6 Eylül 2014 20:05

Yasemin AKPINAR

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak, tarifsiz zulümlere maruz kalan, yerlerinden yurtlarından edilen, katliama uğrayan, savaş cehennemini yaşayan Ortadoğu halkları ile dayanışmak için geçtiğimiz haftalarda başlattığımız kampanyamızı sürdürüyoruz.
Mahallemizde birçok noktada stand açtık. Üyelerimizle birlikte kapı kapı dolaştık. Karşımıza çıkan herkese Ortadoğu’yu kana bulayan bu savaşı kimlerin istediğini, nedenlerini, katliama uğrayanların yoksul halklar, kadınlar ve çocuklar olduğunu uzun uzun anlattık.
Katliam yapmayı kendine iş edinen bu katillerin yandaşlarının yaptığı kara propagandalardan etkilenen bazı kişilerle de karşılaştık. Bize söyledikleri “Ezidilerin Müslüman olmadığı, onların İslam karşıtı olduğu” vb. yönündeydi. Ama bu birkaç kişinin dışında mahalle halkı başta kadınlar olmak üzere dayanışma için seferber olmuş durumda.
Esenyalı, dört muhtarlığın olduğu büyük bir mahalle. Burada pazartesi günleri büyük bir pazar kuruluyor. Esenyalı’nın her yerinden bütün kadınlar buraya alışverişe geliyor. Dernek üyesi yedi arkadaşımızla beraber burada ikinci yardım standımızı açtık. Amacımız kadınlara, Ortadoğu coğrafyasında süren bu kirli savaşın, en büyük mağdurlarının kadınlar ve çocuklar olduğunu, karşılaştıkları zulmü, baskıyı, tecavüzü anlatmak ve kadınları savaşa karşı dayanışmaya çağırmaktı.

‘BAŞKA NE YAPABİLİRİZ’
Beklediğimizin üstünde bir dayanışma sergiledi kadınlar. Standımızı gören birçok kadın yanımıza geldi. Üç saat gibi kısa bir sürede yüzlerce kadın destek verdi. Pazardan çocuklar için kıyafet alışverişi yapan, “param yok” deyip bir koşu eve gidip erzak getiren, dayanışma kutusuna ilaç yardımı için para koyan, savaşı ve savaşı destekleyenleri lanetleyen “çok üzülüyoruz, söyleyin elimizden başka ne gelir, başka neler yapabiliriz” diyen kadınlar...
Çocukları için pazarda satılmayan meyve ve sebzeleri toplayan bir kadın, standımızı görünce yanımıza yaklaştı ve “benim hiç param yok, ama beni beklerseniz evden bir paket makarna alıp gelebilirim” dedi. Yaklaşık bir buçuk saat sonra da, evinin çok uzakta olduğunu ancak gelebildiğini söyleyip iki paket makarna bıraktı standa.

‘İYİ BİLİRİZ YOKLUĞU’
Pazar başında yardımlarını ulaştıramayan kadınlar ertesi gün derneğe akın etti. Kimi alışveriş yapmış kimi çocuğunun kıyafetlerini getirmiş, kimi ilaç almıştı...
Yüreğimizi burkan ama içimizi de aydınlatan olaylarla karşılaştık. Örneğin bir kadın arkadaşımız çocuğuna yardım amaçlı gelen ayakkabıyı daha çocuğuna bir defa giydirmeden savaş mağduru çocuklarla dayanışma için getirmişti: “Biz açlığın yokluğun ne demek olduğunu iyi biliriz” diyordu. “Benim çocuğum bütün yaz yırtık bir ayakkabıyla dolaştı. Parasızlıktan ayakkabı alamadım, ev sahibim okullar açılacak diye sağolsun gitmiş almış ama baktım o savaş ortamında çocukların daha çok ihtiyacı var...”
Kadınlar, Ortadoğu halkları ile dayanışmayı vicdan borcu olarak görüyor. Sadaka mantığıyla yardım yapmıyorlar. Bir şey yapmanın verdiği özgüvenle bu kampanyayı sahipleniyorlar. Kendi sokaklarında da yardım topluyor ve derneğimize ulaştırıyorlar.
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak savaş mağduru kadınlar ve çocuklar için mücadele etmeye devam edeceğiz. Savaşı lanetlemek, barış sesini yükseltmek, kızkardeşlerimize, tüm kardeş halklara dost elini uzatmak, ayrımcılığa, ırkçılığa, ötekileştirmeye dur demek, Ortadoğulu kadınların direnişine, onuruna sahip çıkmak için bütün kadın arkadaşlarımızı yanımızda olmaya çağırıyoruz.


 

Evrensel'i Takip Et