17 Ağustos 2014 10:37

Zoë CARPENTER

“Tüm bu bölge etnik açıdan
barut fıçısı kıvamında.”

Bu sözler, polis, Missouri’nin Ferguson kasabasında, silahsız siyahi genç Michael Brown’ı öldürdükten 2 gün sonra  düzenlenen protesto esnasında Los Angeles Times’a söylendi. Olay yaşandığından bu yana St. Louis banliyösünün neden göstericiler, göz yaşartıcı gaz bombaları, plastik mermiler ve zırhlı araçlarla dolu olduğunu açıklamaya çabalayan muhabirler, New York Times editörlerinin “şu anda sokakta görülen gerginlikte büyük pay sahibi” olduğunu belirttiği “ırk ayrımcılığı, ekonomik eşitsizlik ve baskıcı yasalar tarihini” açığa çıkardı.

SİYAH HALKIN BEYAZ YÖNETİCİLERİ

Ferguson’u tanımlayan ırk ayrımcılığı gerçekten şok edici. Kasaba sakinlerinin 3’te 2’sinden fazlası siyah ancak resmi yetkililer ve polis memurlarının neredeyse tamamı beyaz: Belediye başkanı ve emniyet genel müdürü, 6 kent konseyi üyesinden beşi, okul idaresi üyelerinin biri hariç hepsi ve 53 polis memurundan 50’si beyaz!
2013 yılında aramaların yüzde 92’si ve trafik kontrollerinin yüzde 86’sı siyahlara yönelik gerçekleştirildi. Yuvarlak rakamlar suç oranlarını kesinlikle yansıtmıyor. Aramalarda beyazların üçte biri yasa dışı silah ya da uyuşturucu taşırken yakalanırken, siyahlarda kaçak mal taşırken yakalananların oranı beşte bir.

FERGUSON VE ABD’NİN GERİ KALANI

Peki Ferguson gerçekten bir istisna mı? Kasaba, ülkenin en ayrımcı metropol bölgelerinden St. Louis’in kuzeyinde yer alıyor.  Ancak ABD’deki şehirlerin çoğu, mesele siyah ve beyaz nüfus olduğunda yüksek oranda ayrımcılık barındırıyor. Ferguson’da yaşayanların yüzde 28’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve bu rakam tüm ülkede, yoksulluk sınırının altında yaşayan siyah Amerikalıların oranıyla aynı. Mesele, Ferguson’un özgün tarihi ve istatistiklerin bir anlam ifade etmemesinden ziyade onun yarattığı şok ve öfkenin hızlanarak büyümesi. Ancak bir aynayı başka bir yere açılan pencere olarak gördüğünüz zaman çirkinliği kabul etmek de kolaydır.

EŞİTSİZLİK HER YERDE

Kanuni yaptırımların eşitsiz uygulanışı, ülke çapında sıkça rastlanılan bir durum. Beyazlar, Siyahların beş katı yasa dışı uyuşturucu kullanıyor ancak uyuşturucu suçlarından cezaevine gönderilen siyahların oranı beyazların 10 katı.  Ve eşitsizlik kolluk kuvvetlerine dair başka alanlarda da belirgin; örneğin New York Polis Departmanı’na 2013’te kabul edilenlerin yalnızca yüzde 10’u siyah.

Ferguson’daki siyasi erkin beyazlığı da ulusal bir özelliktir. Yeniden Yapılanma** döneminden bu yana yalnızca 4 eyalette siyah senatörler seçildi: Illinois, Massachusetts, Güney Carolina ve New Jersey. 25 eyalette halen Temsilciler Meclisi’ne hiç Siyah temsilci seçilmedi.

Genç, silahsız, Siyahi birinin öldürülmesinin de Ferguson’a has olmadığını biliyoruz. Sanford’a ya da Jacksonville’e has olmadığı gibi, Staten Island, Beavercreek, Ohio, Dearborn Heights, Michigan, Pasaena ya da California’ya da değildi... Jelani Cobb’un yazdığı gibi bu kentler şimdi ırk odaklı bir ölüm hikayesinde birlikte acı çekiyor...
Bir kriz olduğu ortada. Ancak Ferguson bunun merkezi değil. Ferguson’da acı ve öfkeyi yaşayanlar askeri yanıtlardan çok bir açıklamaya ihtiyaç duyuyor...

*The Nation’dan çeviren Mithat Fabian SÖZMEN

** Yeniden Yapılanma(Reconstruction) dönemi, ABD’de İç Savaş sonrası 1865 ila 1877 yıllarını kapsar. ABD Başkanı Abraham Lincoln tarafından açıklanan ve köleliğin savaştan sonra kaldırılacağını ilan eden Özgürlük Kararnamesi ile başlamıştır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Tüm memleket parsel parsel

Tüm memleket parsel parsel

Ülkenin başkentindeki Çayırhan Madeni ve Termik Santrali, dün haraç mezat satıldı. Maden sahaları, termik santral ve neredeyse Nallıhan’ın tamamı büyüklüğünde bir toprak, santralin tek yıllık geliri olan 20 milyar TL’ye gitti. Aynı gün Resmi Gazete’de Erdoğan imzasıyla 300 bin metrekareden fazla kamu arazisi bedelsiz olarak sermayeye tahsis edildi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sefer Selvi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü çizdi

Evrensel'i Takip Et