Ezidi ailelerle Silopi'de konuştuk: Artık yurtsuzuz!
Silopi’deki Êzidi kampında zor koşullar altında yaşam mücadelesi veren Êzidilerle yaşadıklarını ve bundan sonrasına ilişkin beklentilerini konuştuk.
Faruk AYYILDIZ
Beyar ÖZALP
Silopi
Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Êzidilerin yaşadığı Şengal’e saldırmasının ardından binlerce Êzidi, topraklarını terk ederek Şengal Dağı’na sığındı, sınırı geçerek Rojava’ya gitti ya da Türkiye’ye sığındı. Yoğun olarak Silopi’ye gelen Êzidilerin bir kısmını ilçe halkı misafir ederken, yaklaşık 750 Êzidi de kurulan mülteci kampına yerleştirildi. Silopi’de toplam 2 bin 500’e yakın Êzidi bulunurken, sınırdan gelişler de yoğun şekilde devam ediyor. Silopi’deki Êzidi kampında zor koşullar altında yaşam mücadelesi veren Êzidilerle yaşadıklarını ve bundan sonrasına ilişkin beklentilerini konuştuk. Şengal’e geri dönmeyi düşünmediklerini anlatan Êzidiler, katliamdan kaçarken, pasaportları olmadığı için küçük çocuklarının sınırdan geçişlerine izin verilmemesine isyan ediyor.
IŞİD BAZI KADINLARIN ELLERİNİ KESTİ
Huri Xelef, “8 saat boyunca dağlarda yürüdük, daha sonra araçla bizi buraya getirdiler” diye başlıyor sözlerine. Ailesinin Şengal’de kaldığını ve kaçamadığını belirten Xelef, “Ailemden 9 kız ve 1 erkek IŞİD’in elinde esir. Erkek çocuk iki yaşında, kızların birisi bebek, bir yaşını doldurmadı henüz. Diğerleri de genç kızlardı” diyor. IŞİD’in gece ailesinin evini bastığını söyleyen Xelef, IŞİD’in evlerini yağmaladığını söylüyor. Hasta olan kardeşi ve annesini, halkın kendi imkanlarıyla IŞİD’in elinden kaçırdığını belirten Xelef, “Bu baskın haberini alan birçok köy IŞİD gelmeden köylerini boşalttı, dağlara kaçtı” diyor. Artık Şengal’e dönemeyeceklerini söyleyen Xelef, “Hiçbir şeyimiz kalmadı, evlerimiz yağmalandı, nasıl döneceğiz” diye soruyor. IŞİD’in elinde olan kız kardeşiyle de görüştüğünü söyleyen Xelef, “Kız kardeşim bir evin avlusunda tutulduklarını söyledi. IŞİD yemek bile vermiyormuş. Kardeşim, IŞİD’in bazı kadınların ellerini kestiğini anlattı” dedi.
AİLEM HÂLÂ ŞENGAL DAĞI’NDA
Tüm akrabalarının Şengal’de kaldığını söyleyen Kasım Kulu da akrabaları ile en son üç gün önce telefonda konuşabildiğini anlatıyor. “Şengal Dağı’nda saklanıyorlar, durumları çok kötüydü. Yemek ve su olmadığını, çocukların ölüm seviyesine geldiklerini anlattılar” diyen Kulu, kendi köyünde 150 genç kadının IŞİD tarafından kaçırıldığını belirtti. IŞİD’in köyün erkeklerini öldürdüğünü anlatan Kulu, “IŞİD köydeki tüm koyunları ve eşyaları da araçlara yükleyerek götürdü” dedi. Şu an 30 akrabasının Şengal Dağı’nda kurtarılmayı beklediğini söyleyen Kulu, bir gün yeniden Şengal’e dönebileceklerine inanmıyor. “Ölmekten korkmuyoruz ama IŞİD kadınlara saldırıyor” diyor. “Kuzey’deki Kürtler kapılarını bize açtı, hepsi kardeşimizdir” diyen Kulu, yaşanan katliamın Arap halkıyla, Kürtlerin arasını açtığını da ekleyerek, “Birçok insan Araplara tepkili” diyor. Üç gündür ailesinden haber alamadığını belirten Kulu, “Şarjları bitmiştir, pasaportları da olmadığı için gelemiyorlar, kaçak yollardan geçiş artık çok zor” diyor.
1 YAŞINDAKİ OĞLUM SINIRIN DİĞER TARAFINDA KALDI
Ehlem Nasahli isimli kadın, “Biz kaçarken IŞİD henüz köyümüze ulaşamamıştı ama haberini aldık ki şu an bizim bölgemizi de ele geçirmişler” dedi. Akrabalarında pasaport olmadığı için sınırı geçemediklerini anlatan Nasahli, “Oğlum henüz 1 yaşında. Pasaportu olmadığı için kendimle getiremedim ve babası ile kaldı” diyor. Oğlunun nefes darlığı çektiğini ve hasta olduğunu anlatan Nasahli, “Durumu nedir bilmiyorum, tek bir çocuğum vardı o da sınırın diğer tarafında kaldı” diye konuştu. Nasahli’nin yanında oturan ve adını vermek istemeyen yaşlı bir kadın ise yanında uyuyan torununu göstererek, “Torunumu sınırdan kaçırarak getirdik, anne ve babası sınırda kaldı” diyor.
İNANCIMIZI YAŞAMAK İSTİYORUZ, KORKUYORUZ
Şengal’den gelen Yusuf İbrahim, “Şengal Dağı’na bir gün yürüdük, oradan Duhok yoluna yürüdük ve sonra da buraya geldik” diyerek başlıyor konuşmasına. Şengal Dağı’nda ekmek, su bulamadıklarını anlatan İbrahim, “İnancımızı rahatça yaşayabildiğimiz bir yer istiyoruz, korkuyoruz. Şengal’de kimse kalmadı. Artık Şengal eskisi gibi olmayacak. Küçük oğlum da Süleymaniye’de kaldı” diyor.
AKRABALARIMIZI DİRİ DİRİ GÖMDÜLER
Ahmet Şengali, IŞİD’in ilk saldırısı sırasında Şengali terk eden Peşmergeye tepkili. “Peşmerge Kürdistan’da şehidin kanı var, bırakmayacağız dedi ancak IŞİD geldiğinde ilk onlar kaçtı” diyen Ahmet Şengali, “IŞİD kadınları ve çocukları kaçırdı. Şengal Dağı Êzidileri ikiye ayırıyor. Doğu’da olanlar kendilerini kurtardı ama Batı’da kalanlar kurtaramadı” diyor. O da Şengal’e dönmeyi düşünmediklerini söylüyor. “Kadınlarımızı, akrabalarımızı diri diri toprağa gömdüler, döndükten 10 yıl sonra yeni bir katliam ile karşılaşmayacağımızın garantisi yok” diyen Şengali, “Komşumuzu ve üç çocuğunu alıp götürdüler, IŞİD kız çocuklarımızı 15 bin dinara Arap bölgelerinde Sünnilere satıyor. Şiiler de Şengal’e sığınmışlardı. Şengal’e saldırı olunca onlar da bizimle dağlara kaçmak zorunda kaldı” diyor.
‘BİZİ KİMSE İSTEMİYOR’
Mülteci kampında çadırları gezerken, bir aile ile karşılaşıyoruz. İsimlerini vermeden, yaşadıklarını anlatmak istiyorlar. Top seslerini duymalarıyla birlikte kaçtıklarını anlatan aile fertleri, pasaport sorununa dikkat çekerek, küçük çocukların pasaportları olmadığı için hiçbir yere gidemediklerini anlatıyorlar. Nüfus kayıtları Musul’da olduğu için çocuklara pasaport alamadıklarını anlatan bir aile ferdi, “Küçük çocuklara 70 yaşındaki dedemiz bakıyor. Kürdistan’da artık yerimiz yok, bizi kimse istemiyor. Artık yurdumuza da dönmek istemiyoruz. Oradaki diğer toplulukların hepsi bize düşmandır. Ekmeğimizi yemiyor, suyumuzu içmiyorlardı” diyor.
TÜRKİYE PASAPORTSUZ GEÇİRMİYOR
“Türkiye, pasaportu olmadığı için savaş mağdurlarının sınırı geçmesine izin vermiyor” diyen Dildar Şükrü Mirza babasının Şengal’de kaldığını söylüyor. “Babamla birlikte akrabalarımız da oralarda kaldı ve iletişim kuramıyoruz” diyen Mirza, geleceğe dair hiçbir planları olmadığını söylüyor. “Ne yapacağımızı bilmiyoruz, Kürdistan yönetimine güvenip evlerimize dönemeyiz, herkeste IŞİD korkusu var” diyor. Bir yaşındaki küçük kardeşinin pasaportu olmadığı için sınırı geçemediğini dile getiren Mirza, “Bir kardeşim Duhok’a gitti, pasaport alabilmek için çabalıyor” dedi.