İşten çıkarmaları sendika yapıyor
Son işten atmaların ardından çalışma şartları daha da ağırlaştı. Her bir işçiye biraz daha iş yüklendi. Aynı üretim yine devam ediyor. Bir aracı 57 saniyede çıkarıyoruz.
Renault İşçisi*
Son işten atmaların ardından çalışma şartları daha da ağırlaştı. Her bir işçiye biraz daha iş yüklendi. Aynı üretim yine devam ediyor. Bir aracı 57 saniyede çıkarıyoruz. İşten çıkarılmanın yapıldığı dönem ufak bir esneme yapıldı. 2 araba azalttı bant sisteminde. Daha sonra o sayı eski sayıya çıkarıldı. İleriki günlerde üretimin artacağı söyleniyor. Kadın işçi alınması düşünülüyor. Hazırlama düzeyinde çalıştırılacaklar. Muhalefet yapan kişiler yerden yere sürülüyor. Özellikle işçilerle temas kurulmayacak alanlara gönderiliyor. Bir şefimiz var. Sürekli küfürlü konuşuyor. Sözleşme geliyor. Hiçbir ses yok. En ufak bir konuşma yok. İşçiler korkutuluyor.
Sendikamız Türk Metal’in temsilcileri fabrikaya geldiler. Bizi toplayıp konuştular. Baş temsilci bize dönerek; “Konuştuklarımıza dikkat etmemiz gerekiyor. Ertesi gün hemen şu gazete de yayınlanıyor” dedi. Daha sonra da muhalif bir arkadaşımıza dönerek “Siz biliyorsunuz değil mi usta” diyerek herkesin içinde teşhir etmeye çalıştı. Bir de sizi takip ediyoruz izlenimi vermeye çalışıyorlar. Sendika bizden yana değil. Patrondan yana tutum alıyorlar yıllardır. Bunu yeni giren kişi bile artık biliyor. Çünkü yeni giren eskilere soruyor ve öğreniyor. İçerideki işten çıkarmaların bir çoğunu sendika yapıyor. Kendisine muhalefet yapacak kişileri tespit ediyorlar. Daha sonra idareye iletiyorlar. Onların belirlediği kişiler atılıyor. Kişinin çalışma performansına bile bakılmıyor. Çok iyi bir işçi olsa bile sendika istediği zaman hemen atılıyor. Bu yüzden de insanlar tedirgin. İşe yeni giren genç kuşaklar daha da tedirgin. Yeni giren işçiler asgari ücretle başlıyorlar. Bir önceki dönemki sözleşme de yüzde 8’e imza attığımızda.
Yine baştemsilcimiz bize dönerek; “Kimse bir daha böyle bir zam alınacağını hayal etmesin, düşünmesin” dedi. Kendine muhalefet yapacak bir grubu temizlediler. Bütün işçiler sendika tarafından gözetleniyor. Muhalif olanlar tek tek takip ediliyor. Gençler tepkili. Ancak onlara öncülük eden olmayınca da kimse bir şey yapmıyor. Tepki veren arkadaşlarımız da var. Süreç hiç iyiye gitmiyor. İşçiler hak ettiği ücreti alamıyor. Koalisyon hükümetleri zamanında bile enflasyon farklarını hakkıyla alıyorlardı. Yüzde 30’lara varan zamlar alındı. Mevcut hükümete kalsa enflasyon yok. Ancak işçiler enflasyon altında eziliyor. İnsanlar bir sürü borcun altına sokuldu. Herkes borç batağı içerisinde.
Taşeron sistemi yaygınlaşıyor her geçen gün. Renault’ta da çok sayıda taşeron işçi var. Onlar daha fazla mağdur oluyorlar. Ana firmaya bağlı olmadıkları için bir çok haktan yararlanamıyor. İçeride herhangi bir iş kazası yaşadığında ne yapıp edilip suçlu duruma düşürülüyor. Sendikaya üye değiller. Getiren taşeronun insafına kalmış her şey. Getirilen taşeron işçiler, hazırlama (Araçlar banda çıkarılmadan bazı parçaların takılması gibi işler), temizlik yemek gibi işlerde çalışıyorlar.
İnsanlar bir şey yapamıyor. Çünkü herkesin bankalara borcu var. 500 TL’ye ev veriyoruz diyerek insanları 15-20 yıl kendine mahkum hale getirdiler. Aldıkları maş belli. 2004’te giren işçi bile 1200- 1300 TL ücret alıyor. Eğer işçilere haklarını nasıl arayacaklarını öğretemezsek bu iş çözülmez. Kendisini, çocuklarını nasıl istihdam edecek. Genç işçilerin eski işçilerle diyaloga geçmesi lazım. Arada samimi arkadaşlarımızla toplantı yaparak fikirlerimizi tartışmamız lazım. Oradaki insanlara aktaracaklar. Eskiden de işçiler üzerindeki baskılar artıyordu ve bir anda patlıyordu kontrolsüz bir şekilde. Kontrollü olmadığı için işçiler kaybediyordu. Mevcut durumdan rahatsız olan işçilerle tekrar toparlanıp harekete geçmemiz lazım. Kimse aldığı ücretlerden memnun değil. Bu yüzden bir patlama yaşanacak. Bu kaçınılmaz.
*Bursa