Mehdin Taşkın devlet şiddetiyle 2 yaşında tanışmıştı
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bulunan "Şehid Amed û Şehid Hevîdâr Şehitliği"ne dönük askerlerin gerçek mermilerle yaptığı saldırısı sırasında yaşamını yitiren Mehdin Taşkın'ın (23) yaşam öyküsü Kürt gençlerinin yaşadığı trajedilerin sadece bir örneği.
Hayri DEMİR / Evrim KEPENEK
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bulunan "Şehid Amed û Şehid Hevîdâr Şehitliği"ne dönük askerlerin gerçek mermilerle yaptığı saldırısı sırasında yaşamını yitiren Mehdin Taşkın'ın (23) yaşam öyküsü Kürt gençlerinin yaşadığı trajedilerin sadece bir örneği.
Taşkın'ın, devletin baskı ve şiddetiyle tanışması 1993 yılına dayanıyor. Devletin dayattığı koruculuk sistemini kabul etmeyen yurttaşlara yönelik devreye konulan köy yakmalardan nasibini alan ailelerden biri Taşkın'ın ailesi. Köy yakmaların yoğunluk kazandığı 1993 yılında Lice'ye bağlı Derne (Kanîya Spî) köyünden Diyarbakır'a göç etmek zorunda kalan Taşkın'ın ailesinin en küçük çocuğu idi Mehdin Taşkın. Devletin baskılarının ardından geldikleri Diyarbakır'da yaşama tutunamayan aile iki yıl aradan sonra tekrardan Lice'nin yolunu tuttu ve büyük Lice depreminden sonra yapılan iki gözlü bir prefabrikte yaşama tutunmaya çalıştı. Köyleri yakıldığı için elde avuçta bir şeyi kalmayan Taşkın ailesi, bir yandan bu acıları unutmaya çalışırken, bir yandan da yaşamlarını kıt kanaat imkanlarla sürdürmeye çalıştı.
Mehdin, eğitimini ilkokul beşinci sınıfta zorunlu bir şekilde bırakarak, ev ekonomisine katkıda bulunmak için çalışmaya başladı. Yıllarca lokantada garsonluk yapan Taşkın, iki yıl önce zorunlu askerlik için gittiği Mersin'den Lice'ye dönerek, Fisovası'nda bulunan bir lokantada çalışmaya devam etti. Bu süre zarfında evlilik için de hazırlık yapan Mehdin, katledilmeden iki gün önce ev kurma amacıyla bir dolap bile satın aldı. Ancak aldığı dolabı bir kez bile kullanamayan Mehdin'in, ömrünün büyük bir bölümünü geçirdiği evinin duvarında şimdi "Yenilmez bir orduyla özgürlüğe yürüyen bir halk Kürt Gençliği, onursuz bir yaşamayı asla kabul etmemektedir. Özgürlük dağlarında buluşalım" yazılı fotoğrafı asılı.
Saldırıda kardeşini kaybetmenin büyük acısıyla konuşan ağabeyi İmdat Taşkın, Mehdin'in kendi halinde içine kapanık bir kişiliğe sahip olduğunu belirterek, hiç kimsenin ondan en ufak bir zarar görmediğini dile getirdi. Kardeşinin yaşından daha büyük bir olgunluk içerisinde olduğunu söyleyen Taşkın, onun her şeyi kendi içerisinde yaşayan bir karaktere sahip olduğunu belirtti. Taşkın, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Çoğu kez annemlerin yanında kalmazdı, benim yanımda kalırdı. Kardeşten öteydi benim için, bizim aramıza hiçbir mesafe girmedi. Dışarıdaki insanlardan hiç kimse ondan rahatsız değildi. Lice'de kime sorarsanız sorun onunla en ufak bir sorun yaşayan birisi yoktur. Kimse onun kötülüğünü görmedi. İyi niyetliydi. İmkanı el verdikçe iyi şeyler yapmaya çalışıyordu. En ufak bir sıkıntısını bile paylaşmaktan rahatsızlık duyardı."
"Eve gidiyorum, kardeşim kendisine eşya almış evlilik için ama sahipsiz kalmış" diyerek sözlerini sürdüren ağabey Taşkın, "Evlendirmek amacıyla hazırlık yapıyorduk. Geçen yıl bir ağabeyimi kaybettik O yüzden düğününü erteledik. Yakın bir sürede evlendirmeyi düşünüyorduk. Ama göremedi" dedi.
LİCE'DE SON 1 YILDA 3 GENÇ ÖLDÜRÜLDÜ
Son bir yıl içerisinde Lice'de askerlerce katledilen üçüncü gencin kardeşi olduğunu hatırlatan Taşkın, "Benim kardeşim ne ilktir ne de sondur. Ne gençliğimizi yaşadık bu saatten sonra da yaşayamayız zaten. 14 yaşındayken evimiz yakıldı kendi topraklarımızdan bizi sürgün ettiler. Biz sadece artık yeter yeter, yeter, yeter diyoruz. Bizim yüreğimiz yandı başkasının yanmasın. Bugün benim kardeşim, yarın gözümüzü açıyoruz bir başkası. Lice gibi bir yerde bir günümüz rahat geçmiyor. İçimiz acıyla doldu. Bu devlet hiç ne yaptığını düşünmüyor mu? Öldürmeyle insan biter mi ki? Lice'de yıllardır yaşadıklarımızı hiç kimse yaşamamıştır" ifadelerini kullandı. (Diyarbakır/DİHA)