Kelebek Korse, fast food mu olacak?
Emek Sineması, İnci Pastanesi, Robinson Crouse Kitabevi, Rebul Eczanesi... Beyoğlu denince ilk akla gelen yerler çeşitli bahanelerle yok ediliyor. 10 yılı dolduran kiracıların gerekçe göstermeden çıkarılabilmesine neden olan yeni yasanın ardından İstiklal Caddesi’nin geçmişle bağını kuran dükkanlar boşaltılmak isteniyor.
Yusuf ERDEM
Ebru TEKİN
Gizem Duygu MURTEZA
İstanbul
Beyoğlu’nun ve esnafının başı son yıllarda dertten kurtulmuyor. Önce işyerlerinin önündeki masalar, sonra kentsel dönüşüm şimdi de 10 yılı dolduran kiracıların gerekçe göstermeden çıkarılabilmesine neden yeni yasa...
Emek Sineması, İnci Pastanesi, Robinson Crouse Kitabevi, Rebul Eczanesi... Beyoğlu denince ilk akla gelen yerler çeşitli bahanelerle yok ediliyor. Beyoğlu’nun son kabusu ise, 10 yılı dolduran kiracıların gerekçe göstermeden çıkarılabilmesine neden olan yeni yasa. Yasanın çıkmasının hemen ardından İstiklal Caddesi’nin geçmişle bağını kuran birkaç kuşaklık dükkanlar boşaltılmak isteniyor.
DEDEDEN MİRASTI
Yasanın mağdurlarından biri Beyoğlu’nun en eski dükkanı olan Kelebek Korse. Üç nesildir işletilen tarihi dükkanın yılbaşına kadar boşaltılmasını isteyen Santa Maria Kilisesi, gerekçe olarak yeni çıkan yasayı gösterdi. Dededen kalma dükkanı babasından devralarak işleten 53 yaşındaki İlya Avramoğlu, “1936’dan beri üç nesildir emeğimizle ayakta kalan ve bir dönemin kültürünü yaşatan bu tarihi dükkanı yok edip fast food dükkanına dönüştürmek istiyorlar” diye konuşuyor.
‘ESNAFIN İDAMI’
Avramoğlu, dükkanını korumak için mücadele edeceğini söylüyor. Sesini duyurmak için dükkanın vitrinine “10 yılda kiracı tahliye yasası esnafın idamıdır”, “80 yıllık tarihin yok edilmesine hayır” yazılı dövizler asmış. Elde ettiği gelirle 9 kişilik ailesine baktığını ve dükkanı elinden giderse Beyoğlu’daki uçuk kiralarla baş edemeyeceğinden yakınan Avramoğlu, “Zaten kısıtlı imkanlarla dükkanı ayakta tutuyorum. Eğer kaybedersek ben ve ailem ne yaparız diye düşünmekten sağlığım bozuldu” diyerek endişesini dile getiriyor.
SANAT GALERİSİ DE BOŞALTILIYOR
TAHLİYE edilmek istenen yerlerden biri de 80 yaşındaki Nurhan Acun’un işlettiği Eller Sanat Galerisi. 1982’den bu yana Bizans ve Osmanlı eserleri başta olmak üzere tarihi eserlerin kopyasını yaparak geçimini sağlayan Acun, ayrıca el sanatına meraklı olanlara da eğitim veriyor. Dünyada tarihi binalara çivi bile çakılmazken Türkiye’de tarihi değerlerin yok edildiğini söyleyen Acun, “10 senelik bir kiracı hiç ümit etmediği bir günde çıkarılmak isteniyor. Uygulanan yasa kanunsuzdur. Kiracıların mekanlara yıllarca sarf ettiği emek hiçe sayılıyor ve bir dönemin tarihini yaşatan kültürler yok edilmeye çalışılıyor” diye yakınıyor. Galerisinden çıkmayı düşünmeyen Acun, “Benim durumumda onlarca belki de yüzlerce kişi var. Yasa, kira sahibinin işine gelebilir ama mağdur olan bizleriz. Bu yanlış yasanın kalkması ya da düzeltilmesi için tebligat mektubu alan herkesi mücadeleye çağırıyorum” diyor.
TİCARİ ÇIKARLAR MAĞDUR EDİYOR
ELLER Sanat Galerisinin hemen yanındaki binada, Fotoğrafçı ve Yönetmen Ersin Alok’un 1973’te açtığı atölyesi de boşaltılmak istenilen yerler arasında. Alok, 41 yıldır çektiği milyonlarca fotoğrafın arşivi ve yaptığı çalışmaları atölyesinde saklıyor. Yasanın uygulanmasından dolayı ortaya çıkacak mağduriyetlere dikkat çeken Alok, “Bir adamın hayatını değiştiriyorsunuz bunu yaparak. Uzun yıllar aynı yerde çalışan bir insan orayla özdeşleşmiştir. O iş yerinin artık bir şerefiyesi vardır. Devlet bu yasayı çıkartarak hatalı bir iş yaptı” dedi. Dükkanının sahibi olan Santa Maria Kilisesi yetkililerinin ticari amaçlarla hareket etmemesi gerektiğini söyleyen Alok, “Kilise kirada kalabilmem için yüzde 52 artış istedi. Her yıl enflasyona bağlı olarak kira artışlarımız zaten gerçekleşmektedir. Verdiğimiz kiralar Kiliseye bağış için verilir. Orası bir ticarethane yeri değildir. Bu yetmiyormuş gibi bizi ve sanatımızı icra ettiğimiz iş yerlerimizi kapatıp daha fazla para getiren oteller yapmayı planlıyor” ifadelerini kullandı.