60 günlük süre doldu, şimdi ne olacak?
Merhaba Evrensel okurları... Ben 7. günden sonra grevi yasaklanan, 21 aydır beş kuruş zam alamayan ve bu gidişattan fazlasıyla zarar gören, rahatsız olan 6 bin 500 cam işçisinden biriyim.
Trakya’dan bir cam işçisi
Merhaba Evrensel okurları... Ben 7. günden sonra grevi yasaklanan, 21 aydır beş kuruş zam alamayan ve bu gidişattan fazlasıyla zarar gören, rahatsız olan 6 bin 500 cam işçisinden biriyim.
Geçirdiğimiz grev süresi bize paylaşmayı, dayanışmayı, mücadele etmeyi, bunun yanı sıra sendikaların nasıl olması gerektiğini sermaye sınıfı karşısında işçi sınıfının öz örgütü olmalarının gerekliliklerini ve hayati önem taşıyan olmazsa olmazlarını yeniden hatırlattı veya öğretti.
Bütün bunların nedeni kârlarına kâr kattığımız sektörde dünya dördüncüsü yaptığımız Şişecam işvereninin az da olsa hakkımız olanı vermeyi reddetmesidir.
Biz Trakya’daki cam işçileri diğer fabrikalardaki cam işçisi arkadaşlarımız gibi ciddi bir dayanışma ve mücadele örneği sergiledik. Sendikalı olmamız elbette çok önemli, fakat bu grevde sendikamızın aldığı tutum cam işçisinin verdiği mücadeleyle orantılıydı diyemeyiz.
Bilindiği üzere grevimiz 27 Haziran gecesi Bakanlar Kurulu kararıyla genel sağlığı ve milli güvenliği tehdit ettiğimiz gerekçesiyle 60 gün ertelenerek yasaklanmıştı. İşverenle AKP Hükümeti el ele vererek Şişecam işvereni müşterilerine tazminat ödemesin diye gece yarıları grevimizi yasaklamış, hiç bir hakkımızı vermeden, iki arkadaşımızı da işten çıkararak bize işbaşı yaptırıldı.
Grevimiz ertelenmeden bir kaç gün önce Trakya’daki fabrikalar, beyaz yakalı çalışanlar tarafından çalışmaya hazır hale getirildi. Bu durum grevin erteleneceğinin ya da yasaklanacağının habercisiydi. Fakat sendikamız bunun karşısında herhangi bir şey yapmadı, hiç bir hazırlığımız yoktu.
İşverenle hükümet el ele verebiliyorsa sendikamız da yüzünü sınıfına dönmeli sendikaları, örgütlü örgütsüz diğer işçileri bu grevin etrafında birleştirmeliydi. Fakat bu konuda da başarısız olmuştur. Grevimizin yasaklandığı gecenin sabahında sendikamızın önüne gittiğimizde bize akşam vardiyasının işe gideceği söylendi. Bu 60 günlük süre içinde ne yapacağımızı, ne gibi bir yol izleyeceğimizi sorduğumuzda daha sonra açıklama yapılacağı söylendi.
Bu sendika bizimse, işçilerinse bize daha sonra açıklama yapılmamalı ya da biz buna müsaade etmemeliydik. Ne karar alınacaksa bu birlikte yapılmalı, gerekirse bizim sendikacıları görevlendirmemiz gerekirdi.
Grevimiz yasaklandı; bir süre sonra, ciddi bir huzursuzluk olduğunu gören sendika yöneticilerimiz Başkanlar Kurulunu toplayıp eylemleri arttırma dahil bir dünya karar alarak toplantıyı sonlandırdıklarını açıkladılar. Alınan bu kararlar işçinin yüzünü sendikaya çevirmiş ve herkes beklentiye girmişti. Fakat eylemlerin artmasından kasıt işletme içinde “işçiyiz, haklıyız” gibi sloganların yazıldığı kağıtları tişörtlerimize yapıştırmaktan başka bir şey değilmiş. Bu cam işçisinin tepkisini bastırmaktan başka hiç bir işe yaramadı.
Sendikamıza sormak lazım; kamuoyu oluşturmak için neler yapıldı?
Grevimiz ertelendikten sonraki eylemler neden oldubittiye getirildi?
Sendikal Güç Birliği Platformu ne kadar harekete geçirildi? Diğer sendikalara cam işçisinin mücadelesi etrafında birleşme çağrısında bulunuldu mu?
Sendikamızın kasasına giren aylık yüzlerce milyardan ne kadarı grev süresinde kullanıldı?
Grev yerlerine gelip bizlere, ‘Burada 20 den fazla kişi kalmasın, diğerleri eve gitsin’ diyen genel merkez yöneticimize herhangi bir uyarı verildi mi, verilecek mi?
60 günlük süre bir şekilde doldu; şimdiden sonrasında greve çıkılırsa ne şekilde bir mücadele hattı izlenecek bir planımız var mıdır?
Hakem heyeti talebimizden düşük bir miktarı bize reva görürse alacağımız tutum belli midir?
Taleplerimiz olan ekonomik, idari ve atılan iki arkadaşımızın işe alınmaları meselelerinde geri adım atarak ‘Hükümet girdi araya’ deyip bir kenara mı çekileceğiz?
İşten çıkarılan arkadaşlarımız işe alınana kadar maaşları sendikamız tarafından verilecek mi? Yoksa işçiler kendi aralarında az da olsa para toplamaya devam edecekler mi?
Otocam fabrikasının camlarını gönderdiği, metal TİS sürecinde olan otomotiv işçileriyle dayanışma geliştirilecek mi?
İşverenle ya da aracıyla yapılan görüşmeler “anlaşma sağlanamamıştır” gibi çok kısa bir şekilde İnternet’ten duyurulmaya devam edecek midir yoksa işverenin tavrı, tutumu net bir şekilde üyelere aktarılacak mı?
Cam işçilerinin kendi aralarında tartıştığı, sorguladığı durumlardan bazılarıydı yukarıda sıraladığım.
Bizler çekinmemeliyiz bunları yüksek sesle sorgulamaktan, sendikalar biz işçiler varsak var olmaya devam edecekler. Bizler zaman zaman inisiyatif almalıyız; aksi taktirde her ne kadar bizim aramızdan genel merkezlere gitmiş olsalar da sendikacılarımız bir süre sonra değişebiliyor, sendikal bürokrasinin esiri olabiliyorlar.
Biz sendikalı işçiler olarak bu işlerle sendikacılar ilgilensin demek gibi bir lükse sahip değiliz, böyle dediğimiz takdirde şu an yaşadığımız süreç tekrarlanıp duracaktır.
Dilim döndüğünce işletmelerdeki tartışmaları, beklentileri dillendirmeye çalıştım. Bunları dillendirmek, sendikayı karalamak değil tam tersi daha iyi bir sendika nasıl olur çabasının ilk adımlarıdır. Umarım sendikacılarımız buradan yola çıkarak ne yaptıklarını, ne yapacaklarını bir daha gözden geçirirler.
Unutulmamalıdır hiç bir şey dün olduğu gibi olmayacak, cam işçisi iyi kötü bir mücadele süzgecinden geçmiştir. Bunu işveren de, AKP hükümeti de, sendikamız da iyi anlamalıdır.
Buradan sesimize ses oldukları için Evrensel gazetesi ve Hayat TV’ye teşekkür ediyorum.