Her gün aldığımız kadın cinayeti haberleri kanıksanamayacak kadar ürkütücü olmasına rağmen şaşırdığımız yönleri değişti şimdiden. “Boşanalı 2 yıl olmuş üstelik” diyoruz. Yani boşanmak istediği için ya da yeni boşanmış olsalar da öldürse neyse diyeceğiz neredeyse…
Ben de korkuyorum; arkadaşımın gözümün önünde tehdit altında olmasından, bir cinayete kurban gittiğini duymaktan korkuyorum.
Yıllardır aynı ortamda çalıştığımız arkadaşımı sık sık ağlarken gördüğümde birkaç kez konuşmaya çalışmıştım. Ertelemişti hep anlatmayı. Bir gün “Çok kötü şeyler oluyor” dedi. İşini kolaylaştırmak için “Kocanın hayatında başkası mı var” dedim… Anlatmaktan bu kadar çekindiğine göre, bu kadar acı çekip ağladığına göre, bu kadar çaresiz hissettiğine göre başka bir neden olamazdı sanki… Aklıma daha kötüsü gelmemişti. “Keşke öyle olsaydı, boşanırdım biterdi” deyip alkol ve şiddet dolu hikâyesini anlatmaya başladı.
Dostum dediğim bir insan 3 yıldır bunları yaşıyordu ve bizler mesai arkadaşları olarak bir haberdik… Ve yine “Başka kimse bilmesin n’olur… Çözülecek inanıyorum, başkaları bilsin istemiyorum” dedi. Bu konuşmanın üstünden sanıyorum iki yıl geçti. Birçok kapı, pencere kırılan, sokak ortasında şiddete varan, üstelik 15 ve 9 yaşındaki çocuklarının önünde yaşanan, karakollarla darp raporlarıyla sonuçlanan olay geldi, geçti ya da geçmedi. Boşandı ama bitmedi.
Kaç kez uzaklaştırma cezaları verildi ama adam eve kadar girdiği halde kadına koruma verilmedi.
Karakol başvurularında her defasında –dolaylı da olsa- şikâyetçi olmaması yönünde önerilerle (!) karşılaştı…
Kapılar pencereler kırılırken polis arandı ama polis hep koca gittikten sonra geldi.
Karakol başvuruları savcılığa ancak bir ay sonra ulaştı, 6 ay sonraya duruşma günü verildi.
Nöbetli çalışan kadın arkadaşım ruh sağlığını çoktan kaybetti zaten ama yöneticileri de çok umursamıyorlar doğrusu. Nöbete gelirken çocuklarını bırakacağı güvenli bir yer olmadığını, can güvenliğinin tehdit altında olduğunu söylemesine, elindeki çocuk velayeti, karakol-darp belgeleri vs. gibi belgeleri yönetime sunmasına rağmen geçici çözümler sunuldu kendisine.
Empati kuramıyorum, arkadaşıma empati kurmam imkansız belki tahmin edebilirim sadece… Ya çocuklar; yaşadıkları bunca travmayı nasıl taşıyacaklar yaşamlarına. Ya “N.D. boşandığı kocası tarafından öldürüldü” haberi alırsam ben nasıl taşırım bu acıyı…
Sevgi GÜLER/ İSTANBUL
6 Eylül 2014 14:34
EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp
Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.
BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ

İletişim-İş Genel Başkanı Gürkan Emreoğlu yazdı
Türk Telekom işçisi yoksulluğa mahkum değil

Ramis Sağlam'ın haberi
TOKİ’nin kentsel dönüşüm projesine mahalleli tepkili

Seyit Aldoğan'ın haber analizi
Yunanistan'da genel grev hükümeti sarstı

Yücel Özdemir'in haber analizi
Evrensel'i Takip Et