Savaşa ve katliama karşı haydi dayanışmaya!

Dicle TOZLUYURT

Kadın ve savaş… Ne kadar zıt çağrışımlı iki kelime değil mi? Savaş; kan demek, ölüm demek, yıkmak, yok etmek, tecavüze uğramak demek, göç demek… Kadın; sevgi demek, merhamet demek, yeniden var etmek, yaşama tutunmak demek, barış demek, hayat demek…
Her türden insani değerden yoksun IŞİD, Irak’ta ve Suriye’de başta Arap Aleviler olmak üzere kendisi gibi düşünmeyen herkese karşı kafa kesme, tecavüz, toplu katliam vb. en vahşi biçimde saldırıyor. IŞİD’in katliamlarından kaçan binlerce Ezidi Şengal Dağı’na sığındı, Suriye devletinin sınırları içinde kalan Rojava da bu saldırılara en yoğun biçimde maruz kalan bölgeyi oluşturuyor. Yüzlerce çocuk dağda açlık ve susuzluktan yaşamını yitirdi. Kadınlara tecavüz edildi, öldürüldü, çocuklarından ayırıldı, köle pazarlarında satıldı.
 

KARTAL’DA STAND
Emek Partisi olarak “Savaşa ve katliama karşı halkların dayanışmasını büyütelim” çağrısıyla bir kampanya başlatıldı. Biz de Kartal’daki EMEP’li kadınlar olarak kız kardeşlerimizin, Rojava halkının ve Ezidilerin ihtiyaçlarını bir nebze de olsa karşılamak için bir araya gelip “Ne yapalım” diye konuştuk. Eczaneleri gezip tıbbi ilaç yardımı isteyelim, merkezde ve belli noktalarda stant açalım ve el emeği göz nuru bir kermes yapalım dedik. Mahallemizdeki kadınları da işin içine katıp tanıdıklarımıza kek, börek, kısır gibi yiyecekler hazırlattık. 30 Ağustos’ta Kartal merkezde standımızı açtık. Sadece yiyecek olmaz diye fotoğraf sergisiyle olayı görünür hale getirdik. Rojava ve Şengal için yazılmış ağıtlar dinlettik. Kartal’da duymayan, görmeyen kalmadı bu standı. Kermesimizde yiyeceklere fiyat biçmedik, gelenlerin isteğine bıraktık. Bilmeyenlere neler olduğunu anlattık. Bazıları olaydan bihaber yaşamına devam ederken, duyarlılık gösteren, dayanışma içinde olan da bir o kadar çoktu.
O gün Zafer Bayram’ı olduğu için geleneksel meşaleli yürüyüş yapıldı Kartal’da. Yürüyüş bittikten sonra konser vardı. Konserden çıkınca standı görüp Rojava ve Şengal lafını duyar duymaz başını çevirip yanımızdan hızla uzaklaşan kadınların tavrı üzücüydü. Moralimizi bozmadan yiyeceklerimiz bitinceye kadar devam ettik. Fena para da toplamadık. Umarız kız kardeşlerimizin ve çocuklarının acil ihtiyaçlarına azıcık da olsa derman olur...
 

‘DUR’ DEMEK İÇİN
Direniş büyüyerek sürüyor. Ancak Rojava halkına, Ezidilere, Kürt halkına, Hıristiyan Arap ve Süryani halkına, Şii Türkmenlere, demokrasi ve özgürlük güçlerine yönelik katliamlar henüz sona erdirilebilmiş değil. Katliamcı çetelere dur demek için, bölgedeki halklarla dayanışmamızı var gücümüzle büyütelim!
Aç susuz, saldırı altında hayatta kalmaya çalışan çocuklar, kadınlar, yaşlılar, tüm insanlarımız için her birimizin, hepimizin yapacağı küçük büyük bir dayanışma biçimi mutlaka vardır. Rojava, Şengal, Mahmur için yaptığımız her dayanışma pratiği, IŞİD çetelerine destek veren AKP’nin ülke içindeki ve bölgemizdeki barbar planlarına, hayallerine vurulmuş bir darbe olacaktır. Türkü, Kürdü, Arabı, Çerkezi, Lazı, Boşnağı, Pomağı, Süryanisi, Ermenisi, Sünnisi, Alevisi, Ezidisi, Hıristiyanı tüm halklarımızın, inanç sahiplerinin, emekçilerin, işçilerin, yoksulların, ezilenlerin demokratik, özgür ve insanca bir yaşamı birlikte kurmaları için tuğla olacaktır. Haydi dayanışmaya!