Yedigöller sizi bekliyor
Bu sıralar sıcaklardan bunalıp birkaç günlüğüne doğayla baş başa kalmak, kafanızı dinlemek istiyorsanız, bu yazı sizin için. Bayramda bir yere gidemedim diyorsanız; hem şehrin gürültüsünden, kalabalığından uzaklaşmak hem de yemyeşil bir doğa mucizesine tanık olmak için çantanızı, çadırınızı hazırlayın yollara düşün derim.
Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul
Bu sıralar sıcaklardan bunalıp birkaç günlüğüne doğayla baş başa kalmak, kafanızı dinlemek istiyorsanız, bu yazı sizin için.
Bayramda bir yere gidemedim diyorsanız; hem şehrin gürültüsünden, kalabalığından uzaklaşmak hem de yemyeşil bir doğa mucizesine tanık olmak için çantanızı, çadırınızı hazırlayın yollara düşün derim.
Muhteşem doğasıyla Yedigöller sizleri bekliyor. Bu arada bölgeyi bilenler Yedigöllerin en güzel zamanının sonbahar olduğunu mutlaka vurguluyor.
Milli Parklar Genel Müdürlüğüne ait Yedigöller bölgesi, belki de ulaşımının zorluğundan kaynaklı neredeyse el değmemiş güzelliğiyle, kampçıları ağırlıyor.
İstanbul’dan Yedigöller’e yolculuk yaklaşık 4 saat sürüyor. Son 30-35 kilometresi stabilize ve bol virajlı olan yolun sonunda sizi karşılayan meşe, kayın ve çam gibi ağaçların oluşturduğu karma ormanı ve eşsiz manzarasıyla yorgunluğunuz bir anda siliniyor.
BU GÜZELLİK NASIL KORUNDU?
Yedigöller’e ulaştığınızda ilk iş olarak çadırlarınızı kurup, semaveri yakıp göl kenarında bir yorgunluk çayı içmenizi tavsiye ederim. Çadırlarınızı kurduktan sonra güler yüzüyle “hoş geldiniz” diyen Hüseyin abiyle tanışacaksınız. “Burada çalışmak çok keyfili olsa gerek” diye düşünebilirsiniz. “Onu bir de bana sorun” diyor Hüseyin abi, “Uzun zaman aileden, şehirden uzak olmak zor oluyor. Bir süre sonra buranın güzelliği de kâr etmiyor artık. Ben 13 yılın ardından artık geceleri burada kalmıyorum. Sabah gelip akşam dönüyorum.” Yedigöller’in doğal güzelliğini nasıl koruduğunu merak ediyorsanız, Hüseyin abinin buna ders gibi bir yanıtı var; “Burayı devlet değil de özel sektör işletseydi bu güzellikler kalmazdı.”
KEŞİF KEYFİ
Hüseyin abiden kamp alanına dair bilgileri alıp, çadır ücretini ödedikten sonra artık Yedigöller’i keşfetmek için kendinizi ormana atabilirsiniz. Dağların tepesinden olanca ihtişamıyla dökülen şelaleyi takip ederek kamp alanına kadar inebilir, bu sırada bölgeye ismini veren yedi gölden birçoğunu da görme imkanına erişebilirsiniz. Dilek çeşmesini, üzeri yosunlarla kaplı olduğu için güldüğünü anlayamadığımız ‘Gülen Kayaları’ da görebilirsiniz. Milli Park içindeki Kapankaya’ya çıkarak gölleri ve eşsiz manzarayı yukarıdan seyretme keyfini es geçmeden, geyik üretim alanı da ziyaret edilebilir. Milli Park alanında yabani domuz, ayı ve kurtlar da var. Ve eğer şanslıysanız sabah erken kalktığınızda şirin bir sincabı ağacın tepesine tırmanırken de yakalayabilirsiniz.
OLTAYA GELMEYEN BALIKLAR!
Heyelan sonucu, vadilerin önlerini kapatmasıyla oluşan göllerden bazıları dip kaçakları ile birbiriyle bağlantılı. Bölgeye adını veren yedi gölden birisi kurumuş durumda. Kalan altı göl ise bırakılan alabalıklar nedeniyle balıkçıların gözdesi durumunda.
Gölde balık tutmak parasıyla. Görevli Hüseyin abi “Belki balık tutmayabi-liriz, bize fiş kesme” sözlerimize aldırış etmiyor. “Tutarsınız, tutarsınız. Dayanamazsınız” diyerek elindeki koçandan 20 TL’lik fişi hemen kesiyor. Parasını vermiş olmamızın balıklar için bir önemi yok elbette. Gölde yüzen alabalıklar adeta dalga geçer gibi oltaların, yemlerin yanından geçip gidiyor. Gün boyunca bizimle birlikte onlarca kişi, saatlerce oltaları dolu atıp boş çekiyor. Her yeni gelen “Abi balık tuttunuz mu?” sorusunu sorup “Yok ne gezer” cevabını alınca ‘Tek yeteneksiz ben değilmişim’ diye en azından rahatladı kanımca. Balık tutamadan geçen saatlerden sonra elimizde oltalarla karşılaştığımız biri daha sesleniyor “Balık tuttunuz mu?” diye. “Yok, tutamadık” cevabını alınca kızının oltaya gelmeyen balıklar için “Baba bu balıklar robot herhalde” sözlerini aktarıyor gülerek.
NASIL GİDİLİR?
Batı Karadeniz bölgesinde yer alan Yedigöller’e Bolu’nun Mengen ilçesinden ulaşım mümkün. Ayrıca Ankara-İstanbul karayolunun 152. km’sinden Yeniçağa ve 190. km’de Bolu’nun kuzeyinden ayrılan yollarla ulaşılır. Kışın Bolu-Yedigöller güzergahı karla kapalı olduğundan ulaşım sadece Yeniçağa-Mengen-Yazıcık üzerinden yapılıyor. Her iki yolun da yaklaşık 30-35 km’lik bölümü stabilize.
YANIMIZA NE ALALIM?
100 TL’lik bir çadır, uyku tulumu ve matlar iyi bir uyku için yeterli olacaktır. Akşam için yanınıza kalın giyecekler almayı ihmal etmeyin. Güzel bir çay içmek için semaverinizi mutlaka getirin derim. Arızalar nedeniyle kamp alanında elektriksiz kalmamanız için fener ve aydınlatıcı almayı unutmayın. Ayakkabı üzerinden ısıran tanımlayamadığımız haşaratlara karşı sineksavar da önemli. Çeşmelerden akan kaynak suyu haricinde hiçbir yiyecek ve içecek satılmadığı için tedarikli olun.
NE YAPMAMALI?
Görevlilerin ‘kamp alanı burasıdır’ diyerek sizleri büyük gölün kenarına yerleştirmek istemelerine aldırmayın. Bölgeyi iyice gezin çok güzel kamp yerleri bulacaksınız. Eğer bunu yapmazsanız, başkalarının muhteşem kamp alanlarını görüp dayanamazsınız. Balık tutmak için para ödeyip bir de hırs yaparak saatlerinizi boş yere her gün görevliler tarafından yemlenen ‘robotların’ karşısında geçirmeyin.