14 Temmuz 2014 07:00

Ali KARATAŞ
Yusuf ERTAŞ

İsrail’de salı gününden bu yana devam eden hava saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı 165’e çıktı. Geride bıraktığımız gece 52 Filistinlinin hayatını kaybettiği duyurulurken, en kanlı gecenin ardından İsrail ordusu, Gazze şeridine yönelik karadan ilk saldırısını da gerçekleştirdi. İsrail Donanma komandolarının Hamas militanlarıyla çatıştığı duyuruldu. İsrail ordusu, 4 askerin hafif şekilde yaralandığını açıkladı, operasyona ilişkin ayrıntı verilmedi.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada özel birliğin Gazze’nin kuzeyindeki uzun menzilli füzelerin fırlatıldığı bölgeye operasyon düzenlediği ifade edildi. Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları da çatışmayı doğruladı.

İsrail’in dün gece Gazze Polis Şefi Tayser el Batş’ınTufah bölgesindeki evini hedef alarak gerçekleştirdiği hava saldırısında çoğu aynı aileden 18 kişi yaşamını yitirdi. Batş’ın yaralandığı duyuruldu.

ÖLENLERİN DÖRTTE ÜÇÜ SİVİL

Birleşmiş Milletler(BM), cumartesi günü yaptığı açıklamada İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin dörtte üçünün sivil olduğunu belirtti. İsrail ise operasyonlarla amacının füze saldırılarını engellemek olduğunu öne sürüyor. İsrail’den cumartesi gecesi yapılan açıklamada Gazze’den fırlatılan son füzelerin Hebron ve Bethlehem’i vurduğu, ölü ya da yaralı olmadığı ifade edildi.

BM Güvenlik Konseyi, “Şiddetin sona ermesi” çağrısı yaparken, İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD’li diplomatlar “Ateşkesi sağlamak” için bugün bir araya gelecek.

GAZZE ‘İRADE SAVAŞINI’ KAZANACAK

Gazze halkı İsrail bombardımanının sürdüğü günler boyunca yüzlerce ölü ve yaralıya rağmen bütün dünyaya “onurlu duruşun” bir örneğini verdi. Dünyanın ve Arap aleminin bunca sırt çevirmesine rağmen İsrail saldırganlığı karşısında boyun eğmedi.

Abdurbari Atvan geçen hafta kaleme aldığı bir yazısında İsrail’in geçmişteki iki saldırısından  farklı olarak direnişin bileşenlerinin,“saldırganlığın durması için” Arap devletlerinden ve özellikle saldırganlıkta bir taraf olarak gördüğü Mısır hükümetinden arabuluculuk istemediğini yazdı.

Atvan Gazze’de yaşananın “irade savaşı” olduğuna vurgu yaparak, “Binlerce kez söyledik; irade savaşında kazanan, daha güçlü silahlara sahip olan değil, daha güçlü iradeye sahip olandır. Bence Gazze halkının iradesi daha güçlü ve Himalaya Dağlarından daha yüksektir” dedi.

BİRLİK HÜKÜMETİNE OPERASYON

Lübnan’da yayınlanan The Daily Star gazetesi baş yazısında oldukça ilginç bir tespite yer veriyor. Gazete İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısının ölü bulunan üç İsrailli gençten dolayı değil Hamas ve Fetih örgütlerinin birlik hükümeti kurmalarından duyulan rahatsızlıktan olduğu görüşüne yer veriyor.

Birçok makalede dikkat çekildiği üzere Gulf News gazetesi de baş yazısında, İsrail’in insanlığa karşı işlediği suçlara dünyanın sessizliğini tekrar hatırlatıyor. İsrail’in BM elçisinin cep telefonunu ile Gazze Şeridi’nden ateşlenen roketlerin tehdidi altında yaşayan milyonlarca İsraillinin nasıl bir hayat yaşadığını göstermek için bir hava saldırısı uyarısının sesini gazetecilere dinletmesini “tiyatral bir gösteri” olarak nitelendirdi.


GAZZE’DE MORAL, İSRAİL’DE ÇÖKÜNTÜ

Abdulbari ATVAN
Alrai Al Yavm


İsrail’in Gazze’ye vahşi saldırıları  5. gününe* girdi. Ancak İsrail’in hava akınlarına ve Gazze’de şehitlerin sayısının yüzün üzerine yükselmesine rağmen direnişin zayıfladığına ve gevşediğine yönelik herhangi bir emare görünmüyor.

İsrail’in geçmişteki iki saldırısından (2008 “dökme kurşun”, 2012 “bulut sütunu” operasyonları**)  farklı olarak direnişin bileşenleri saldırganlığın durması için Arap devletlerinden ve özellikle saldırganlıkta bir taraf olarak gördüğü Mısır hükümetinden arabuluculuk istemedi. Bütün talep ettiği, yaralıların Mısır hastanelerinde tedavisi için Refah sınır kapısının açılması. Bunu istemek çok bir şey midir? Ve sadece on tanesinin hastanede kabul edildiği Filistinli yaralılar Mısır’ın güvenliğini mi tehdit ediyor?

Bu savaşta dört nokta kendini gösterdi;

Birincisi; Arap İsrail çatışmalarında ilk defa direniş gruplarının gönderdiği 4 tane füzenin Tel Aviv’deki Lod Havalimanına ulaşması, on dakika boyunca uçuşların durmasına neden oldu. Yolcularının güvenliğini önde tutan uluslararası hava şirketlerinin “uçuş güvenliği” konusunda bir korku kaynağı oldu. Hava sahasının delinmesi 5 milyon İsrailli’de de kaçınılmaz olarak deprem etkisi yarattı.

İkincisi; iki İsrail askerinin cipte Gazze Şeridi’ne yakın bir yerde füze ile vurulması, herhangi bir işgalin şiddetle karşılık göreceği anlamına gelmektedir. Belki de Benyamin Netanyahu’yu ve iktidarın ileri gelenlerini bu tıkanıklıkta tehditlerini uygulamaktan alı koyan durum budur. Bir çok kaybın olabileceği beklentisi ve yaratacağı olası sonuçlardan korkmaktadır.

Üçüncüsü; Gazze halkı gerçekten yüksek bir moral içerisindedir. Arap televizyonlarından önce yabancı kanallarda halkla yapılan röportajlarda bu durum yansıdı. Bu durum İsrail’de tam ters bir etki yarattı. Anketler son dört günde, savaşa ve yeni yerleşim yerlerinin açılmasına karşı olan Mertz Partisini onaylayan İsraillilerin arttığını göstermektedir. Birçok askeri ve siyasi analist Netenyahu’nun bu savaşın kurbanı olacağı konusunda birleşiyorlar.  Ve İsraillilerin yarısından çoğu “işgal operasyonuna” karşılar.

Dördüncüsü; Gazze şeridi ile dayanışma için güney Lübnan’dan bir roketin fırlatılması, farklı gelişmelerin ortaya çıkmasının başlangıcı için bir uyarı olabilir. Hatta bu olmasa bile Gazze’lilerin kalplerine yönelik bir dayanışma mesajı oldu.
Binlerce kez söyledik; “irade savaşında kazanan, daha güçlü silahlara sahip olan değil, daha güçlü iradeye sahip olandır”. Bence Gazze halkının iradesi daha güçlü ve Himalaya dağlarından daha yüksektir.

* Yazı cumartesi günü kaleme alınmıştır.
**’’Bulut Sütunu’’ Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat’ta Tanrı’nın İsrailoğullarına yardımı anlamına geliyor.


SALDIRGANLIK PEŞİNDE

The Daily Star
Başyazı

İsrailli yetkililerin en başından beri kaçırılan üç İsrailli gencin öldüğünden haberdar olduğu ve Neten-yahu hükümetinin halkın duygularını maniple etmek ve operasyonu haklı çıkarmak için kasten halkı yanılttığı açığa çıktı.

Üç gencin kaçırılması ve öldürülmesi trajik olmasına rağmen Gazze Şeridi’ne karşı bu saldırı (Ki şu anda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere yaklaşık 118 Filistinli öldürüldü, en az 900 Filistinli de yaralandı) asla onlarla ilgili değildir. Bu İsrail’in hoşnut olmadığı bir şey olan Hamas-Fetih birlik hükümetine karşı önceden planlanmış bir tepkidir. İsrail hiçbir zaman önceden tartışmalı tarafların şimdi bir uzlaşmaya ulaşmalarına karşı duyduğu memnuniyetsizliği gizlemeye çalışmadı.

Birlik hükümeti kitleler arasında tutulan bir şey oldu. Ama ne zaman ki (İsrail’in en iyi dostu ABD dahil olmak üzere) uluslararası destek yavaş yavaş gelmeye başladı o zaman Netanyahu kavga çıkarma arayışına girdi.

Bunlar olurken mevcut saldırı plansız bir saldırı olarak görülemez. Bir hava kuvvetleri, çok ileri düzeyde bir planlama olmadan yüzlerce hedefe saldırma kapasitesine sahip olamaz.
Hamas, bu saldırılara karşı kendini savunmaya çalışıyor. Ancak ek olarak bir kara harekatı ile tehdit eden İsrail’i yenmeyeceği açıktır.

Uluslararası toplum, İsrail’i, politikalarında ve kendi kendini tanımlamada köklü değişiklikler yapmaya zorlamadığı sürece, Gazze’ye ve Filistin halkına karşı bu saldırılar olacak ve masum insanların kanı akmaya devam edecek.


SAĞIR EDEN FİLİSTİN ÇIĞLIĞI KARŞISINDAKİ SESSİZLİK

Gulf News
Başyazı


Evet,  BM Güvenlik Konseyi bir ateşkes çağrısında bulundu ama İsrail cezalandırılmadan saldırılarına devam ediyor

Perşembe günü Newyork’ta Birleşmiş Milletler’de İsrail Büyükelçisi dünyanın önünde cep telefonunu çıkardı ve Gazze Şeridi’nden ateşlenen roketlerin tehdidi altında yaşayan milyonlarca İsraillinin nasıl bir hayat yaşadığını göstermek için bir hava saldırısı uyarısının sesini gazetecilere dinletti. Büyükelçinin numarası saf bir tiyatral gösteriden başka bir şey değildi.

İşte gerçek: Gazze Şeridi’ndeki Filistinli direniş savaşçıları tarafından ateşlenen hiçbir roket tarafından öldürülen tek bir İsrailli olmadı.

İşte gerçek: Açık denizde bulunan İsrail donanma gemileri hızlı ateş kapasitesine sahip son derece keskin uzun menzilli silahlarla kuşatılmış yerleşim bölgesini hedef alabilir. Aynı zamanda şu da bir gerçek: İsrail helikopterleri bir anda ateş ve ölüm yağdırarak birkaç saniyede çoklu hedefleri vurabilir.

Diğer bir gerçek: İsrail’in savaş jetleri, üç metrelik hedef alana düşebilen lazer güdümlü hassas bombalar kullanıyor.

Ve en trajik gerçeklik ise, İsrail’in dizginsiz saldırganlığı tarafından 100’den fazla Filistinli katledildi ve yüzlercesi de yaralandı. Bu eşit bir karşılaşma değil; bu, genellikle kendilerini gizleyemeyen veya savunmayan bir sivil yerleşime karşı son ileri teknoloji ile güçlendirilmiş askeri bir güçle ve gelişmiş silahlarla yürütülen acımasız bir savaştır. 

En acımasız gerçeklik ise bir düğmeye basarak Filistinli kadın, çocuk ve erkekleri öldüren İsrail’in bu bağ-naz ve barbar savaşı karşısında dünyanın boş boş durmasıdır.

İsrail on yıllardır ABD’nin sadık desteğine sahip. Amerikan milletvekilleri ve silah kartelleri İsrail’in emirlerini yerine getiriyor.

Bu İsrail saldırganlığının savaş suçudur. Bu insanlığa karşı bir suçtur. Bu savunmasızlara karşı silahlı bir soykırımdır.

Filistin’e karşı uygulanan bu savaşı kınayacak dünya ve onun liderleri nerede? Bu sessizlik kulakları sağır ediyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
CHP'li belediyelere silkeleme ve sabah dörtte operasyonlar yapılırken AKP'li Sincan Belediyesine Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 30 milyonluk bağış yapıldığı iddia edildi.

Evrensel'i Takip Et