20 Temmuz 2014 11:00

AKP İsrail’den vazgeçemiyor!

Tuba GÜNGÖR
Mehmet ÖZER
İstanbul

İsrail’in Gazze’ye yönelik hava operasyonlarının ardından kara operasyonu da başlatması kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. Türkiye’de halk tepki gösterirken, AKP hükümetinin İsrail’le ekonomik ve askeri ilişkilerini kesmesine yönelik talepleri de dile getiriyor.

Ancak şimdiye kadar dile getirilen talebe ilişkin Hükümet tarafından bir adım atmadı. Hükümetin İsrail’e yönelik tepkileri sürekli laf düzeyinde kaldığı görülüyor.

STRATEJİK ORTAKLIK

On yıllardır Türkiye-İsrail ilişkileri olumlu seyretti. İki ülkenin yakın askeri işbirliği 1990’larda zirveye tırmandı. Ancak 2008-2009 yıllarında, iki ülke arasındaki ittifak bozulmaya başladı. İlişkilerin kötüleşmiş olmasına rağmen sürpriz bir şekilde iki ülke arasındaki ticaret sabit bir şekilde büyümeye devam etti. Özellikle AKP döneminde İsrail, Türkiye’yi bir müttefik olarak kabul etti. Bölgede İsrail’e karşı düşmanlık sergilemeyen tek ülke Türkiye oldu. Türkiye, İsrail ve komşuları arasında diplomatik anlaşmazlıklarda aracı oldu. Örneğin 2009’da İsrail ve Suriye arasında barış görüşmelerine aracılık etti. Türkiye’nin İsrail ile olan yakın ilişkisinden elde ettiği avantajların en somutu güçlü bir askeri işbirliği kurmuş olmasıydı. Türkiye askeri işbirliği çerçevesinde birçok anlaşmalarla, askeri ve istihbarat konularında kapasitesini yükseltti, askeri uçaklar ve silahlar aldı, İsrail ile müşterek askeri eğitimler ve tatbikatlar yaptı. Türkiye’nin İsrail ile olan yakınlığı ABD siyasi sisteminde ülkeye pratik bir avantaj da sağladı.

SİLAH KARDEŞLİĞİ

Son zamanlarda İsrail ile ilişkileri Başbakanın ‘one minute’ çıkışıyla ve alçak koltuk kriziyle gergin olsa da, Türkiye- İsrail arasındaki askeri işbirliği, savunma sanayi anlaşmaları ve silah alımlarıyla bilinen ve görünenden daha derin boyutlardadır. Türkiye-İsrail askeri işbirliğinin altında birçok sebep yatmaktadır. Bunun en başta gelenlerinden bir tanesi İsrail’in dünyanın önde gelen silah ve askeri teçhizat üreticisi olması. İsrail, dünyadaki silah ihracatının yüzde 10-12’sini gerçekleştiriyor. Türkiye’de burada ilk sıralardaki yerini alanlar arasında. Bu alımlardan öne çıkanlarını şöyle sıralayabiliriz: Türkiye ile İsrail arasındaki en somut askeri işbirliği 1997 yılında F-4 uçaklarının modernizasyonu projesi ihalesinin İsrail’e verilmesiyle başladı. Projenin İsrailli İsrail Havacılık Endüstrisi (IAI) firmasına yaptırılmasının verimli olmayacağı, firmanın yetersiz olduğu raporlarla açıkça belirtilmesine rağmen,
proje bakanlar kurulunun ‘hizmete özel’ kararıyla doğrudan İsrail’e devredildi. Ayrıca F-4 uçaklarının modernizasyonu projesinin daha sonra İsrailli firmanın kendisi tarafından verimli olmadığı gerekçesiyle askıya alındı. Ancak siyasi hesaplar gözetilerek bunun üzerine gidilmedi.

2002 yılında 170 adet Amerikan M60 tanklarının yenilenmesiyle 1 milyar dolarlık anlaşma İsrail’in Filistin’e yönelik şiddetli saldırılarının gerçekleştiği bir sırada imzalandı. Bu o dönem pek çok tartışmaya da neden olmuştu. Ayrıca istihbarat için insansız hava araçları da İsrail’den alındı.

İSRAİL’E PETROL GİTMESİNE ARACI AKP

Geçtiğimiz haziran ayının sonunda Kürt petrolünü önce Ceyhan’a oradan da gemiyle İsrail’e taşıyan tankerin İsrail’in Aşkelon limanına yanaştığı ortaya çıktı. Ayrıca, 17 Aralık yolsuzluk operasyonuna adı karışan Halk Bankası burada da karşımıza çıkıyor. Bu taşımadan elde edilen gelirlerin de Halk Bankasında biriktiği belirtiliyor. Halk Bank ise İnternet sitesinden Kürt petrolünü Türkiye üzerinden İsrail’e taşıma işini 20 Haziran’da kendi sitesinden şöyle duyurmuştu: “Foreks’in gemi izleme kayıtlarından aldığı bilgiye göre, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından Türkiye’nin Ceyhan limanına pompalanan petrolü taşıyan tankerlerden Liberya bandıralı SCF Altai, İsrail’in Aşkelon limanına yanaştı. SCF Altai 81 bin ton petrol taşıma kapasitesine sahip.”  14 Temmuz Ankara’ya gelen Irak Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani’nin petrol paralarını almaya geldiği öne sürülmüştü. Enerji Bakanı Taner Yıldız bu iddiayı kabul etmezken, ziyaretle ilgi, “Geçici olan hesapların, kalıcı hesaplar haline gelmesi ve yetkililerle bu hesapların açılması için gerçekleştiğini” söylemişti.

RAKAMLARLA TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİSİ

AKP hükümetinin İsrail’e yönelik meydanlarda “Filistin halkının yanındayız”, “kınıyoruz”, “protesto ediyoruz”, “lanetliyoruz” açıklamalarına rağmen iş  ekonomik ve askeri ilişkilere geldiğinde 180 derece değişiyor. Türkiye ile İsrail ticari ilişkileri son on yılda hacmen genişledi, “One Minute” denilen yıllarda bile hiç ama hiç sekteye uğramadı. Kapalı kapılar ardından para trafiği ve alışveriş devam ettirilerek, gizli anlaşmalardan taviz verilmedi. Yıllara göre bakıldığında Türkiye’nin İsrail’den ithalatındaki artışın en gergin zamanlarda bile devam ettiği görülüyor. AKP iktidarının başlangıcında 505 milyon dolar olan ihracat 2002’de 544 milyon dolara çıkmıştır.

İşte, rakamlarla, Türkiye - İsrail ilişkisi:
İhracat Rakamları (Bin dolar) 2004 – 1. 315. 292 - 2005 – 1. 466. 913 - 2006 – 1. 529. 158
2007 – 1. 658 195 - 2008 - 1 935. 235 - 2009 – 1. 522. 436 - 2010 – 2. 080. 148 - 2011 – 2. 391. 148 - 2012 – 2. 329. 531 - 2013 – 2. 649. 663. Rakamlarla da görüldüğü üzere, 2009 yılı başında 1434 Filistinlinin hayatını kaybettiği İsrail saldırısı ve 2010 yılındaki Mavi Marmara saldırısı bile İsrail’le ticarete zarar vermemiş. Grafiğin düşüş gösterdiği tek nokta ise küresel düzeyde ekonomik krizin yaşandığı tarihe denk gelmiş. Başbakan Erdoğan’ın “ilişkilerimizi gözden geçiririz” sözlerini sarf ettiği 2014’ün ilk 5 ayında da 1 milyar 247 milyon 983 bin TL’lik ithalat ile halen ilişkiler sürüyor. 

Evrensel'i Takip Et