6 Ağustos 2014 21:04

Kahire sokakları

Kıymet CEVİZ

Mısır’ın sokakları edebiyatın içinden geçiyor sanki. Necip Mahfuz’u okurken, dünya sokaklardan ibaret diye düşünüyorsunuz zira. Öyle ki Mahfuz civar sokaklardan öteye pek gidememiş bir yazar. Kahire sokaklarında dolaştırır sizi, çünkü sığındığı o sokaklardan, o evlerden dışarıya taşar yaşam öyküleri.

Mısır’ın yeni kuşak edebiyatçılarından olan Kahire doğumlu Muhammed Salah El-Azab’ın “Kötü Geçmişler” kitabını okurken de anımsadım o sokakları… O vakit diyebildim ki edebiyat bu sokaklardan geçmiş. Boşuna değildir; Mahfuz’a göre sokaklar dünyanın kendisidir.

Mısır Edebiyatının tanınmış yazarlarından olan Necip Mahfuz’un Nobel ödülünü kazanması, Batıya dönük olan çehreleri Ortadoğu’ya çevirmeyi kısmen de olsa başarmıştı. İlk olarak Necip Mahfuz’un “Midak Sokağı”nı okumuştum. “Midak Sokağı”, Mahfuz’a Nobel ödülü getirdi fakat yazar, ağır eleştirilerin hedefi oldu. Yaşadığı coğrafyanın aşığı olan Necip Mahfuz’a bu ödülü; yaşadığı yeri hor gördüğü ve insanları olduğundan farklı gösterdiği, onları aşağıladığı ve Batının da bu tür aşağılamaları takdir ettiği için bu ödülün kendisine verildiği söylenir.

Bilindiği gibi Mısır, İngilizler’in işgali altında idi. Toplum sömürülüp başkalaşıma uğramış, tabii bu durum hayat tarzları başta olmak üzere, her yere sirayet etmiştir. Toplumun giderek yoz oluşundan dem vurmak yine o dönemin yazarlarının aktarabileceği bir konudur. Mahfuz da bu konuyu eserlerinin çoğuna hakim kıldı. Muhammed S. El Azab da genç bir yazar olarak, o kültür çatışmasının ortasında kalmış iki gencin arzu duydukları yaşamı konu edinmektedir. Konu genel olarak o dönemlerden kalan yoz kültürün dayattığı bir yaşamı arzulayan çocukların yakın çevreleriyle olan ilişkileri anlatılmaktadır. Gelenekçi hayat tarzına sahip ailesi ile modern kültürün vaat ettikleri arasında kalmış bu gençler, küçük de olsa kendilerine ait hissedebilecekleri bir evde, farklı deneyimler yaşamak arzusundadırlar.

Edebi olarak kitap çok doyurucu değil. Konu çok sıradan, karakterler silik, amacı yok deyip alt üstü kısacık bir roman deyip nitelemek de mümkün, eğer o ülke Mısır olmasa idi. Kapalı toplumlar, bastırılmış duyguların patlama yaşadığı toplumlardır. Yazar bunu görebilmiş, tıpkı Mahfuz’un evlerden sokaklara taşan hikayelerini gördüğü gibi...

Evrensel'i Takip Et