“Ve onlar kanatlarında ilk yaz taşırlardı,
Ve onların aşkları, ihtilal çağrısıydı
Öldüler mi sandınız onları öldüler mi?​”

Haziran halk direnişi, halkın kendilerine koyun diyenler için hazırladıkları bir fragman. İçinde oldukça fazla mücadele deneyiminin olduğu bir fragman oldu bu. Milyonlar bu sefer kendi filmini yönetecek. Dublaj yok, dublör yok. Herkes kendi bulunduğu yerden girecek sahneye, kendi talepleriyle, kendi rengiyle, kendi sesiyle. Haziran bir yere gitmedi: Parasız ve sınavsız üniversite isteyen gençlerin, inanç özgürlüğü isteyen Alevilerin, eşitlik ve özgürlük isteyen milyonların, Lice’den Soma’ya talep eden, direnen milyonların mücadelesinde sürüyor.
Haziran’da tüm baskı ve şiddet ortamına rağmen sokağa çıkan fırtına kuşları, şimdi kendi bulundukları alanlarda, talepleri etrafında örgütlendikçe, tek tek verdiğimiz mücadeleler birleşip ortaya koca bir film çıkaracak!
Özetle: Bu fragmandan Oscarlık bir film çıkar gençler…

 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et