21 Temmuz 2014 08:31

İsrail’in kara harekâtı; başarısızlığın attırdığı adım

ARAP COĞRAFYASINDA GEÇEN HAFTA: Geçtiğimiz hafta İsrail saldırganlığını bir adım daha ilerleterek kara harekâtını başlattı. Kara harekâtı ile ilgili olarak genel değerlendirmeler, İsrail’in bu kararını hava harekâtıyla 'füze saldırılarını durdurma' amacına ulaşamadığı için alındığı noktasında birleşiyor.

İsrail’in kara harekâtı; başarısızlığın attırdığı adım
Paylaş

Geçtiğimiz hafta İsrail saldırganlığını bir adım daha ilerleterek kara harekâtını başlattı. Kara harekâtı ile ilgili olarak genel değerlendirmeler, İsrail’in bu kararını hava harekâtıyla “füze saldırılarını durdurma” amacına ulaşamadığı için alındığı noktasında birleşiyor.
Al Kuds al Arabi gazetesi konuyu değerlendiren baş yazısında, “Kara harekatı kararı, füze saldırılarının altında alındı. Bu kararın alınma sebebi, İsrail’in füzelerin ateşlenmesini engellyemeyen stratejik kayıplarını önleme amaçlıdır” denildi.
Aynı konuyu değerlendiren Abdulbari Atwan, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun ikinci aşama olarak değerlendirdiği kara harekâtının birinci aşamadan da kötü sonuçlanacağını söyledi. Atvan; “Netanyahu istediği gibi füzelerin Tel Aviv’e, Kuds’e, Hayfa’ya inmesini engelleyemedi. Bu nedenle İsrailli yerleşimcilere güvence veremedi. Ve ekonomik hayatı tamamen felç etti. İkinci aşamanın bundan daha iyi olmayacağı görüşündeyim. Çok daha kötü olursa sürpriz olmayacaktır” dedi.

ÜÇÜNCÜ İNTİFADAYA DOĞRU MU?
Gulf News’ten As’ad Abdurrahman, bağımsız bir Filistin Devleti kurmak için tek yol olan İsrail ile müzakereye dayalı Filistin’in resmi stratejisinin tamamen başarısızlığa uğradığını belirttiği yazısında acilen yeni bir strateji gerektiğine vurgu yapıyor. Müzakerelerin başarısızlığa uğramasının arkasındaki nedenleri sıralayan Abdurrahman yazsında; “Olası bir Filistin üçüncü intifadasından bahsedildiğinde, bunun ilk ikisine benzeyeceği varsayılmaktadır. Böylesi bir varsayım yeni oluşan ve şimdi Ortadoğu’da var olan gerçeklerden uzaktır. Filistin’de sömürgeci/Irkçı İsrail önlemleri ile örtüşen Arap Baharının deneyimleri geçmiş yıllarda olduğu gibi saf  bir intifada değil muhtemelen bölgenin tanık olacağı şimdiye kadar en büyük ayaklanmanın oluşmasını sağlayabilir” dedi.

MISIR’IN ATEŞKES GİRİŞİMİ
Mısır’ın ateşkes için girişimi hala tartışılmaya devam ediyor. Bu girişim ile ilgili olarak Arap dünyası ikiye bölünmüş durumda. Yazarların bir kısmı Mısır’ın bu ateşkes girişimini imzalamayacağını bile bile Hamas’ı sıkıştırmanın bir adımı olarak attığını değerlendirmesi yaptı. Hatırlanacağı üzere Mısır, bu yılın mart ayında İhvanla olan ilişkilerinden dolayı bütün faaliyetlerini yasaklamıştı. Lübnan merkezli Assafir gazetesi yazarı Hilmi Musa Mısır’ın ateşkes girişimini “Düşman Mısır Girişimi ile donandı. Bedeli Gazze ödeyecek!” şeklinde yorumladı.
Yazarların diğer bir kısmı ise Hamas’ın, “Mısır’ın girişimini” reddetmesinin İsrail’in saldırganlığını meşrulaştırdığını iddia ediyor.

GAZZE’YE KARA SALDIRISI: KAN İLE TAÇLANDIRILAN BAŞARISIZLIK

Al Kuds al Arabi
Başyazı

İSRAİL’in Gazze’ye kara harekâtı Perşembe akşamı başladı. Ortaya çıkan veriler, İsrail kabinesinin bu kararı geleneksel bir şekilde almadığını gösteriyor. Arap İsrail savaşında ilk kez İbrani devleti ateşkes isteyen taraf oldu.
Kara harekâtı kararı, füze saldırılarının altında alındı. Bu kararın alınma sebebi, İsrail’in füzelerin ateşlenmesini engellyemeyen  stratejik kayıplarını önleme amaçlıdır. Diğer yandan çocukları katletmesi ile bütün dünya nasıl bir ahlaki çöküntü içerisinde olduğunu gördü. Netanyahu’nun elinde oyunun kurallarını değiştirecek ve mücadele alanını genişletecek olanaklar yoktur. Hatta İsraillilerin öldürülmesi ile bedel ödese bile.
İnsani yardımların engellenmesi eşliğinde kara harekatı kararı, İsrail’in Filistinlilerin iradesini kırma konusunda başarısızlığın bir ifadesidir.
Harekâtın esas sebebi, savaşın kendisini şiddetlendirmek ve ateşkes girişimini direnen Filistinli gruplara zorla kabul ettirmektir.

İSRAİL İÇİN DURUM DAHA BAŞARISIZ OLACAK        

Abdulbari ATVAN
Rai alyavm

İSRAİL Başbakanı Benyamin Netanyahu,  Gazze’ye yönelik saldırganlıklarının ikinci aşamasını kara harekâtının başladığını söyledi. Hava saldırılarının gerçekleştiği birinci aşamanın başarı ile bittiği söylendi ama bu varsayım doğru değildir. Netanyahu istediği gibi füzelerin Tel Aviv’e, Kuds’e, Hayfa’ya inmesini engelleyemedi. Bu nedenle İsrailli yerleşimcilere güvence veremedi. Ve ekonomik hayatı tamamen felç etti. İkinci aşamanın bundan daha iyi olmayacağı görüşündeyim. Çok daha kötü olursa sürpriz olmayacaktır.
Askeri ve siyasi kollarıyla İsrail iktidarı, Gazze’deki direnen grupların Araplar tarafından izole edildiğini düşündü. Durumunun Lübnan’ın güneyinde bulunan Hizbullah’tan farklı olduğu varsayımında bulundu. Özellikle Mısır’ın, direnişi destekeyen bir rolünün olmadığı koşullarda! Mısır; Suriye gibi direniş ekseni üzerine bir strateji yürütmüyor. En azından bu günlerde İsrail’in pozisyonuyla uyumlu bir durumda. Bunun için İsrail ve Mısır iktidarı, hava saldırıları başladıktan en fazla üç gün sonra  direnişçi grupların “beyaz bayrak” kaldıracağını düşündü.  Fakat beklenen olmadı. Geride kalan on gün içinde islami ve laik direniş hareketinin gücünün zirvesinde olduğunu anlıyoruz.
 İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşlarına başladığı andan bu yana ilk kez halk birleşti ve direnişçi grupların etrafında toparlandı. Büyük sayıda insan daha önce olmadığı kadar kendini feda etmek istiyor.

ÜÇÜNCÜ İNTİFADA MÜMKÜN MÜ?

As’ad ABDURRAHMAN
Gulf News

BAĞIMSIZ bir Filistin Devleti kurmak için tek yol olan İsrail ile müzakereye dayalı Filistin’in resmi stratejisi tamamen başarısızlığa uğramış gibi gözüküyor. Acilen yeni bir strateji gerekiyor. Müzakerelerin başarısızlığa uğramasının arkasında birkaç neden bulunuyor.
Birincisi; İsrail, şimdi kendini Ortadoğu’da üstün hissediyor.  Araplar arası düşmanlıkların “baskısı” ile etrafındaki birçok Arap ülkesini kasıp kavuran ayaklanma manzaraları ulusal güvenliğinin “sigortası” olarak görüyor.
İkinci neden, ABD öncülüğündeki uluslar arası toplumun, İsrail’i uluslar arası hukuku ve insani nezaket kurallarını ihlal eden tutumuna dur diyecek bir yetenek ve iradeden yoksun olmasıdır.
Üçüncüsü, Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) Batı Şeria’da işgal altındaki Filistin halkına dayatılan İsrail’in sömürgeci/ırkçı (ister askeri ister siyasi) politikalarına karşı şiddetin kullanılmasına karşı tam muhalefet tutumu, Hamas’ın kararları ile birleştiğinde İsrail’i hedef alan roket saldırılarının yasaklanmasını dayatmak için bir araç oldu. Her iki eylem İsrail’e Filistinlilere karşı günlük olarak işlediği korkunç ve canice suçlarla ilgili sorumluluktan “muafiyet” vermektedir.
Olası bir Filistin üçüncü intifadasından bahsedildiğinde, bunun ilk ikisine benzeyeceği varsayılmaktadır. Böylesi bir varsayım yeni oluşan ve şimdi Ortadoğu’da var olan gerçeklerden uzaktır. Filistin’de sömürgeci/Irkçı İsrail politikalarına ile örtüşen Arap Baharının deneyimleri geçmiş yıllarda olduğu gibi saf bir intifada değil bölgenin tanık olacağı şimdiye kadar en büyük ayaklanmanın oluşmasını sağlayabilir. Birçok batılı uzman böylesi bir karışıklık içinde yıkıcı konvansiyonel ve alışılmadık yıkıcı silahların kullanılacağından emin. Bazı gözlemciler de el Fetih ve Hamas arasında yeni bir uzlaşmanın (gerçekten başarılı olursa) bu ayaklanmayı daha erken bir gerçeklik haline getirebileceğine inanıyor.
Bu nedenle, önümüzdeki Filistin ayaklanması bir olasılık mı yoksa bir gerçeklik midir? Bekleyelim, görelim ve hazırlıklı olalım. Çünkü birçok gözlemci (İsrailli yazarlar da dahil olmak üzere) aşırı ve şiddetli İsrail önlemlerinin belirli bir gelişmeye yol açabileceğini bekliyor.

MISIR’IN GİRİŞİMİ; HAMAS’I SIKIŞTIRMA HAMLESİ
Mısır’ın geçen Salı günü başlamasını önerdiği ateşkes planı Arap basınında tartışılmaya devam ediyor. İsrail’in kabul ettiği ateşkes, Gazze tarafından fırlatılan füzeler nedeniyle 6 saat sonra bozulmuştu. Bu yılın Mart ayından itibaren Gazze’yi yöneten Hamas’ı terörist örgüt ilan eden Mısır’ın böyle bir girişimde bulunması İsrail’in ateşkes girişimini hemen kabul etmesi şüphe yarattı.
Mısır’ın ateşkes önerisi ile ilgili olarak Abdulbari Atvan; “İsrail başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Mısır’ın önerisini çok hızlı bir şekilde kabul etmesi, ateşkesin başlamasından bir saat önce saldırıların durdurulması için bakanlar kurulundan karar çıkarması, bu önerinin akan kanı durdurmaktan çok İsrail için “can simidi” olduğunun bir ifadesi” dedi. Atvan bunun için Filistinli grupların taleplerinin hepsi olmasa bile çoğu gerçekleşmiş olmasına rağmen füze fırlatmaya devam ettiklerini söyledi. Atvan, Mısır iktidarının girişimini basın üzerinden duyurduğunda son derece kibirli ve gururlu davrandığını belirterek “İsrail ve ABD’nin ateşkesi kabul etmesinde sonra Filistinli gruplara dayatmak istiyor. Bu kabul edilmeyecek bir harekettir. Bütün diplomasi kurallarına aykırıdır” ifadelerini kullandı.

HAMAS DAHA ZOR DURUMDA
Ürdün’lü yazar Arib el Rentavi, Mısır’ın girişimini Hamas için bir “çıkmaz” olarak nitelendirdi. Rentavi Mısırın girişimini, 2012 Kasım ayında Hamas’ın Mısır istihbaratının arabuluculuğu ve Muhammed Mursi’nin desteği imzaladığı anlaşmanın “Karbon kopyası” olduğunu hatırlattı.
Ancak Rentavi, Hamas dengelerde bir değişim olduğunu söylediği ve anlaşmanın şartlarının yeni duruma göre oluşması gerektiğini belirttiği bir durumda ve aralarında seçilmiş meclis üyelerinin de bulunduğu 600 kişi tutuklu iken Hamas’ın bu anlaşmayı imzalamasının “hezimet” olacağına dikkat çekti. Rentavi, “Hamas Mısır’ın girişiminden sonra daha zor bir duruma düştü. Mısır’ın girişiminin yönlendirilmiş bir girişim olduğuna inanıyorum” dedi.

MISIR BASINI HAMAS’I, SUÇLADI
Mısır’da yayınlanan Addastur gazetesi yayınladığı haber yorumda Hamas’ın Mısır’ın girişimini reddederek İsrail saldırganlığına yeşil ışık yaktığı belirtildi.
Siyasi ilişkiler uzmanı Dr. Said Alloundi, Hamas'ın Mısır’ın girişimini reddetmesi; İsrail’in ve Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas’ın girişimi kabul ettiği uluslara arası alanda kabulün olduğu bir ortamda İsrail’e füzelere karşı kendini savunma hakkı verdiğini iddia etti. Hamas’ın, ateşkesi kabul etmemesi ve Türkiye ve Katar’ın girişimlerde bulunmasındaki ısrarıyla Filistin halkını sömürerek kişisel çıkarların ortaya çıkmasına neden olduğunu söyledi.  
Filistinli Siyasi Analist Eymen el Rakaba, Filistin iktidarının Hamas’ın girişimi reddedeceği bildiğini söyledi. Hamas’ın birçok cephede hedeflerin gerçekleştirmek için ateşkesi reddettiğini belirtti. Bunlardan bir bazıları kaybettiği kitlesini tekrar kazanmak, çalışanların maaş sorunlarını halletmek olduğuna dikkat çekti.

Gazze'de kanlı pazar: 87 Filistili, 13 İsrail askeri öldü, 1 İsrail askeri esir alındı

ÖNCEKİ HABER

‘Şehitlik’ ölümleri meşrulaştırıyor

SONRAKİ HABER

Bölgedeki güç dengelerine bir bakış

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa